Bir roket nasıl inşa edilir?
Konsept aşamasından fırlatmaya, modern bir roketin yaşam döngüsü, yüzlerce mühendis ve milyarlarca dolar içeren büyüleyici bir yolculuk.
Konsept aşamasından fırlatmaya, modern bir roketin yaşam döngüsü, yüzlerce mühendis ve milyarlarca dolar içeren büyüleyici bir yolculuk.
Milattan sonra 700’de barut ve havai fişeğin Çin’de icat edilmesi ile yapılan mütevazi başlangıç sonrasında, astronotları ve uyduları uzaya gönderen roket, her zaman modern uzay yolculuğunun merkezinde yer aldı. Dünyanın en büyük uzay ajansları tarafından tasarlanan ve kullanılan modeller ya da Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) gibi uzay araçlarına yedek parça ve malzeme götürmek için özel sektör tarafından üretilen modeller olsun, bir roketin oluşumu, yüzlerce mühendisin katılımı ve yıllarca süren dikkatli bir planlama gerektiriyor.
Peki her şey nerede başlıyor? Bir roketin yaşamının temelleri, bir dizi kilit aşamaya bölünebilir: Fikir, ayrıntılı tasarım, üretim ve operasyon. Fikir aşamasında mimarinin ve geliştirme planlarının kapsamı belirlenir. Bu kararları vermenin bir parçası olarak, çok sayıda potansiyel kavram ve varyasyon, birlikte çalışan birden fazla ekip tarafından dikkatle incelenir.
NASA’nın merakla beklenen yeni Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) roketi üzerinde çalışan yardımcı baş mühendis Tyler
Nester, “ağır roket sistemleri üzerindeki kavramsal çalışmalar, farklı girişimleri desteklemek için on yıllardır alt seviyede devam ediyor” diyor. “SLS’yi şekillendirmeye yardımcı olan kavramsal çalışmalar, ciddi olarak 2011’de başladı, bu nedenle program geliştikçe SLS’nin tasarlanması, geliştirilmesi ve işletilmesi için gösterilen çaba içinde yer alan bir dizi insan var.” Yeni bir roket tasarımının başlangıcında öncelikle konsept tasarımlar üzerinde durulur. Bu ön-üretim aşaması sırasında, programlar tipik olarak daha dar bir kadroya ihtiyaç duyar. Tasarım ve analiz çalışmasının detayı, çalışma içindeki kavramların sayısı daraltıldıkça artar.
Nester, “programa katılması gereken insan sayısı planlanan fırlatma tarihine bağlı olarak değişebilir” diyor. “Programlar aşamalar arasında geçiş yaparken, insanların işleri o aşamada ihtiyaç duyulan şeylere göre evrim geçiriyor. Orijinal planlara göre, SLS programının ilk fırlatma tarihi 2011’de başlamasından 7 yıl sonra olarak görülüyordu.”
Bu aşamada, roketin geleceği ile ilgili önemli bir karar verilmelidir: Tekrar kullanılabilir bir araç mı (bileşenleri kullanıldıktan sonra denize veya özel platformlara geri mi dönecek) yoksa geleneksel, tek kullanımlık, harcanabilir bir araç mı (bileşenleri Dünya’ya dönüş sırasında yok olacak veya uzayda süzülmeye bırakılacak) düşünülüyor?
Böyle bir karar, SLS programının en erken planlama aşamalarında tartışmanın önemli bir noktasıydı. Sonunda, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından işletilen diğer birçok roket programı gibi, harcanabilir yoldan gidilmeye karar verildi.
Ama böyle bir kararın ardındaki mantık nedir? İlginçtir, akla gelen ilk neden olan maliyet, en belirgin faktör değil. Nester, “harcanabilir ve tekrar kullanılabilir arasındaki tercih, yeniden kullanılabilirliğin performansı, maliyeti