Kepler Uzay Teleskobunun anatomisi
Bu cihazlar yıldız ışığını optimal yakalama yeteneğine sahip. Astronomlar bu sayede dokuz yıl içinde binlerce ötegezegen keşfedebildi.
Güneş paneli
Hem teleskop içindeki cihazları Güneş’in radyasyonundan koruyor hem de Güneş enerjisi ile uzay aracına güç veriyor.
Radyatör
Odak düzlemini eksi 85 dereceye kadar soğutmak için, biriken ısı borularla harici radyatöre aktarılıyor.
Katı durum kaydedici
Kepler’in topladığı tüm veriler, üzerinde bulunan 16 gigabayt kapasiteli katı hal kayıt cihazına kaydediliyor.
Bu cihaz 60 günlük bilimsel veriyi depolama
kapasitesine sahip.
Yıldız takipçileri
Uzay aracının üzerindeki iki yıldız takipçisi, aracın ataletsel tutumu hakkında bilgi veriyor ve derin uzaya bakarken oryantasyonunu ayarlamasını sağlıyor.
Fotometre
42 CCD modülünden oluşan bu cihaz teleskobun en önemli parçası. Kepler’in yaklaşık 95 megapiksel çözünürlük sunan fotometresi yıldızların ışığını topluyor ve içinde ötegezegen sinyalleri arıyor.
Güneş perdesi
Kepler’in önünde bir Güneş perdesi bulunuyor. Adından da anlaşılabileceği gibi bu aparat, Güneş ışınlarının fotometreye girmesini engelliyor ve gözlemlerin steril bir şekilde yapılmasını sağlıyor.
Reaksiyon çarkları
Bu dört jiroskop, uzay aracının yörüngede doğru konumda kalmasını sağlıyor. Kepler’in çalışması için üç çark yeterli, ancak son dönemde sadece ikisi çalışıyordu.
Yüksek kazançlı anten
Eve sinyal yollamanın yolu... Bu antenler Kepler’in, topladığı bilgileri Dünya’ya göndermesini sağlıyor. Bilim insanları bu verileri analiz ediyorlar.
olarak adlandırılan türdendi. Boyutları Neptün ile Jüpiter arasında değişiyor ve yörüngede bir turlarını 3,3 ile 4,9 gün arasında tamamlıyorlardı. Araştırmacılar bu ötegezegenlerin sıcaklığının 1.204 ile 1.649 derece arasında değiştiğini tahmin ediyor. Her birinin çevresinde döndüğü yıldız Güneş’imizden daha sıcak ve daha büyük.
Bu tür keşifler sonraki yıllarda da devam etti. 2012 Ocak ayında Kepler mühendisleri teleskobun reaksiyon çarklarından biri bozulunca oldukça endişelendiler. Diğer üçü bozulmadığından, Kepler kendini yörüngede sabit tutabildi ve ötegezegen arayışına devam etti. Ancak 2013 Mayıs ayında bir çark daha bozuldu. Bu da Kepler’in ana görevinin sona ermesi demekti. Zaten tahmin edilen görev süresini altı ay geçmişti.
Ancak şansımız var ki, bu olay
Kepler’in sonunu getirmedi. Bilim insanları ve mühendisler yaratıcılıklarını konuşturdular ve geriye kalan iki çark ile Güneş basıncını kullanarak teleskobu 83 gün boyunca istedikleri bir görüş alanına bakacak şekilde sabitlemeyi başardılar. Kepler’in gözlemlediği her uzay bölgesine “kampanya” adı veriliyor ve Kepler’in
“Eğer bizim Güneş Sistemi’miz sekiz gezegen barındırabiliyorsa, başka sistemlerde de neden olmasın?”
emekliye ayrılmadan önce on kampanya daha yapabileceği düşünülmüştü. Ancak Kepler bunu da geçmeyi başardı. K2 olarak adlandırılan bu ikinci aşama boyunca Dünya’ya son derece değerli bilgiler aktarmaya devam etti ve yüzlerce yeni ötegezegen keşfetti.
Kepler’in yakıtı 30 Ekim 2018’de bitti ve NASA teleskobu emekliye ayırdı. Böylece insanlık tarihinin en başarılı ötegezegen avı projesi sonuçlanmış oldu. Elbette av sona ermedi, Nisan 2018’de NASA yeni dünyalar keşfetmek için uzaya yeni bir teleskop gönderdi. Transiting Exoplanet Survey Satellite (TESS), Kepler’den 400 kat daha geniş bir alanı tarıyor ve 30 ila 100 kat daha parlak yıldızları inceleyebiliyor. Bu tür çabalarla günün birinde astronomlar bir Dünya 2.0 keşfetmeyi ümit ediyorlar.