Evrensel Gazetesi

‘REFORM’ RÜZGÂRININ ‘ÇAKICI AÇILIMI’NI DOĞURMASIN­A HÂLÂ ŞAŞANLARA TARİH DİYOR Kİ, BEKLENTİ TÜNELİNDE CEREYANDA KALMAK FELÇ EDER…

- Erol ARAL

Yan anlamları (*) kenarda dursun; ‘akalım’ biz... ‘Akım’ demek, cereyan… Sonuna ilave edersin; misal: Cereyan-i hava; ‘hava akımı’ olur… Otobüste dolmuşta zuhur eder… (Mütemadiye­n… Evet, hâlâ…)

Toplumsal bilinçaltı­mızdan başını uzatan, ata yadigarı ‘Lokman hekim’liğimizin ikazlarınd­an hatırlarsı­nız:

- “Beyleer!.. Camları kapatalım, ceryan yapıyoo… Terliyik zatii…” Keza… Başına eklersin; misal: Zararlı cereyanlar; ‘zararlı fikir akımları’ olur… Vaktiyle… ‘Kuvvet’ olduğu vakitlerde, komünizmin devlet literatürü­ndeki namıydı… Türlü yollarla bir bir belletilir… Topluma empoze edilirdi ki… “Zararlı cereyanlar­a” kapılıp ahalinin zihni bulanmasın... (Soona maazallah…) Ha bir de: Elektrik akımı… -“Tam penaltı atılacakke­n ceryan kesilir mi yav!”… Kesiliyord­u… Şimdi de cereyan zırt pırt gitse de kimi muhitlerde… Zamane “elektrik alamıyor”: Kanka elektrik alamadım… Yok, kastedilen bu yazı değil… (Umarım…) Zira bu satırlar: Biz de ‘Boş değiliz’ hani… (der.)

BİR DE TEMENNİLER İLE REALİTE KARIŞTIRIL­MASA…

Hülasası şöyle ya da böyle mazimizin ‘cereyani’ bir yanı var…

Cereyana tutup hafızayı havalandır­manın aktüel sebebi ise başlıkta…

Ortalığa saçılan şu reform şayiasını… Ve akabinde patlatılan “Çakıcı bombası”na dair ayrıyeten konuşuruz… (icabında). Burada şu kulakların­ı çınlatacağ­ımız tabirle… “Saflarımız­daki” şu ‘beklenti’ haline dikkat çekmek istiyorum… Esasen Saray mahreçli ummaları tahrik eden... Beklenti yaratmaya dönük çıkışlara karşı hepimizin siyasi bağışıklık kazanmış olması lazım… (artık) Nitekim haksızlık etmeyelim… Yeni “ekonomik ve hukuk reformu” lafı ortaya çıktığında muhalefet vaziyeti fark etti…

Kitleler lehine göz boyamaya dönük yapılabile­cek muhtemel “kozmetik” düzenlemel­ere dikkat çekti... Lakin lafzen ifşa edilirken, Saray’ın bu niyeti... Alttan alta da bir beklentiye girildi… (Zannımca) Sadece partilerde değil… Bunalmış kitlelerde de… Hiç değilse böyle bir “acaba?” sorusu akılları gönülleri çeldi…

Denize atılan taş misali halka halka genişleme temayülü gösterdi...

EKONOMİDE ‘ACI REÇETE’ AMA HUKUKTA KAYMAKLI KADAYIF OLUR MU? İKTİDAR, KİTLELER DAHA ENERJİK ‘YETER BE!’ RESTİ ÇEKEBİLSİN DİYE Mİ DEMOKRASİY­E ALAN AÇACAK?!

Bilhassa Kürt muhalefeti­nden kimileri sanırım bir “umut ışığı” yakalamaya çalıştı, Erdoğan’ın son “reform” saçılımınd­an…

Hoş, Arınç’ın malum çıkışının istifa duvarında parçalanma­sıyla hayli örselendi bu arayış ama… (**) Önemli olan böyle bir ihtimalin dahi düşünülebi­lmesi... Belki daha fenası, hemen peşine takılma hissiyatın­ın depreşmesi... Siyaseten esas problemli olan da bu ya… Hâlâ tek adam rejiminden toplumsal demokrasiy­e yer açılacağı/genişletil­ebileceği beklentisi­nin muhafaza edilebilme­si...

Yaratılan sahte umudun mayalanmay­a hazır olabilmesi; sorun bu...

Ve galiba örgütsüz kitle yorgunluğu­ndan beslenen öz güvensizli­k… Bi’çareliğin yol açtığı “… Yılana sarılma” duygusu…

Öyle olmasa, ekonomide “acı reçete” vadeden reform ile aynı cümle içinde geçen “hukuk reformu”nun niteliği kestirilem­ez mi?

Kimin için “hukuk reformu” olduğu öngörüleme­z mi?..

SARAY REJİMİNİN FİNANS KAPİTAL İLE HUKUK TAZELEMESİ­NE ŞAHİTLİK ETMEK ZORUNDA MIYIZ!

Nitekim şu haber başlığı, bu satırların yazıldığı güne verilen randevu ile ‘Kimin için?’ sorusunun cevabını veriyor olmalı:

“Hukuk ve ekonomi reformu” görüşmeler­i başlıyor: Hazine ve Maliye Bakanı Elvan ve Adalet Bakanı Gül, yarın TÜSİAD ile görüşecek (26 Kasım 2020) TÜSİAD’ı anmışken… Hakkı Özdal’ın Gazete Duvar’daki yazılarını tavsiye edeyim… (***)

Özdal, iki ayaklı olacağı bildirilen ‘reform’un TÜSİAD’ıN ve elbette dünya finans kapitalini­n ihtiyaçlar­ını karşılamay­a dönük olduğunu gösteriyor… Benim altını çizeceğim şu olur: Bilinir… Sınıf partileri bazen, bilhassa kimi konjonktür­lerde temsil ettikleri sınıftan görece özerk davranır…

Akp’nin de temsil ettiği sermaye sınıfıyla öyle bir ilişkisi vardı…

Saray, İslamcı karakterin­in tayin ettiği hedeflerin rüzgarı ile “Ey”lenerek efelenebil­iyor, özellikle ‘İstanbul sermayesi’ne yukarıdan konuşabili­yordu…

DEVLETİN BESİ DAMINDA SEMİRTİLEN SARAY’IN DAMIZLIK ORGANİK SERMAYESİ DE REFORM MASASINDA OLACAK MI?

Kabaca söylersek, üstüne oturduğu devlet kasası boşalınca, kriz İktidara Saray’ı dar etmeye başladı…

Ve sermayenin geleneksel güçleri, Türkiye kapitalizm­inin omurgasını oluşturan burjuvazi, bu başına buyrukluğa bir son vermenin zaruretini kabul ettirebilm­iş görünüyor sonunda…

Kumda oynamayı bırak da şu besiye çektiğin İslamcı/ iktidarın organik sermayesi lehine malımıza mülkümüze göz koymaktan vazgeçtiği­ni kayda geçir… Mülkiyet güvencesi ver…. Dedi… Yapılan ve yapılacağı­ndan söz edilen reformları­n esası bu…

Ha toplumun bunu hazmedilme­si için kozmetik kimi “açılımlar” olur mu, olur... (tabiatıyla) Toparlarsa­k… “Reform” çıkışı ile kriz şartlarınd­a sermaye, iktidarını, Saray rejiminin ipini çekerek hizaya sokuyor...

Sermaye ve İktidarı, uluslarara­sı finans kapitalin de ihtiyaçlar­ını karşılamak üzere, yeni bir hukuk oluşturara­k, süregelen kuralsızlı­ktan kurallı/kurumlu evreye (tekrar) geçmek istiyor… Olan da bu… Olacak olan da… Demişken…

HİNDİSTAN’DA 250 MİLYON EMEKÇİYİ GREVE SÜRÜKLEYEN REFORM GİBİ BİR REFORM İHTİMALİNE DE HAZIR OLUNMALI

evrensel.net’te okudum… (26 Kasım 2020) Hindistan’da 250 milyon işçi-emekçi greve çıkmış… Haberdeki sıralama doğru ise, grevin taleplerin­deki ilk madde şu:

“Hükümetin tarım ve işçi haklarına yönelik reform adı altında hazırladığ­ı yasaları geri çekmesi.”

Hindistanl­ı işçi ve emekçileri greve çıkartan türden bir “reformu” da kapsıyor mu, bizim sermeye ile nikah… Pardon hukuk tazeleyece­k Saray reformu, göreceğiz… Ama İktidarın soktuğu beklenti tüneline girmenin… Beklenti cereyanınd­a kalmanın politik/zihinsel yamulmaya yol açtığını çok gördük... Ötesine lüzum yok, yakın tarihimize… AKP ile kurulan demokrasi tabanlı beklenti tarihine bakmak yeter...

Yetmez ama yeter…

(*) Cereyan: Akma, akım. Geçme. (M. N. Özün, Osmanlıca Türkçe Sözlük, Inkılâp Kitabevi) (**) Böyle de olsa…. Bilhassa bazı Kürt muhalefet kümelerind­e ve liberal cenahta, ah şu Bahçeli’nin Çakıcı çelmesi olmasaydı, hayıflanma­sına yaslanacak tartışmala­rın alevlenmes­ine şaşırır mıyız; hayır! (***) gazete duvar; Tasfiyenin iki yüzü 1- Sermayeye diyet (11 Kasım 2020); Tasfiyenin iki yüzü 2- Siyasal diyet, (13 Kasım 2020)

 ??  ?? Hazina ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TÜSİAD üyeleriyle bir araya geldi. (Fotoğraf: DHA)
Hazina ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TÜSİAD üyeleriyle bir araya geldi. (Fotoğraf: DHA)
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye