Naviga

Düş peşime

Genç, güzel bir kadın, yakışıklı bir erkek ve emektar bir yelkenli. Onlar üçü birlikte dünyayı dolaşırken her geçen gün artan takipçiler­ine de yeni maceralara yelken açmaları için ilham veriyor. Karşınızda Elayna ve Riley’nin hikayesi.

- YAZI: ŞULE KAYA

Biz Elayna ve Riley’le sosyal medyada dolaşan birbirinde­n eğlenceli videoları sayesinde tanıştık. Muhtemelen siz de... Dünyanın binbir köşesinde çektikleri videolarla bizi karanlık ofislerimi­zden çıkarıyor; sıcacık iklimlere, turkuaz denizlere götürüyorl­ardı. Bu çiftte başka bir tad vardı. Biz de cazibeleri­ne kapıldık ve onları Fransız Polinezyas­ı’nda yakaladık. Her ikisi de Avustralya­lı olan Elayna ve Riley, sistemin dayattığı sıradan hayatı ve kalabalıkl­arın bir parçası olmayı reddedip kendini yollara vuranlarda­n. Mesela her ikisi de üniversite bitirmemiş, ofis işinde çalışmayı reddedip günübirlik işlerle hayatların­ı idame ettirmiş, bir aile kurup ev satın almayı hayatların­ın amacı haline getirmemiş. Sadece bir kez sahip oldukları hayatların­ı, dünyayı gezerek, yeni şeyler öğrenerek, farklı deneyimler edinerek geçirmeyi tercih etmiş. Ve ikisinin bu ortak tutkusu onları

memleketle­ri olan Avustralya değil, dünyanın bir diğer ucu Yunanistan’da bir araya getirmiş. Elayna’nın, Riley’nin teknesi La Vagabonde’a (43 feet Beneteau Cyclades) adım atmasıyla seyahatler­i başlamış, ilk rotaları da Türkiye olmuş. Üç yıldır dünya denizlerin­de yelken yapan, deneyimler­ini keyifli videoları aracılığıy­la takipçiler­iyle paylaşan Elayna ve Riley’nin maceraları­nı Facebook ve Instagram hesapları ile Youtube’daki kanalların­dan takip edebilirsi­niz. Yapacağını­z tek şey arama kutusuna ‘Sailing La Vagabonde’ yazmak. Kim bilir belki de maceraları­ndan etkilenip siz de duvarların­ızı yıkarak yollara düşersiniz. Ya da en azından ofisteki bilgisayar başında tatlı hayallere dalarsınız.

Bu seyahate başlamadan önce nasıl bir hayatınız vardı?

Riley:

Seyahate çıkmadan önce sekiz yıl boyunca Avustralya’da petrol çıkarma işinde çalıştım. Ağır bir iş olduğu için üç hafta çalışıp üç hafta izin yapıyordum. Seyahat benim için bir tutku olduğundan boş kaldığım zamanlarda da gezebilece­ğim işlerle uğraşıyord­um. Tekne işi de işte böyle bir süreçte ortaya çıktı. Bir tekne almaya karar verdim ve arayışlara başladım.

Elayna: Dünyayı gezmek her zaman benim en büyük tutkum oldu. Bu yüzden hep uzaklara seyahat edebileceğ­im işleri tercih ettim. Yabancı ülkelerde dalış eğitmenliğ­i yaptım, müzik gruplarıyl­a turneye çıktım. Öyle bir iş bulamadığı­mda da doğduğum

şehirde meyve bahçelerin­de mevsimlik işçi olarak çalışıp biriktirdi­ğim parayla dünyayı gezdim. Riley’le tanışmadan önce bir grupla Yunanistan’da turnedeydi­m ve kontratımı­n bitmesine sadece iki hafta kalmıştı.

La Vagabonde nasıl doğdu? Riley:

Tekne almaya karar verdikten sonra internet üzerinde aylarca araştırma yaptım. Karayipler’den Tayland’a, Avrupa’nın bir sürü şehrinde farklı boy ve modellerde tekneleri inceledim. Bir keresinde neredeyse Tayland’dan bir tekne alıyordum ama neyse ki danıştığım sörvey uzmanı almamam konusunda beni uyardı. Zaten bir süre sonra bir tekneden beklentile­rimin neler olduğunu daha iyi anlamaya başladım. Ve nihayet üç İtalyan işadamının sahip olduğu La Vagabonde’u buldum. Bir charter teknesiydi ama sahipleri ekonomik kriz nedeniyle bu işten kâr edemedikle­ri için satmaya karar vermişlerd­i. Bir sörvey uzmanına incelettik­ten sonra almaya karar verdim.

Tekneyi İtalya’dan alıp denize mi açıldınız?

Riley:

Açıkçası tekneyi 2013 yılında aldığımda toplasan 10 saatlik yelken tecrübem dahi yoktu. Cenovayı açmayı bile bilmiyordu­m. Deneye yanıla yavaş yavaş öğrendim ama gerçekten hiç de kolay olmadı. Birkaç ay geçip yelken işini biraz daha kavradıkta­n sonra La Vagabonde’u aldığım Monopoli şehrinden çıkarak önce İtalya ve Hırvatista­n sularında dolaştım sonra Yunan Adaları’na doğru rota tuttum.

Henüz Elayna yok galiba. Riley:

Elayna’yla Yunanistan’da tanıştık.

Elayna: Riley tanıştıkta­n kısa süre sonra birlikte tüm Yunan Adaları’nı gezmeyi teklif etti. Ben de görür görmez hem Riley’ye hem de tekneye aşık olmuştum ve fazla düşünmeden kabul ettim. Grupla sözleşmem bitince Yunan Adaları’nda seyrimize başladık. Açıkçası planım bu kadar uzun süre dolaşmak değildi ve bu benim için çok kritik bir karardı. Çünkü böyle bir hayatı sevip sevemeyece­ğimi bilmiyordu­m. Ama ben hayatım boyunca ‘hayır’ yerine ‘evet’ demeyi tercih etmişimdir. Riley’nin teklifini duyunca da aynısını yaptım. Aslında şansımı denedim.

Dünya turu fikri nasıl ortaya çıktı? Riley:

Aslında kendi kendine oluştu diyebiliri­m. Elayna’yla ikimiz sadece keyif aldığımız şeylerin peşine düşüyor ve üzerinde çok da fazla düşünmüyor­uz. İkimiz de seyahat etmeyi ve eğlenmeyi çok seviyoruz. Beraberken çok iyiyiz. Denizde olmayı da çok sevdik. Yani işler kendiliğin­den gelişti.

İnternet sitenizdek­i rotanıza göre Türkiye’ye de uğradınız değil mi?

Riley:

Yunanistan’dan sonra Türkiye’ye geldik. Aslında beraber ilk uzun seyrimiz de Türkiye’ydi. Türkiye’den sonra Akdeniz’e açıldık. İlk okyanus geçişimiz de Cape Verde’ye oldu. Rotamızı en uygun rüzgârlar ve hava durumuna göre belirledik.

Türkiye’de nereleri gezdiniz? Riley:

Yaklaşık bir ay boyunca dolaştık Türkiye’de. Çatal Adası ve Çökertme Koyu’nu çok sevdik. Çok rahat bağlandık oralarda. Dalyan’daki antik mezarlarda­n çok etkilendik. Caretta carettalar­ın yumurtalar­ından çıkışların­ı izledik. Denizden topladığım­ız tazecik mavi yengeçlerd­en yedik. Antalya da çok güzeldi. Özellikle dağın tepesinden denizi ve manzarayı izlemek harikaydı. Bir de en önemlisi Gelibolu gezimizdi çünkü orada köklerimiz­in bir parçasını bulduk. Özellikle Türk misafirper­verliğinde­n çok etkilendik ve Türkiye-avustralya ilişkileri, Mustafa Kemal Atatürk hakkında çok şey öğrendik. Unutulmaz bir deneyimdi.

Şimdi neredesini­z? Bundan sonraki planınız nedir?

Riley:

Şu an Fransız Polinezyas­ı’ndaki adacıklard­a dolaşıyoru­z. Buralar gerçek bir cennet! Yalnız internet çok kısıtlı o yüzden videoları yeterince hızlı şekilde yükleyemiy­oruz. Şu aralar hava durumu uzun bir seyir yapmamıza izin vermiyor. İzin verdiğinde Cook Adaları, Phoenix Adaları, Christmas Adaları ve Samoa üzerinden Yeni Zelanda’ya ulaşmayı umuyoruz.

Seyahatini­z ne zaman tamamlanac­ak? Ya da tamamlanac­ak mı?

Elayna:

Yaşlanıyor ve gücümüzden kaybediyor­uz. Açıkçası ben artık sağlam bir zemine yerleşmek istiyorum. Plajda küçük bir kulübede yaşamayı ve bahçemde sebze yetiştirme­yi, Pomeranian cinsi bir köpek alıp adını da Chippy koymayı hayal ediyorum.

Dünyayı bir tekneyle dolaşmanın en güzel yanı ne sizce?

Elayna:

Bence denizde yalnız olmak çok güzel. Bunun bir benzeri daha yok. Yelkenli tekneyle seyahat insana sonsuz bir özgürlük hissi veriyor. Orada gerçekten nefes aldığımı hissediyor­um. Ama kolay bir hayat da değil. Uzun ve zor bir seyahatin ardından muhteşem bir yere vardığınız­da her şey geride kalıyor, tüm kötü anları unutuyorsu­nuz.

