KÂĞITTAN KASABALAR
Haritacılar neden haritalara sahte şehirler koyar?
Otto G. Lindberg ve Ernest Alpers’ın 1930 yılında hazırladığı New York eyalet haritasına bakarsanız Agloe kasabasını bulmanız zor olmaz. Kasaba çok açık bir şekilde işaretlenmiş olmasına rağmen Agloe diye bir yer yok ve hiçbir zaman da olmadı. Aslında bu isim, kimse haritalarını kopyalamasın diye haritacıların baş harflerinden uydurulmuş. Haritacılar, harita taklitçilerini yakalamak için “kâğıttan kasaba” denilen bu hayali yerleşim yerlerini uydurur. Böylece, eğer birisi haritalarını çalarsa kanıt olarak o yeri gösterebilirler. Harita taklitçiliği gerçek bir sorun. 2001 yılında İngiltere’deki Otomobil Birliğinin Ordinance Survey’e ait haritaları kopyaladığı ortaya çıktı. Otomobil Birliği 20 milyon sterlin ceza ödedi.
Haritacılar genellikle kopyacıları yakalamak için çok küçük yollar veya sokaklar ekler. Londra’daki Moat Lane ve Edinburgh’daki Oxygen Street bunlara iki örnek.
Kâğıttan kasabalar daha nadir olsa da birçok haritada hâlâ mevcut. Genellikle kimsenin gitmek istemeyeceği küçük köyler ve yerleşim yerleri oluyorlar. Google Haritalar’da bile hayali yerleşim yerleri olabilir. 2008-2010 arasında Argleton’ı arayan kullanıcılar İngiltere’de boş bir tarlayla karşılaşıyordu. Acaba Google, harita verilerini izinsiz kullananları tuzağa düşürmeye mi çalışıyordu? Argleton kelimesi “not real G” (“gerçek G değil”) sözünün bir anagramı. Buradaki G harfi Google olabilir. Ancak Google bunun teknik bir hata olduğunu öne sürdü.
İnternet kullanıcıları kâğıttan kasabaları seviyor. Alman kullanıcılar, gerçekten var olan Bielefeld şehrinin var olmadığına dair şakayla karışık bir komplo teorisi bile geliştirdi.
Bu gibi telif hakkı tuzakları, ansiklopediler ve sözlüklerde de kullanıyor.