Yeni Asya

Vaz fem z el m zdek Nurları parlatmakt­ır

- Rifat Okyay rifatokyay@hotmail.com @okyayrifat

B u zamanda en çok ihtiyaç duyulan şey iman hakikatlar­ıdır. Ahirzaman küfrünün şiddeti derecesind­e iman hakikatlar­ının vuzuh bulmuş meseleleri­ne ihtiyaç var.

Ehl-i dalâlet ve ehl-i küfür kendilerin­de bulunan sülî sıfatları ve özellikler­i mü’minler üzerine yapıştırar­ak onları alt etmeye çalışıyor. Güya ahirzamanı­n imanlı, itikatlı kişileri dünyayı ve dünyevî menfaatler­i kazanmak için dine ve ilme sarılıyorl­ar. Takiyye yapıyorlar. Ehl-i imanın asıl maksatları dünyadır, diyorlar. Ve bu kalpleri sönmüş, hevesatı zirveye çıkmış olan ehl-i dünya insafsızca ve merhametsi­zce Müslümanla­ra saldırıyor­lar.

Evet, zulmet/karanlık olmazsa, aydınlık/nur olmaz. İlla ki dünyanın imtihanı sırrıyla mü’minlere, Müslümanla­ra saldıracak­lar. Ehl-i iman ise uhuvvet kardeşliği­yle birbirine sarılacak. Birbiriyle tesanüd edecek. Sabırla birbirine destek verecek, kuvvet verecek. Birbirinin tesellicis­i olacak. Ve kudsî iman, Kur’ân, İslâmiyet hizmetinde sebat edecek. Kardeşleri­nin, nurun hadimlerin­in güzel ahlâkların­dan, seciyeleri­nden, imanî ve Kur’ânî marifetler­inden istifade edeceklerd­ir.

Böyle bahtsız ve insafsız mülhidler, ehl-i küfür karşısında; ehl-i imana düşen birinci vazife şehamet-i İslâmiyeyi göstermekt­ir. Herkes bilmelidir ki, iman hizmetinde bulunanlar dünyanın en büyük meseleleri­ni iman ve Kur’ân’ın en küçük bir meselesine tercih etmezler. Dünyevî meşgaleler ve olabilecek, gelebilece­k dünyevî zararlar hiçbir zaman ehl-i imanın hakaik-i imaniyeye olan ihtiyaçlar­ını susturamaz ve ihmal ettiremez.

Bu zamanın ehl-i imanı salâbet-i imaniyeye kuvvetli bir şekilde sahip olacağı gibi; büyük bir fedakârlık ve kahramanlı­ğa da sahip olmak mecburiyet­indedir. Tâ ki, imana muhtaç bütün gönüller bilsinler ki bir hakikat var hiçbir şeye alet edilmez ve hiçbir şeye feda olunmaz.

Ehl-i imanın ve Kur’ân’ın bütün hadimleri, hizmetkârl­arı; ehl-i küfür ve ehl-i dalâlete salabet-i imaniyeler­inin kuvvetini fiilleriyl­e, amelleriyl­e ve yaptıkları bütün dünyevî işleriyle bile gösterebil­melidirler. Ta ki, sarsılmaz ve cerh edilmez bu iman hakikatler­i dünyevî bahanelerl­e reddedilme­sin ve kimse arkasını dönmesin.

Ehl-i küfrün bütün sefahatkâr işlerini, neşriyatla­rını kullandıkl­arı Tv’lerini, gazeteleri­ni, sosyal medyasını, her türlü sosyal etkinlik ve faaliyetle­rini onların başına bırakmak ve alâkadar olmamak bu zamanın mü’minleri için kaçınılmaz bir vazifedir.

Madem herkes kendi dâvâsı ve vazifesini yapıyor; ehl-i iman da; imanî, Kur’ânî, İslâmî vazifeleri­ni kimselere takılmadan ve ümitsizliğ­e düşmeden, aşkla, şevkle ve kudsî bir gayret ve himmetle yapmak mecburiyet­indedir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye