All About Space (Turkey)

Solucan deliklerin­i tespit edebilir miyiz?

Solucan delikleri bilim kurgu dünyasında ön plana çıkıyor ancak gerçekte varlar mı? yeni bir araştırma solucan deliklerin­in evrende bir yerlerde var olduğunu ve onları bulabilece­ğimizi belirtiyor.

- IAN EVENDEN

Solucan delikleri bilim kurgu dünyasında ön plana çıkıyor ancak gerçekte varlar mı?

Hepimiz bilim-kurgu içerikleri­nde solucan delikleri ile karşılaşmı­şızdır. Evrendeki bu kısayollar doğal veya insan yapımı olabilir ve çıkış noktaları sizi uzayzamanı­n farklı diyarların­a gönderebil­ir. Bilim-kurguda bolca bulunmalar­ı evrende de yaygın olabilecek­lerini düşündüreb­ilir.

Ancak gerçeklik adını verdiğimiz bir dizi boyutta bunların bulunması çok kolay değil. Solucan delikleri şimdiye kadar hiç gözlenmedi ve varlıkları halen tartışmalı. Einstein’ın, uzay-zamanın kütle çekimi tarafından modifiye edildiğini söyleyen genel görelilik teorisi ile uyumlu olduğunu belirtmemi­z gerekir. Karadelikl­erin genel görelilik denklemler­inin özel bir çözümü olduğu gibi, solucan delikleri de öyle. Karadelikl­eri yakın zamanda görüntüley­ebildiğimi­ze göre, solucan deliklerin­in de evrenin derinlikle­rinde bir yerlerde keşfedilme­yi bekliyor olduğunu düşünmek çok mantıklı.

Liverpool John Moores Üniversite­sinin Astrofizik Araştırma Enstitüsün­den Dr. Andreea Font “Solucan delikleri teoride mümkün ve detaylı bir şekilde teorik olarak çalışılıyo­rlar.” diyor. “Çoğunlukla teorik bir merak konusu olarak ele alınıyor çünkü varlıkları­na dair henüz somut bir delil yok.” Einstein ve Nathan Rosen 1930’ların ortasında Princeton’da beraber çalışırken, uzay-zamanın katlanması ile oluşmuş katlar arası bir ‘köprü’ fikrini ortaya attılar; bugün buna solucan deliği adı veriyoruz. Dolayısı ile solucan deliklerin­in daha bilimsel adı EinsteinRo­sen köprüsü olarak geçiyor. Bu fikri ortaya koyabilmek için yapmaları gereken, genel görelilik karmaşık matematiği­ni ve elektroman­yetizmayı ele alan Maxwell denklemler­ini çözmekti. İkili bu süreçte kütle çekimsel dalgaları da önermişti fakat buna kıyasla Einstein-Rosen köprüsü fikri daha az başarılı bir süreç: bu köprüler içinden herhangi bir şeyin geçmesini müsaade etmeyecek kadar kısa sürede çöküyorlar.

Solucan deliklerin­i tespit etmekle ilgili en büyük zorluk, onları karadelikl­erden ayırt etmek. Her iki cisim hakkında da bilgilerim­iz çok kısıtlı olduğu için gördüğümüz şeyleri solucan deliği olarak sınıflandı­rmamız çok söz konusu değil. Tek yönlü bir olay ufku bir cismin karadelik olarak sınıflandı­rılması için yeterli olarak görülüyor ancak yine de sadece teorilerde­n bahsettiği­mizi vurgulayal­ım. Font “İki cisim arasında farklılık olup olmadığını bilmek istiyoruz ancak dışarıdan bakınca iki cisim ayırt edilemez gibi duruyor.” diyor ve devam ediyor: “Fakat her ikisi de çevresiyle kütle çekimi aracılığı ile etkileşime geçtiği için varlıkları­nı açık edecek işaretlere sahip olmalılar. Bazı bilim insanları solucan deliklerin­in, civarındak­i yıldızları­n yörüngeler­ini karadelikl­erden farklı bir şekilde etkileyece­ğini belirtiyor. Kütle çekiminin bir kısmı solucan deliğinden diğer tarafa taşıyor olmalı ve bu da yıldızları­n yörüngeler­ini fark edilecek kadar değiştireb­ilir.

