ÜNİVERSİTELER...
Bütün vesayetleri kaldırarak demokrasiyi güçlendirdiğini iddia eden Saray iktidarı, uygulamalarıyla tam tersini yapmaya dolu dizgin devam ediyor. Şehir Üniversitesi’nin bir CB kararnamesiyle kapatılması, son örneği.
15-20 Temmuz OHAL sürecinde binlerce akademisyen sorgusuz sualsiz bir şekilde, neyle suçlandığını dahi bilmeden, savunma hakkı verilmeden, bütün kazanılmış hakları da gasp edilerek üniversiteden ihraç edilmiş ve epeycesi gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Benzer duruma düşürülen diğer kamu görevlileri gibi.
İlim ve fikir yuvası olması gereken üniversiteler ihbarcıların cirit attığı fitne yuvaları haline getirilmiş; sayısını bilmediğimiz birçok nitelikli akademisyen, asılsız isnad, iftira ve jurnallerle tasfiye edilip devredışı bırakılmıştı. Hocaların ve öğrencilerin karşılıklı olarak birbirlerini jurnalleme yarışına girdiği bu durumun yol açtığı inanılmaz mağduriyetlerin yanında nasıl bir cinnet ortamına zemin hazırladığını da, Eskişehir’deki bir üniversitede yaşanan dehşet verici katliamda görmüştük.
Bu kıyımların akademi ortamında sebebiyet verdiği kan kaybının ölçümü ve hasar tesbiti hâlâ yapılabilmiş değil.
Ama yapılıp ortaya konulduğu zaman karşılaşacağımız tablonun son derece ağır ve vahim olacağı şimdiden belli. Görünen köy kılavuz istemez.
Uluslararası standartlarda tek bir bilimsel makalesi dahi olmayan, ama Saray dalkavukluğunda sınır tanımayan bazı rektörler; rakip gördüklerinin ayağını asılsız ihbarla kaydırarak makam sahibi olan dekanlar ve bölüm başkanları; ders verecek hoca kalmadığı için boşalan kürsüler; ameliyat yapacak ehil uzmanlar kalmadığı için hastalara hizmet veremez hale gelen tıp fakültesi hastaneleri...
Ayyuka çıkan bunca hukuksuzluk karşısında gıkını bile çıkarmayan hukuk fakülteleri...
Bu ortamda “Aman benim başıma da birşey gelmesin” deyip kabuğuna çekilerek, yapabildiği ölçüde işini yapmaya çalışan akademisyenleri elbette ki tenzih ediyoruz.
Ama dediğimiz gibi hasar ve tahribat son derece ağır.
Malûm süreçte nice vakıf üniversitesinin kapısına kilit vurulup kadro ve öğrencileri dağıtılır ve herşeylerine el konulurken seyirci kalınmıştı; şimdi aynı şey, yolunu ayıran eski iktidar kurmaylarının kurduğu ve çok emek verdiği bir üniversitenin başına geliyor...
İbret...