“Ana paraşütün açıldığından haberim bile yoktu”
İngiliz astronot Tim Peake Dünya’ya dönerken kısa bir süreliğine ana paraşütün açılmadığını sandı ve dehşete düştü.
NE OLMUşTU?
Küçük Soyuz kapsülü içinde mürettebattaki diğer arkadaşlarıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan geri dönmekte olan Tim
Peake kısa bir süreliğine kapsülün ana paraşütünün açıldığını fark etmedi ve korkuya kapıldı.
Hangi görevdeydiler?
Peake 18 Haziran 2016’da Expedition 46/47 görevinden geri dönüyordu.
“Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yaşamak ve çalışmak, bir profesyonel için bulunabilecek en güzel nokta. Çok iyi desteklendiğiniz bir ortamdasınız, teknolojinin geldiği son noktadaki cihazları kullandığınızın farkındasınız. İniş, çok heyecan verici bir yolculuk. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan sorunsuz bir şekilde ayrıldık, birkaç yörünge turunu da problemsiz gerçekleştirdik. Sadece bizi yörüngeden ayıracak roketlerin ateşlenmesini bekliyorduk.”
“Bu ateşlemeden sonra heyecan başladı. Yörüngeden ayırma ateşlemesi oldukça hafiftir, bu yüzden çok yüksek bir ters ivmelenme hissetmezsiniz. Ancak, inerken bir problem çıkacaksa, bunun yörüngeden ayrılma ateşlemesi sırasında çıkacağını bilirsiniz. Tüm sistemleri kontrol etmeli ve her şeyin tam da olması gibi çalışmakta olduğundan emin olmalısınız. Zira, ateşleme uzun veya kısa sürerse, hedefinizi kaçırırsınız ve iniş profiliniz olması gerekenden çok farklı bir hâl alır.”
“İniş konusunda birçok astronotla konuşmuş olduğumdan dolayı, bu sırada neler olacağının az çok bilincindeydim. Ayrılma oldukça dinamik gerçekleşti.
Daha önceki askeri kariyerimde Rus helikopterleri uçurmuştum, Rus mühendisliği ve teknolojisini tanıyordum, ne kadar sağlam olduğunu biliyordum.
Çok iyi çalışır, ancak çok katıdır. Böyle katı bir şekilde tasarlanmış bir uzay aracı üç parçaya ayrılmak için tasarlandıysa, bu süreç hiç de sessiz gerçekleşmeyecektir. Ayrılma, arka arkaya fırlayan bir dizi piroteknik cıvata ile gerçekleşir, bu sırada ağır makineli tüfeğe benzer bir ses çıkar. O sırada uzay aracı parçalarına ayrılmaktadır ve bunun tam ortasında olmak oldukça heyecan vericidir. Bu piroteknik cıvatalar kulağınızın sadece birkaç milimetre yanında patlamaktadır.”
“Bu aşamadan sonra uzay aracı kontrollü bir şekilde yuvarlanır ve Dünya’nın atmosferine girmeyi bekler. Bu sırada pencere kenarında olmak harikadır, çünkü dışarısını görebilirsiniz. Ben bu noktada uzay aracının üstünü kaplayan çok katmanlı yalıtımın yanması nedeniyle ortaya çıkan kıvılcımları ve alevleri görebiliyordum. Bunu görmek çok heyecan vericiydi, bunun çok normal olduğunu söylemişler ve korkmamam konusunda uyarmışlardı. Pencereden dışarıyı izliyor ve g kuvvetlerinin vurmasını bekliyordum, zira henüz Dünya’nın atmosferine tam olarak girmemiştik.”
“Yaklaşık 100 kilometre irtifaya indiğimizde pencereden dışarı baktım ve altı ay boyunca 400 kilometre yükseklikten kontrollü bir yörüngede sakince durup seyretmiş olduğum Dünya gezegenine kontrolsüz bir şekilde 100 kilometre yükseklikten düşmekte olduğumu gördüm, bu çok şaşırtıcı geldi. Tam bir düşme duygusu hissetmeye başlamıştım ki, g kuvvetleri etkisini göstermeye başladı.”
“g kuvvetleri yavaş yavaş artar, bu yüzden alışmak için yeteri kadar zamanınız olur. Ancak sonlara doğru dört veya daha fazla g seviyesine çıkmış olursunuz. Altı ayı boyunca sıfır yer çekiminde yaşadıktan sonra bu kuvvet çok fazla gelir ve nefesinizi kontrol etmeye çalışırsınız. Kapsül ısınır, çok fazla ısınır. Hem g kuvvetine hem de sıcaklığa karşı mücadele veriyor olursunuz. Başlıklar başınızda olduğu için fazla hava sirkülasyonu da yoktur.
Bir taraftan sistemleri okumanız ve kontrolleri gerçekleştirmeniz gereklidir. Yani iniş sırasında aynı anda birçok şey yaşanmaktadır. Bu sırada bir taraftan da bu deneyimi belleğinize kazımak istersiniz.”
“İniş, harika bir yolculuk. En dinamik bölümü paraşütün açıldığı ve yaklaşık 20 saniye boyunca kapsülün çılgınca döndüğü andır. Sıkıca tutunur ve bir an önce bitmesini istersiniz. Bana bu karmaşanın ana paraşüt açıldığında sert bir sarsıntı ile sona ereceği söylenmişti, ancak biz inerken böyle bir şey olmadı.
Ana paraşüt çok nazikçe açılmış olmalı, bu yüzden açıldığının farkına bile varmamışım. Saat ilerliyordu ve hangi anda ne olması gerektiğini ezbere biliyordum. Ana paraşütün açılması gereken zamanı geçmiştik!”
“Bir anda çok endişelendim ve Yuri Malenchenko’ya baktım. Her zamanki sakinliği ile rahatça oturuyordu. Ana paraşüt gerçekten açılmamış olsa bu kadar sakin duramayacağını düşündüm ve rahatladım. Artık kafamı tekrar toplayıp kendimi inişe hazırlamamın zamanı gelmişti.”