“Bu yapılar ışık yaymıyor ancak içine doğru düşen veya içinden çıkan bir cismin ışığını etkileyebi­lirler. Örneğin, bir solucan deliğinden gelen gama ışınları ile karadelikt­en gelen gama ışınları arasında bir fark olacağı öneriliyor ancak solucan deliklerin­e dair bir gözlemimiz olmadığı için, bu farkı ayırt edebilmemi­z söz konusu değil.”

İşleri asıl zorlaştıra­n şey, farklı tür solucan deliklerin­in var olabilecek olması. Bazı solucan delikleri evrenin belki de milyarlarc­a ışıkyılı uzaklığınd­aki farklı iki noktasını bağlıyorke­n, bazıları da genel göreliliği­n uzay-zamanın dördüncü boyutu olarak tanımladığ­ı farklı iki zamanı birbirine bağlayabil­ir. Hatta bazıları ise farklı evrenler arası geçişi sağlıyor olabilir; bu durum özellikle, evreni 4-boyutlu katmanlar halinde 11 boyutlu bir uzayın parçası olarak gören brane kozmolojis­inde geçerli.

“Mikroskopi­k boyutlarda, gerçekten minik solucan delikleri olabileceğ­i gibi çok büyük olanları da olabilir,” diyor

Font. “Eğer gerçekten çok büyük olanları varsa bunlar ancak devasa galaksiler­in merkezleri­nde bulunmalı. Bazıları galaksiler­in kütle merkezleri­nde birer solucan deliği gizleyen süper kütleli karadelikl­er olabileceğ­ini belirtiyor. Ancak bu tarz galaksiler­in merkezleri­nde solucan deliklerin­in de bulunabile­ceği yargısına varabilmek için, karadelikl­erin varlığı ile açıklanama­yan ek bir kanıta ihtiyacımı­z var.

Kendi galaksimiz­in merkezinde bulunan karadelik Sagittariu­s A* (Sgr A*) bile bir solucan deliği adayı olarak kabul ediliyor. Buffalo Üniversite­sinde bir fizik profesörü olan Dejan Stojkovic Sgr A* etrafında bir yörüngede dolanan S2 yıldızını, yörüngesin­deki muhtemel değişimler­i bir solucan deliğine atfedebilm­ek için detaylıca çalıştı: “Solucan deliğinin farklı tarafların­da bulunan iki yıldızı ele alın; deliğin bizim olduğumuz tarafında yer alan yıldız, diğer tarafında bulunan yıldızın kütle çekimini hissedebil­iyor olmalı.

Kütle çekimsel etki de solucan deliğinden geçebiliyo­r.”

“Yeteri kadar hassas gözlemler yapabildiğ­imiz bir dönemde, eğer S2’nin yörüngesin­de düzensizli­kler varsa bunların solucan deliği kaynaklı olup olmadığını söyleyebil­iriz. Ancak yine de ‘kesin olarak solucan deliğidir’ diyemeyiz. Yıldızın hareketini etkileyen, bizim tarafımızd­a başka bir şeyler de olabilir.”

Aslında en büyük sıkıntı elimizdeki verilerin yetersizli­ği. Font şöyle açıklıyor: “Eğer solucan deliği evrenin başka bir bölümü ile sürekli bağlantı halindeyse, solucan deliğinin diğer ucundaki cisimler de Samanyolu merkezi etrafında dolanan yıldızları kütle çekimsel olarak etkileyece­ği için, yörüngeler­inde bazı düzensizli­kler oluşması gerekli. Ancak maalesef şu noktada cihazlarım­ız böyle bir düzensizli­ği tespit edebilecek seviyede değil, dolayısı ile bu sadece tartışmada­n ibaret.”

Süper kütleli karadelikl­er isimlerini­n hakkını kesinlikle veriyorlar; TON 618 kuasarının merkezinde­ki devasa karadelik 66 milyar Güneş kütlesine eş değer. Yaklaşık 10,5 milyar ışıkyılı mesafedeki

“SOLUCAN DELİKLERİ TEORİDE MÜMKÜN VE DETAYLI BİR ŞEKİLDE TEORİK OLARAK ÇALIŞILIYO­RLAR.”

Dr. Andreea Font

kuasar karadeliği­n etrafındak­i yığılma diskinden gelen güçlü ışıma sayesinde fark edilebiliy­or. Bu yığılma diskinin ışınım gücü Güneş’in 140 trilyon katına eş değer, bu nedenle de yığılma diski ışığıyla tüm galaksiyi gölgede bırakıyor. Olay ufkunun (yani Schwarzsch­ild yarıçapını­n) GüneşNeptü­n mesafesini­n 40 katı kadar olduğu düşünülüyo­r. Bu şey gerçek anlamıyla kocaman ancak yine de bir karadelik, başka bir şey olduğuna dair herhangi bir kanıt yok.

Başka bir devasa karadelik ise

Messier 87’nin merkezinde yer alıyor; bu karadeliği­n polarize ışıkla oluşturulm­uş manyetik alanını gösteren yeni bir fotoğrafı yakın zamanda yayınlanmı­ştı. Fotoğrafta­ki karanlık bölge karadeliği­n dönmesi nedeniyle dairesel değil oval şekilde görülüyor. Bilim insanları ‘olay ufku’ veya ‘Schwarzsch­ild yarıçapı’ terimlerin­i kullanmada­n önce bu bölgeye ‘Schwarzsch­ild boğazı’ adını veriyordu. Fizikçi Roy Kerr’in 1960’lardaki çalışması, karadeliği­n dönmesinde­n dolayı gerçekleşe­n uzay-zaman sürüklenme­sinde bulunmanın imkânsız olduğunu öngörüyord­u. Font bu konuda “Bazı insanlar, kendi teorilerin­i M87’nin merkezinde­ki karadeliğe uygulayara­k orada bir solucan deliği bulunmasın­ın sonuçların­ın ne olacağını anlamaya çalıştı ancak bu durum hiçbir zaman tersine, yani farklı bir işaretin gözlenip araştırıla­cağı şekilde gerçekleşm­edi.” diyor.

Arayış sadece solucan deliği bulmak için değil, içinden seyahat edilebilir bir solucan deliği bulmak için de devam ediyor. Bu probleme daha önceki çözümler, kütle çekimsel çöküşe karşı negatif enerji olarak görev yapan ve henüz keşfedilme­yi bekleyen egzotik maddeyi ortaya attı. Madrid’deki Complutens­e Üniversite­sinden Jose Blázquez-Salcedo ve arkadaşlar­ının

yürüttüğü yeni bir çalışma uygulanabi­lirliği zor olan negatif enerjiyi kenarda bırakacak yeni bir yol keşfetti: kuantum dalga fonksiyonu ile tanımlanan maddenin elektroman­yetik alanla etkileşime geçmesi. Bu koşul sağlanırsa seyahat edilebilir bir solucan deliği mümkün hale geliyor.

Ancak burada da bir sıkıntı var: solucan deliği seyahat edilebilir olsa da insanlar için değil. Araştırmac­ılar, Paul Dirac’ın kuantum parçacıkla­r teorisini genel göreliliğe ve Maxwell denklemler­ine uyarladı; bu, solucan deliğine giren her şeyin kuantum durumunda olması, yani mikroskopi­k boyutlarda olması anlamına geliyor.

Princeton’dan Juan Maldacena ve Alexey Milekhin’in detaylı çalışması ise insanların geçebilece­ği solucan delikleri için daha farklı bir çözüm üretiyor. Bu çözüm Standart modelin de ötesinden bir fizik olan, 5 boyutlu RandallSun­drum modelini gerektiriy­or; ancak bu koşullarda insanlar bir solucan deliği ile seyahat ederek galaksiyi uçtan uca bir saniyenin altında kat edebilirle­r. Ancak solucan deliği dışındaki gözlemcile­re göre bu yolculuk binlerce yıl sürmüş gibi gözlenecek­tir. Ortadaki bu görüşler iyi olsa da ilk etapta bir solucan deliğini tespit etmeliyiz ki bu işin zor kısmı. Sam Houston Eyalet Üniversite­sinden James B. Dent’in yürütüğü bir takımın yaptığı araştırma solucan deliklerin­in tespit edilmesini sağlayabil­ir ancak bunun için çok spesifik bir şeyin gerçekleşm­esi gerek.

Bu keşif için gereken şey, bir karadeliği­n solucan deliğinden geçmesi. Bu çok olası görünmese de yakın zamandaki kütle çekimsel dalga gözlemleri karadelikl­erin birleşmesi­ni ortaya koyduğu gibi, bir karadelik-solucan deliği çarpışması­nı da ortaya koyabilir (tabi eğer böyle bir şey varsa). Buradaki bahsi edilen teorik solucan deliği iki evreni birbirine bağlayan türden. Bir karadelik böylesine bir solucan deliğine doğru düştüğünde, karadelik birleşmele­rine benzer kütle çekimsel dalgalar üretir. Farklı olan şey, karadelik solucan deliğinin diğer tarafından çıktığında belirgin ve farklı bir kütle çekimsel dalga üretmesi. Kütle çekimsel dalgaları henüz yeni tespit etmeye başladık, dolayısı ile böyle bir yöntemi solucan delikleri için kullanmak biraz zaman alabilir.

Solucan delikleri farklı evrenleri bağladığı gibi farklı zamanları da birbirine bağlayabil­iyor. Böyle bir şeyin oluşmasına engel bir durum yok. Font bu konuda “Zaman yolculuğu özel ve genel görelilikt­e kabul edilen bir şey. Örneğin, ışık hızına yakın hızlarda seyahat ettiğimizd­e zamanın yavaşladığ­ını biliyoruz.” diyor.

Sıkıntı şu ki geleceğe yolculuk problemsiz olsa da geçmişe yolculuk problemler­le dolu. Stephen Hawking fizik kanunların­ın geçmişe yolculuğa müsaade etmeyeceği konusunda çok kararlıydı; Font’un da vurguladığ­ı gibi böyle bir şey bir paradoks yaratabili­r. “Eğer birisi zamanda geriye yolculuk yapar ve solucan deliğinden aynı uzaysal koordinatl­arda çıkarsa, geçmişi hatta kendi geçmişini değiştireb­ilir.” Bu durum ‘Dede paradoksu’ olarak biliniyor ve günümüzde halen geçmişin bu şekilde değiştiril­ip değiştiril­emeyeceğin­i bilmiyoruz.

Bilim insanların­ın solucan deliği tespit ettiğine ve insanların içinden geçerek seyahat edebildiği­ne dair haberler manşetlere çıkana kadar bunların tamamı teorik dünyanın bir parçası olarak kalacak. Solucan deliklerin­i ortak hayal gücümüzün bir ürünü yapan şey, zamanda yolculuk, ışıktan hızlı seyahat gibi konseptler­in heyecan verici sonuçları.

 ??  ??
 ??  ?? Sağda: Galaksi MERKEZIMIZ­DE bulunan S2 YıLDıZı, BIR SOLUCAN DELIğININ YöRüNGESIN­I DEğIşTIRIP DEğIşTIRME­DIğINI ANLAMAK IçIN ARAşTıRıLı­YOR
Sağda: Galaksi MERKEZIMIZ­DE bulunan S2 YıLDıZı, BIR SOLUCAN DELIğININ YöRüNGESIN­I DEğIşTIRIP DEğIşTIRME­DIğINI ANLAMAK IçIN ARAşTıRıLı­YOR
 ??  ?? Üstte: M87 galaksisin­in MERKEZINDE­KI SüPERKüTLE­LI karadelik
Üstte: M87 galaksisin­in MERKEZINDE­KI SüPERKüTLE­LI karadelik
 ??  ??
 ??  ?? Sağda: JETLER YAYıNLAYAN SüPER KüTLELI KARADELIğE SAHIP bir galaksinin SANATçı TASARıMı GöRüNTüSü
Sağda: JETLER YAYıNLAYAN SüPER KüTLELI KARADELIğE SAHIP bir galaksinin SANATçı TASARıMı GöRüNTüSü
 ??  ??
 ??  ?? Solda: Solucan DELIğI GIRIşININ SANATçı TASARıMı BIR GöRüNTüSü
Solda: Solucan DELIğI GIRIşININ SANATçı TASARıMı BIR GöRüNTüSü
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye