Uzay nerede başlıyor?
Atmosfer ile uzay arasında keskin bir ayrım çizgisi yok. Birinin bitip diğerinin başladığını nasıl anlıyoruz?
Atmosfer ile uzay arasında keskin bir ayrım çizgisi yok.
Son zamanlarda, basında büyük fırtına koparan, “uzaya çıktı” diye lanse edilen bir dizi amatör hava durumu balonu projeleri gerçekleştirildi. Bunlar genel tanıma göre uzayda değillerdi, ancak insanlar söz konusu olduğunda, bir tanım olmasının önemi kalmıyor. Sorun şu ki, atmosferin deniz gibi bir yüzeye yok, bunun yerine yavaş yavaş seyrelerek gezegenlerarası uzaya doğru kayboluyor. Peki yerden başlayarak uzaya giden basamaklar neler? Dünya atmosferinin yaklaşık yüzde 83'ü ilk 8 ila 14 kilometre yükseklikte yer alıyor. Bu bölgeye troposfer adı veriliyor ve hava durumu olaylarının çoğunluğu burada meydana geliyor. Sıcaklık, deniz seviyesinde ortalama 15 dereceyken, troposferin tepesinde -50 dereceye kadar düşüyor. Jet uçakları, daha az yoğun havada daha verimli çalıştıkları ve kötü hava koşullarının üstünde uçtukları için burayı kullanırlar, ancak bizim bu yükseklikte, dışarıda hayatta kalabilmemiz için basınçlı bir giysiye ihtiyacımız var. Geleneksel askeri jetler (ve geçmişte Concorde) çoğunlukla 18 kilometre irtifada uçuyor. Bundan bir sonraki adım ise, balonlar.
Meteoroloji balonları, atmosferik verileri toplamak için fırlatılan küçük ince plastik balonlardır. Siyah bir gökyüzünün ve Dünya'nın kavisinin fotoğraflarını çekmek için amatör projeler tarafından da kullanıldılar. Yolculuklarına yer seviyesinde küçük bir helyum baloncuğu olarak başlar, 30 kilometre irtifada,patlamadan önce, devasa bir boyuta ulaşırlar. Balon uçuşu için insan rekoru, 41,4 kilometre irtifa ile Google yöneticisi Alan Eustace'a ait. 2014 yılında bu yolculuğu basınçlı bir elbise ile bir balonun altına asılı olarak gerçekleştirdi. Evet, 41 kilometre kesinlikle uzay gibi görünüyor ve insan vücudu için öyle hissettiriyor, ancak yine de tanım olarak uzay olmadığı için, Eustace astronot sayılmıyor. Son yıllarda uzay için iki tanım ön plana çıktı. 1960'ların başında NASA ve ABD Hava Kuvvetleri X15 roket uçağını geliştirdi. X-15 bazı pilotları, ABD Hava Kuvvetleri tarafından uzay sınırı olarak kabul edilen, 80 kilometre irtifanın üstüne taşıdı. İngiliz ölçü birimi ile 50 mil olan bu irtifa, ABD tarafından sınır noktası olarak belirlenmişti. Uluslararası kabul gören uzay sınırı ise Karman hattına en yakın irtifa olan 100 kilometre.
Theodore von Kármán tarafından hesaplanan bu hatta, atmosferdeki havanın yoğunluğu o kadar düşüktür ki, bir uçak kanatlarından kaldırma kuvveti almadan yörünge hızına ulaşabilir. Yani, uzayın resmi sınırı, uçamayacağımız ancak yörüngeye girebileceğimiz noktada bulunuyor.