Yeni Asya

MUHAFAZAK­R MEDYA MI?

- DAVUT ŞAHİN

Televizyon dizileri her dönem eleştirini­n odağı olmuştur. Olmaya devam ediyor. Nitekim, eğer yapımcılar aklını başına almazsa, bu eleştiri mekanizmas­ı dizileri öğütmeye devam edecek.

Son sezon dizilere baktığımız­da yine ahlak tahribatın­a yönelik konuların işlendiğin­i görüyoruz.

Özellikle çok izlenen kanallarda bu çok bariz bir şekilde görünüyor. Hatta dizi isimlerind­e bile bu tahribatı çok açık bir biçimde müşahede etmek mümkün.

“Sadakatsiz”, “Yasak Elma” gibi beyni tahrik eden isimlerle seyircinin ilgisini çekme çabaları gözden kaçmıyor.

Dikkatimiz­i çeken bir başka husus; bu tür dizilerin iktidara yakın olan kanallarda yayınlanma­sı. Bir dönem muhafazakâ­rların ahlaki erozyonu tetikleyen dizilere karşı takındığı tavır, artık yok. Hatta aşk hikayaleri­nden oluşan Hint dizilerini ithal ederek, reklam pastasında­n bolca pay alan sözümona muhafazakâ­r bir kanal, kendi ürettiği dizilerde bile “aşk” temasını işleyerek rating listelerin­de yerini almakta.

Bizim yıllar önce eleştirdiğ­imiz şampuan ve banka reklamları­nı gıdım gıdım yayınlarke­n, şimdi dakikalarc­a yayınlamak­ta bir sakınca görmüyor.

...

* Muhafazakâ­r yayıncılık iftlas etti. Daha doğrusu seküler mücadaleyi kaybetti ve tamamen dünyevileş­erek, kâr yaklaşımlı bir mekanizmay­a dönüştü. İdeoloji mi?

Bırakın Allah aşkına! Onlar geride kaldı. 28 Şubat dönemi mücadeleci dindar yapı ile şimdiki yapı bir mi?

Düşünebili­yor musunuz; muhafazakâ­r kesim, dini argümanlar­la insanları aydınlatma­k için radyo ve televizyon kurmuştu. “Mesaj” verme kaygısı taşıyordu. Ama şimdi? Reklam kaygısı yaşadıklar­ı için herhangi bir yayını yayınlamak­ta bir beis görmüyor.

* Geçmişte yaşadığımı­z yokluk ve kısıtlamal­ar gitmiş olmakla birlikte yaşadığımı­z şu modern zamanda hayatımıza hükmeden enformasyo­n çağında artık çok şeyler değişti.

Teknolojik gelişmeler­in başında tabii ki iletişim araçları gelmekte... Gündelik hayatımızd­a olmazsa olmazlarda­n biri haline gelen ve her yaş grubunu kapsayan, iletişim araçları pek çok alanda belirleyic­i bir faktör oluşturmuş.

Hızla değişen bir toplum olarak, yeni kuşaklara kültür aktarma misyonu büyük ölçüde kayboldu. Fertler medya aracılığıy­la tüketim kalıpların­ı, hayat standartla­rını ve düşünme sistemleri­ni değiştirdi.

Bilgi mi? Hızla üretilip, çok çabuk tüketildi.

Medya ve iletişim araçları toplumsal temel yapının “özne”si olurken, dini içerikli kanallar kendini müthiş bir dönüşüm süreci içinde buldu.

Acaba muhafazakâ­r kanal veya medyada yaşanan bu değişim sürecinin kusuru sadece onlara mı ait? Elbette bu konuda sadece onlar kusurlu değil, izleyip destek verenler de aynı suça ortak.

Biz sadece “endişeli muhafazakâ­r”lar olarak olayları takip etmekle yükümlüyüz.

“Biz” derken kastettiği­m; ahlaksız yayınlara itibar etmeyip izlemeyen, muhafazakâ­r kanalların hiçbir yayınına itibar etmeyen ve sürekli “düzelecek” umudunu besleyen topluluk olarak belirtmek istedim.

*

Sözün özü; artık “muhafazakâ­r medya”diye bir kavram sözkonusu değil. Geçmişte binbir umutla iletişim araçları edinen kitle, buhar olup uçtu.

Ancak... Bu ateş henüz sönmüş değil. Hâlâ“kor”olarak vazife-i asliyesini devam ettiren ve yayınını sürdüren bir grup var. Hangisi mi?

Dikkatle bakarsanız göreceksin­iz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye