Soru&Cevap
Meraklı zihinlere şaşırtıcı cevaplar.
Ortadaki bu büyük delik, başka bir galaksiyle çarpışma nedeniyle oluştu. Ancak, tüm galaktik çarpışmalar böyle devasa delikler üretmiyor.
Sadece “kafa kafaya” bir çarpışma, çevresinde halka veya halkalar olan bir delik oluşturabilir. Galaktik “kalp” dağılıp galaksinin iç kısımlarındaki yıldızlar kütle çekimi düzensizliğine tepki olarak dışarı doğru hareket edince ortaya bir boşluk çıkar. Halkalar, tek bir noktadan yayılan yoğunluk dalgalarıdır.
Bir “kafa kafaya” çarpışmaya ek olarak, iki ek koşulun da karşılanması gerekir. Birincisi, bir “hedef tahtası” olarak görev yapacak ince bir galaktik disk ve bu hedef tahtasını vuracak daha küçük bir galaksi. İkincisi de bu galaktik çarpışmanın herhangi bir kesinti olmadan gerçekleştirilebileceği uygun bir kozmik ortam. Mevcut evrende bu koşullar kolayca karşılanıyor ve tek ihtiyacımız olan isabetli bir atış!
Genç evrende bu tür çarpışmalar daha çok yaşanıyordu ancak bu iki koşul geçerli değildi. Çok sayıda hedef tahtası yoktu ve kozmik ortam çok kaotikti, etrafta sürekli gaz toplanma diskleri ve dans eden birçok uydu galaksi bulunuyordu. Devasa bir deliğe sahip bir galaksi, evren tarihi boyunca nadir gerçekleşen bir olgu gibi görünüyor: 10.000 galaksiden yalnızca biri, çarpışmalı halka galaksi unvanını elinde tutuyor.
Bağışıklık sistemimiz uzayın sert ortamına karşı savunmasız. Astronotlar uzay görevleri sırasında mikro yerçekimi, ağır radyasyon, değişken manyetik alanlar, vücudun biyolojik saatinde değişimler, hareket kısıtlama ve izolasyonun yanı sıra değişmiş bağışıklık fonksiyonlarına ve uçuş sırasında ve sonrasında enfeksiyonlara karşı artan savunmasızlık gibi zorlu çevre koşullarına maruz kalıyor.
Genel olarak, astronotların bağışıklık sistemlerinin durumu incelendiğinde, uzay uçuşundan birkaç gün sonra, akut yerçekimi stresinden sonra birincil bağışıklık aktivitesinden, bağışıklık sisteminin işlevselliğinin giderek azalmasına kadar dönüşüm olduğu ortaya çıkıyor. Dünya dışında harcanan zaman ne kadar uzun olursa, bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerde o oranda artıyor. Bu değişiklikler, Dünya’ya geri dönüşten sonra bir yıl içinde kademeli olarak normal seviyelere geri dönüyor.
Bu analizler, Ay’a, asteroitlere veya diğer gezegenlere gerçekleştirilecek uzun dönemli görevlerin fizibilitesini değerlendirmek için önemli. Bugüne kadar sadece 24 astronot alçak Dünya yörüngesinin ötesine gitti, bu nedenle uzun uzay görevlerinin insan bağışıklığına etkileri büyük ölçüde bilinmiyor. Gezegenlerarası görevleri başlatmadan önce uzun uzay uçuşlarının bağışıklık sistemine etkileri hakkındaki belirsizlikleri azaltmak gerekli.
Yıkıcı bir çarpışma uydunun sahibinin yatırımının yok olmasına, eğer uydu değiştirilecekse artı değiştirme maliyetine neden olur. Ancak bu sadece firmaya ait olan maliyet, onun dışında bu çarpışmanın bir maliyeti daha bulunuyor. Çarpışmadan doğan ve yörüngeye dağılan parçalar gelecekte başka çarpışmalara neden olabilir ve bu da diğer uydu sahiplerine benzer maliyetler getirir. Bu çarpışmalar da aynı şekilde, başka çarpışmalara ve artan maliyetlere yol açabilir.
Meslektaşlarım ve ben, sektörden elde ettiğimiz uydu maliyetleri ve gelirlerini, alçak Dünya yörüngesindeki çarpışma risklerini ve enkaz üretiminin istatistiksel modellerini kullanarak bir maliyet hesaplaması yaptık. 2020 yılı itibariyle, alçak Dünya yörüngesinde her çarpışmanın uydu başına 15.000 dolar maliyet getireceğini tahmin ediyoruz. Alçak Dünya yörüngesinde yaklaşık 1.500 uydu bulunduğundan, harici maliyet bir yılda yaklaşık 22,5 milyon dolar ediyor.
Bu enkaz parçaları, yörünge ortamını daha pahalı hale getiriyor. Bazı firma ve ajanslar bu maliyetleri önlemek veya bütçeye dahil etmek için görevlerini veya iş planlarını değiştirebilirken, bazı firma ve ajanslar bundan çekinerek uydu fırlatmaktan vaz geçebilir.