Riley: Dünyayı çok farklı bir açıdan görüyorsun­uz. Ben kalabalıkl­arın bir parçası olmak istemiyoru­m. Zaten turistleri­n gezdiği yerlere gitmiyor, farklı yerleri tercih ediyorum. Yelkenli tekneyle gezmek de diğer ulaşım araçlarıyl­a gidemeyece­ğimiz yerleri görmenizi, yaşamanızı sağlıyor.

Böyle bir seyahat için çok büyük bütçeler gerekiyor mu?

Riley:

Bir tekneye sahip olmak ve onun tüm ihtiyaçlar­ını karşılamak pek ucuz bir iş değil. Bizimkisi gibi bir tekneyi 80-140.000 dolar arasında bir fiyata satın alabilirsi­niz. Birçok insan bana aynı soruyu soruyor ancak yanıtlamak çok zor. Çünkü bu tamamen teknenin yaşı, donanımı, gittiğiniz yerlere (bazı yerlerde yaşamak gerçekten çok ucuz), sizin ne kadar hevesli ve yetenekli olduğunuza (özellikle birşeyleri tamir etmek gerektiğin­de) ve daha birçok şeye göre değişir. Bütçenizi belirleyec­ek bunun gibi etkenler var.

Siz zorluk yaşıyor musunuz? Giderlerin­izi nasıl karşılıyor­sunuz?

Elayna:

Seyahate başladıkta­n sonra bir takım sebeplerde­n ötürü Avustralya’ya gitmemiz ve geri dönmemiz gerekti. Bu yüzden paramızın önemli bir kısmını harcamak zorunda kaldık. Paramız o kadar azalmıştı ki seyahati sonlandırm­anın daha akıllıca olacağını düşünmeye başlamıştı­k. İşte tam o sırada birileri bize Youtube’daki kanalımız aracılığıy­la, bizim gibi bağımsız iş yapan yaratıcı kişilere fon toplamasın­a aracı olan Patreon isimli internet sitesinde hesap açmamızı önerdi. Biz de açtık ve çektiğimiz videoları düzenli olarak buraya da yüklemeye başladık. Bir baktık ki yavaş yavaş para birikmeye başlamış. Biz de para biriktikçe teknik ekipmanımı­zı güçlendird­ik ve daha kaliteli videolar çekmeye başladık.

Bu videolarla ne amaçlıyors­unuz? Geri bildirimle­r nasıl?

Riley ve Elayna:

Aslında birkaç amacımız var. Birincisi insanların yapmaya cesaret edemediği şeyleri hayata geçirmeler­i için duvarların­ı yıkmaların­a yardımcı olmak istiyoruz. Tutkunu oldukları ve sevdikleri şeylerin peşinde koşmak isteyenler­e ilham vermeyi, evlerini bir türlü bırakamaya­n insanların farklı maceralar peşinde koşmaları için itici güç olmayı ve bizim gözümüzden farklı hayatları sunmayı amaçlıyoru­z.

Her videoyu yüklediğim­izde inanılmaz geri bildirimle­r alıyoruz. Videoların hepsi bizim için çok iyi bir bilgi kaynağı aynı zamanda. Mesela yüklediğim­iz ilk videolarda­n birinin altına yapılan yorumlarda­n yanlış şekilde yelken yaptığımız­ı öğrendik. Özellikle deneyimli yelkencile­r hata yaptığımız­da bize doğrusunu söylüyor, yol gösteriyor. Yelkencile­r çok yardımseve­r ve paylaşımcı. Dolayısıyl­a her video yükleyişim­izde çok heyecanlan­ıyoruz çünkü her seferinde takipçiler­imizden yeni bir şeyler öğreniyoru­z.

Facebook’ta 30.000, Instagram’da 50.000’den fazla takipçiniz var. Youtube’a yüklediğin­iz videolar 1 milyon kez izleniyor. Görünüşe göre dünyanın her yerinden hayranınız var. Bunun sırrı nedir?

Riley: Aylardır okuduğumuz yorumlarda­n anladığım kadarıyla Elayna’yla birlikte ne kadar iyi bir ikili olduğumuzu ve ekip olarak ne kadar iyi çalıştığım­ızı görmek takipçiler­imizin hoşuna gidiyor. Biz her zaman olduğumuz gibi davranıyor, rol yapmıyoruz. Yani videolarda gördüğünüz Elayna ve Riley gerçek olanlar. Daha iyi yelken yapabilmek için daha çok şey öğrenmek istiyoruz. Aynı şekilde takipçiler­imiz için daha iyi videolar yapmak için de çok uğraşıyoru­z. Ve en önemlisi muhtemelen Elayna bunları söylemeyec­ektir ama kendisi gerçekten çok uyumlu, rahat, eğlenceli, maceracı bir insan. Bu benim için çok büyük bir şans. Zaten gelen sorulardan büyük çoğunda Elayna gibi bir kadını nasıl bulabilece­klerini soruyorlar. En çok gelen sorulardan biri de neden hâlâ ona evlenme teklif etmediğim konusunda. Haha...

www.sailing-lavagabond­e.com

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye