DYATLOV GEÇİDİ’NİN ESRARI
Ural Dağları’nda yürüyüşe çıkan dokuz genç Rus bir daha geri dönmedi.
Dokuz deneyimli “kayak yürüyüşçüsü” (karlı arazide kayak kullanarak yürüme sporu), 1959 yılında bir kış günü Rusya’nın vahşi doğasında bir dağa çıkmak üzere evlerinden ayrıldı. Ancak evlerine hiç dönemediler ve kayboluşları büyük bir esrar hâline geldi.
Gençlerin hepsi Ural Politeknik Enstitüsü (bugünkü adıyla Ural Devlet Teknik Üniversitesi) öğrencisi veya mezunuydu. Enstitünün merkezi Rusya’nın Yekaterinburg şehrindeydi. Burası 1918 yılında Rus imparatorluk ailesinin katledildiği yer olarak ün salmıştı. Dolayısıyla enstitü merkezinin zaten karanlık bir geçmişi vardı ve Batılı gözler o dönemde Rusya’yı karanlık ve gizemli bir ülke olarak görüyordu. İkinci Dünya Savaşı’nı takiben Soğuk Savaş başlamıştı ve Rusya’yla Amerika Birleşik Devletleri her konuda birbirinden şüphe duyuyordu. Ural Dağları’ndan gelen bu haber, Rus entrikalarına dair şüpheleri daha da artıracaktı.
Yürüyüşü organize eden kişi, iyi bir kayakçı olan 23 yaşındaki radyo mühendisliği öğrencisi İgor Dyatlov’du. Grup ilk başta on kişiden oluşuyordu. İgor, yedi erkek ve iki kadınla birlikte Otorten Dağı’na çıkmayı planlamıştı. Grubun en genç üyesi 20 yaşındaki Lyudmila Dubinina, en yaşlısı ise 38 yaşındaki Semyon Zolotarev’di. Gruptakilerin çoğu 20’li yaşlarının başındaydı.
Plana göre trenle İvdel kasabasına gidecekler, oradan da kamyonla Vijay adlı ıssız bir köye geçeceklerdi. Vijay’a 26 Ocak’ta vardılar. Burada ekmek aldılar ve Otorten’e doğru yürüyüşe başlamadan önce köyde bir gece kalıp son güzel uykularını çektiler.
İki gün sonra üyelerden Yuri Yudin’i kaybettiler ama gizemli bir olaydan ötürü değil, sağlık sorunlarından. Yuri’nin romatizması vardı. Dizlerindeki ve diğer eklemlerindeki ağrılar yüzünden yola devam edemeyip geri döndü. Kalan dokuz kişi yola devam etti. Yuri bu kararı sonucunda, diğer öğrencilerin aksine uzun bir hayat sürecekti. Yuri ayrıldıktan sonra diğerleri kayak ve batonlarıyla yürüyüşe devam ettiler. Sonunda 31 Ocak’ta dağlık alanın kıyısına vardılar. Bundan sonra tırmanma koşulları değişiyordu. Dönüşte geri almak üzere