Mutabakat ortamı nasıl korunur?
Birkaç yıldır hasretini çektiğimiz bir ortamın içindeyiz. Siyasi alanda birlikteliği, mutabakatı, uzlaşmayı somut şekillerde tecrübe ediyoruz.
Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın davetiyle bir araya geliyor, birlikte Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı somut tehditleri nasıl bertaraf edebileceklerini, yeni dönemde ne tür adımlar atılabileceğini müzakere ediyorlar.
Bu ortamı korumaya gayret etmeliyiz. Bunun için de birkaç hususu akıldan çıkarmamak gerekir. Bu mutabakat ortamını siyasete armağan eden, milletin ta kendisidir.
Milletin ortak düşmana karşı mücadele ederken gösterdiği azim ve kararlılık yeni bir siyasal enerji doğurmuştur. Siyasi parti temsilcilerinin bu enerjiye duyarsız kalması düşünülemez. En çetrefilli dönemlerde dahi Türkiye’de sosyolojik olarak bir “toplumsal kutuplaşma”dan değil, bir “siyasal kutuplaşma”dan bahsedilebileceğini söylüyorduk. Bunun en somut halini o uzun 15 Temmuz gecesinde gördük.