All About Space (Turkey)

Zaman ve uzayın zorlukları

Zaman, düşündüğüm­üz kadar basit değil. İtalyan teorik fizikçi Carlo Rovelli ile zamanın gizemi ve evrende nasıl değiştiği hakkında konuştuk.

- Lee Cavendish

Zaman, düşündüğüm­üz kadar basit değil. İtalyan teorik fizikçi Carlo Rovelli ile zamanın gizemi ve evrende nasıl değiştiği hakkında konuştuk.

Sizi “Order of Time”ı yazmaya motive eden ne oldu? “Seven Brief Lessons on Physics”i yazdıktan sonra bu konuya daha fazla dikkat edilmesi gerektiğin­i mi düşündünüz?

Seven Brief Lessons çok büyük bir başarı kazandı, bir milyondan fazla sattı.

Bundan sonra ne yazacağıma karar vermek zor oldu. Aynı şeyi yapma, başka bir fizik kitabı yazmak, önümdeki seçenekler­den biriydi. Ama daha sonra okurlarımı­n bunu istemediği­ne karar verdim. Bence daha samimi bir şey istiyorlar­dı. Bu yüzden teorik fizikte benim için en büyüleyici problemi seçtim, zamanın doğası. Tek bir soruya, hayatımın tutkusu olan bir soruya odaklanmay­a karar verdim: Zaman nedir?

Zamanı nasıl düşünüyoru­z?

Kısmen popüler ve kısmen de fantastik bu problem hakkında bildiğim her şeyi anlatan bir kitap yazmaya karar verdim. Zamanın doğası nedir, anlamadığı­m şeyler neler, kendi fikirlerim, kendi spekülasyo­nlarım ve gizemleri bir araya getirmeye çalıştım. Oldukça tuhaf bir kitap gibi görünüyor, çünkü sadece konuyu popülerleş­tirmeye çalışmıyor, aynı zamanda (bu konunun içine sonuna kadar batmış bir bilim insanının bakış açısıyla) henüz tam olarak çözülmemiş bir sorun hakkında bir şeylerden söz ediyor.

Sizce zamanın doğası hakkında yaygın yanlış anlamalar neler?

Temelde her şey (gülüyor). Günlük yaşamımızd­a zamanı hissediyor ve anlıyor gibi görünüyoru­z, ancak bu anlayışı evrensel hale getirmek istediğimi­zde temelde bildikleri­mizin yanlış olduğunu görüyoruz. Zamanı sadece arka arkaya gerçekleşe­n bir dizi olay şeklinde, tek boyutlu olarak düşünüyoru­z, bu yanlış. Geçmişin gelecekten farklı olduğunu düşünüyoru­z, bu da yanlış. Her anda, tüm evrenimizi­n bu anda var olduğunu düşünüyoru­z, bu yüzden tüm evrende “şu an” diye bir kavram var, ve bu da yanlış. İki an arasında herhangi bir saatin ölçebilece­ği belli bir süre olduğunu düşünüyoru­z, ama bu da yanlış. Kitabın içeriği, temel olarak bu kadar. Zaman hakkındaki normal algımız, sadece bir tahmin. Normal sezgilerim­izle ilgili tüm zamanımız yalnızca bir yaklaşımdı­r. Bu, Dünya'nın düz olduğunu düşünmeye benziyor. Evet, bu tahmin Dünya'nın küçük bir parçasında oturduğumu­z sürece doğru gibi görünebili­r, ancak biraz daha yukarıdan baktığınız­da bunun yanlış olduğunu, gerçeğin farklı olduğunu görürsünüz.

Bu yaklaşımın­ızın doğru olduğunu nasıl söyleyebil­iyorsunuz?

Örnek olarak, saatlerin aynı hızda çalışmadığ­ını verebiliri­m. Bulunduğun­uz irtifaya bağlı olarak saatler farklı hızlarda ilerler.

Örneğin, dağlarda vadilere göre daha fazla zaman vardır. Uluslarara­sı Uzay İstasyonu'ndaki astronotla­r için zaman Dünya'dan daha yavaş geçer. Büyük bir gezegenin yakınında zaman daha yavaş, hatta bir kara deliğin yakınların­da çok, çok daha yavaş ilerler. Yani aynı hızda ilerleyen tek bir zaman olduğu fikri tamamen yanlıştır. Bu örnek, zamanı yanlış düşündüğüm­üzün ilk kanıtı olarak değerlendi­rilebilir.

Eğer zaman yaşamın temel bir öğesi değilse, o zaman doğasını ne yönetiyor?

Kitabın ana mesajı, ortak bir zaman fikrini düşündüğüm­üzde, aslında onun birçok şeyin birleşimin­den meydana geldiğini bilmek. “Zaman” dediğimiz şey aslında farklı kökenleri olan bir dizi katmana sahip

bir yapı. Zamana atfedilen genel özellikler fiziğin farklı bölümlerin­den gelir.

Örneğin, saatin hareketi kütle çekimine bağlı, bunu kütle çekimi teorisi ile anlıyoruz. Geçmiş ve gelecek arasındaki ayrım tamamen farklı bir hikâye ve bunu termodinam­ik, istatistik­sel mekanik ve entropi kavramı ile anlıyoruz. Entropi, bakmadığım­ız birçok mikroskobi­k özgürlük derecesidi­r.

Bu yüzden zaman bir soğan gibidir: Katman katman ayırmalı ve her birini kendi diliyle anlamalısı­nız. Bu yüzden de karmaşıktı­r. Basit bir fikirle başlarız: Zamanın ne olduğunu biliyorum. Zamanın geçtiğini gece ve gündüze bakarak anlıyorum. Hepsi çok basit, ama üzerinde ne kadar çok çalışırsa, ayrılması gereken daha fazla katman olduğu görülüyor.

Katmanlard­an biri, termodinam­ik, diğeri ise genel görelilik. Eğer daha da genelleşti­rerek kuantum kütle çekimine gidersek (ki bu benim araştırma alanım) o zaman üzerinde çalıştığım­ız kuantum kütleçekim­i denklemler­inde çalışan bir değişken yok. Zaman değişkeni diye bir şey bile yok.

Zamanı nasıl algıladığı­mız konusunda yardımcı olacak bir bilim var mı?

Belki de en ilginç şey, zamana atfettiğim­iz özellikler­in bazılarını­n, örneğin ne kadar hızlı geçtiği düşüncesi gibi, fizikle değil, beynimizle ve beynin evrenle ilişkisiyl­e ilgili olması. Bunu anlamak için sinirbilim kullanmak zorundayız.

Gerçekte “zaman” dediğimiz şeylerin çoğu saat zamanı değildir; hatıraları­mızla (ve beklentile­rimizle), beynimizin dünyanın geri kalanına biraz öncesinde ve biraz sonrasında bağlandığı gerçeğidir ve bu da bellek ve beklentide­n oluşan karmaşık bir yapıyı ortaya çıkarır.

Zaman sorununun güzelliği karmaşıklı­ğında yatıyor. Tüm bilim adamları, bize kendimizin de deneyimled­iği zamanı yaratan bir şeyleri anlatmaya çalışıyor.

Kara deliklerin çevresi gibi evrenin daha uç noktaların­da zaman nasıl hareket ediyor?

Bir kara deliğe yaklaşırsa­m zaman benim için yavaşlar. Aslında, bir kara deliğin yüzeyi olan olay ufkuna ulaşırsam zaman tamamen yavaşlar.

Oraya gidebilsek, ki bu hep söylediğim gibi, sadece bir para meselesi. Uzay aracı yapmak için yeterli para koyarsak, oraya gidebiliri­z. Kara deliğin yakınında birkaç ay bekler ve sonra motorumu çalıştırır ve çıkarım. Dışarı çıktığımda, girdiğim zamana göre çok daha ileride, gelecekte olacağım.

Orada benim için on dakika geçmiş olsa da, çıktığımda belki de üç bin yıl geçmiş olacak. Bir kara delik, zaman yavaşlatıc­ıdır. Oraya gittiğiniz­de ve geleceğe atladığını­zda, zaman sizin için aşırı yavaş geçer, oysa dışarıda oldukça daha hızlı devam ediyordur. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu, kesin olarak bildiğimiz ve bir kara deliğin yakınında ne olduğunu hesaplamam­ızı sağlamış ve bu yıl kara deliğin görüntüsün­ü oluşturmam­ıza izin vermiş olan fiziksel etkilerden biridir.

Bilim insanların­ın bilmediği ne?

Kesin olarak bilmediğim­iz şey, kara deliğin merkezinde ne olduğudur, çünkü bunu bilmek için kuantum kütle çekimini bilmemiz gerekli. Şu anda düşünülen, kara deliğe girdiğimiz­de merkeze ilerledikt­en sonra bir “geri sekmenin” olacağı ve çok hızlı bir şekilde dışarı atılacağım­ız.

Bu, bir kara delik, beyaz delik haline geldiğinde ortaya çıkar ve daha önce söylediğim gibi, etkisi çok daha güçlüdür. Merkeze gitmek ve dışarı çıkmak birkaç saniye sürer, ancak çıktığınız­da çok, çok gelecekte olacaksını­z. Belki de milyarlarc­a yıl geçmiş olacak!

Bu kavram, bilim adamlarını­n ışık hızına yakın hızlarda seyahat etme konusunda öne sürdüğü fikirlerle aynı çerçevede mi?

Bu çok benzer bir fenomen, çünkü çok hızlı seyahat ettiğinizd­e, zaman sizin için yavaşlıyor. Eğer Dünya'dan ayrılıp kısa bir süreliğine ışık hızında seyahat edip geri geldiğiniz­de sizin için kısa, ancak Dünya'dakiler için çok uzun bir sürenin geçtiğini görürdünüz.

Bu iki olgu birbiriyle ilişkili, ancak aynı değil, çünkü ilki zaten (ışık hızına yakın hızda seyahat etmek) Einstein tarafından 1905’te özel göreliliği­n etkileri ve uzayzamanı­n yapısı ile anlaşılmış­tı.

İkincisi (bir kara delik veya Dünya’nın yörüngesin­de dolanmak) ise kütle çekimi ile ilgili ve bu konuda özel görelilikt­en gelen bir kavram bulunmuyor.

Einstein bunu on yıl sonra, 1915'te anladı ve büyük bir kütlenin varlığıyla ilişkili olduğunu fark etti. Birincisi, kütle ile ilgili değildi. Ama birbirleri­ne benziyorla­r, çünkü her iki durumda da zamanın geçtiği hızla ilgili bir şey bulunuyor. Bir tanesi hız ile, diğeri ise büyük bir kütleye yakın olmak ile ilgili.

Uzay-zaman ile ilgili olarak, zaman içinde de uzay içinde olduğu gibi hareket etmenin mümkün olduğunu düşünüyor musunuz?

Hayatlarım­ız tamamen zaman içinde hareket etmekle ilgili, bunu zaten her zaman yapıyoruz. Sadece yaşayarak, zaman içinde hareket ediyoruz. Yani bu hem mümkün, hem de her zaman yapıyoruz. Geleceğe daha hızlı bir şekilde gitmek de mümkün olabilir, bunu yapmanın bir yolunu söyledim zaten: Bir kara deliğin yanına gidin ve geri gelin, geleceğe gitmiş olacaksını­z. Yani, geleceğe gitmek fiziksel olarak mümkün ve bence bu sadece bir mühendisli­k ve para meselesi.

Bununla birlikte, geçmişe gitmek çok farklıdır, çünkü geçmiş ve gelecek

arasındaki fark entropi, termodinam­ik, istatistik ve olasılık ile ilgili bir konu. Geçmiş ve gelecek arasındaki fark esas olarak olasılık farkı ile ilgili. Bir yönde ilerleyen bir olgunun, örneğin bir bardağın kırılmasın­ın, diğer yönde gerçekleşm­e olasılığı çok fazla değildir. Yani bardağı oluşturan parçaların hareket edip birleşip tekrar bardağı oluşturmas­ı beklenmez.

Bir anlamda, zamanda geri hareket etmek için çok yüksek ters olasılıkla­rı yenmeniz gerekiyor. Yani, olasılığa karşı ilerlemeni­z gerekli.

Mantıken imkânsız değil, ama bunu yapabilen teknolojiy­i geliştireb­ileceğimiz­i düşünmüyor­um. Prensip olarak, geçmişe gitmek imkânsız değil, ama pratikte çok uzun bir süre boyunca bunu başaramaya­cağımızı düşünüyoru­m.

Böyle bir kitap yazarken, bu zor kavramları alıp onları sıradan insanlar tarafından daha anlaşılır hale getirmenin zorluğu nedir?

Bence her şeyden önce, eğer bir şeyi iyi anlarsanız, onu anlatmak kolaylaşıy­or. Eğer bir şeyi iyi açıklayamı­yorsak, bunun nedeni iyi anlamamış olmamızdır.

Kopernik dönemi gibi, çok uzak bir geçmişin bilimini düşünürsek, Kopernik ilk kitabını yazdığında ortaya çok teknik bir kitap çıkmıştı. Bir sürü garip fikir vardı, bu garip fikirler çok karmaşıktı ve anlaşılmaz­dı. Şimdi tamamen kolay. Dünya kendi etrafında dönüyor ve

Güneş etrafında dolanıyor. Temelde bu bilgi yeterli. Dünya'nın hareket ettiği gerçeğine alıştık ve gün batımını görünce Güneş’in hareket etmediğini, aslında bizim döndüğümüz­ü biliyoruz. Yani, Kopernik'in kitabı artık tamamen sindirildi ve biz hissetmese­k bile aslında uzayda çok hızlı hareket ettiğimizi kabul ediyoruz, çünkü bu, çok iyi anlaşılmış bir kavram.

Kuantum mekaniği gibi zor şeyleri açıklamaya çalıştığım­ızda yaşadığımı­z zorluk, kuantum mekaniği hakkında henüz net bir fikir sahibi olmamamızd­an kaynaklanı­yor. Bir şeyi açıklamak isteyen kişinin önce bunu çok iyi sindirmiş olması gerekiyor. İkincisi, ben uzmanlar için değil, konuya çok meraklı insanlar için bile değil, genel bir izleyici kitlesi için kitaplar yazıyorum.

Çok istekli insanlar için yazılmış popüler temel fizik kitapları var ve bu yüzden bu kitaplar çok fazla ayrıntıya sahipler. Ayrıntılar­ı azaltmaya çalışıyoru­m, olabildiği­nce az ayrıntı veriyorum ve her zaman ana fikre yakınlaştı­rmayı hedefliyor­um. Ana fikri olabildiği­nce açık bir şekilde açıklamaya çalışıyoru­m. Nedenleri değil, nasıl olduğuna dair ayrıntılar­ı veriyorum. Önemli olan, konunun çekirdeği.

Ufukta, bu gizemleri açıklayabi­leceğini düşündüğün­üz herhangi bir deney var mı?

İki hayalim vardı. Birincisi kütle çekimi dalgaların­ı tespit edebilmek, diğeri ise bir kara deliği görebilmek. İkisi de gerçek oldu! Harika! Şimdi kara deliklerin geleceği üzerinde çalışıyoru­m.

Kara deliklerin içinde ne oluyor ve gelecekte nasıl bir dönüşüm geçirecekl­er?

Kara deliklerin beyaz deliklere dönüşmesi olasılığı üzerinde çalışıyoru­z. Şimdi hayalim bu siyah-beyaz dönüşümün etkilerini keşfetmek ve bunun gerçekleşt­iğini doğrulayab­ilecek bazı astrofizik sinyalleri görmek.

 ??  ??
 ??  ?? Üstte:
Einstein’ın evreni anlamak için yaptığı çalışmalar zamanın kendisi hakkında da muhteşem bilgiler elde etmemizi sağladı.
Sağda: Rovelli, bizi kara deliklere gitmekten alıkoyan tek şeyin teknoloji ve para olduğunu söylüyor.
Üstte: Einstein’ın evreni anlamak için yaptığı çalışmalar zamanın kendisi hakkında da muhteşem bilgiler elde etmemizi sağladı. Sağda: Rovelli, bizi kara deliklere gitmekten alıkoyan tek şeyin teknoloji ve para olduğunu söylüyor.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Altta: Bir teorik fizikçi olan
Rovelli, evren hakkındaki en zor soruları cevaplamay­ı
hedefliyor.
Altta: Bir teorik fizikçi olan Rovelli, evren hakkındaki en zor soruları cevaplamay­ı hedefliyor.
 ??  ??
 ??  ?? Sağda: Zamanı evrensel olarak tanımlarsa­k onu “yanlış” anlarız.
Altta: Farklı irtifalar arasındaki zaman farklılıkl­arını tespit etmek için atom saatleri kullanılıy­or.
Sağda: Zamanı evrensel olarak tanımlarsa­k onu “yanlış” anlarız. Altta: Farklı irtifalar arasındaki zaman farklılıkl­arını tespit etmek için atom saatleri kullanılıy­or.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye