Teleskopsuz astronomi
Gökyüzündeki güzel şeyleri görmek için illa ki bir teleskopa ihtiyacınız yok.
İnsanlar ‘astronom’ kelimesini duyduğunda genellikle teleskopla gökyüzünü inceleyen birini canlandırırlar. Ancak gökyüzündeki birçok güzelliği görmek için aslında teleskoba ihtiyacınız yoktur. Evrenin birçok güzelliğini sadece çıplak gözlerinizle veya bir dürbün yardımıyla görebilirsiniz.
Teleskop astronomların Güneş Sistemi’ndeki birçok gezegenin detaylarını görmesini ve yıldızları, bulutsuları ve galaksileri gözlemlemesini sağladı. Teleskop sönük görünen cisimlerin daha büyük ve daha parlak görünmesini sağlar ancak gökyüzünü yeni incelemeye başlayan amatörlerin gözlemlediği takımyıldızlar, parlak yıldızlar için tamamen kullanışsızdır.
Gökyüzü gözlemlerine yeni başlayanlar takımyıldızlarının ve parlak yıldızların konumlarını öğrendikten sonra teleskoba geçip Satürn’ün halkalarına, Jüpiter’in uydularına, sayısız yıldız kümesine, bulutsulara ve galaksilere daha yakından bakabilirler. Ancak tüm bunlardan önce gökyüzünde keşfedilmeyi bekleyen bir sürü zenginlik mevcut.
Çıplak gözle gözlem yapmanın, teleskop gözlemlerine göre birçok avantajı var. Teleskoplar pahalı ve kurması ve hizalaması karmaşık ve zaman alıcı. Çıplak gözle gözlem yapmak ise tamamen ücretsiz ve evinizden dışarı adım atar atmaz başlayabilirsiniz.
İlk göreceğiniz şey (Ay veya gezegenler gökyüzünde değilse) tabii ki yıldızlar. Astronomi en temel olarak bu cisimlerin nasıl oluştuklarını, yaşadıklarını, öldüklerini ve diğer yıldızlarla birlikte oluşturdukları yapıları inceliyorlar. Günümüzde halen bazı insanlar yıldızların bile tam olarak ne olduğunu bilmiyor. Bazıları onları
Dünya etrafında dolanan parlak cisimler zannediyor. Yıldızlar esasen çok ama çok sıcak gaz küreleri, bizden inanılmaz derecede uzakta bulunuyorlar ve devasa boyutları yanında Dünya minicik kalıyor.
Tabii ki tüm yıldızlar aşırı uzak değil. Bir tanesi kozmik anlamında burnumuzun dibinde. Dünya’ya en yakın olan bu yıldız Güneş. Gökyüzünde parıldayan Güneş’e baktığınızda aslında bir yıldıza bakıyorsunuz ve gece Güneş battıktan sonra ortaya çıkanlar Güneş’in başka türleri: daha
büyük veya küçük, daha sıcak veya soğuk ve çok daha uzaktalar. Büyük uzaklıklarına rağmen onları gökyüzünde parlak birer nokta olarak görebiliyoruz. Açık ve temiz bir gecede gökyüzündeki yıldızlara baktığınızda bir şeyi fark edeceksiniz: bazıları diğerlerine göre daha parlak ve hepsi aynı renkte değil.
Parlak olan bir yıldızın bize daha yakın olduğunu düşünebilirsiniz ancak durum böyle değil. Yıldızlar aslında ampuller gibi, bazıları daha yüksek ışınıma sahipken bazıları daha düşük ışınıma sahip. Eğer bütün yıldızlar bize aynı uzaklıkta olsa o zaman daha parlak olanın daha büyük olduğunu söyleyebilirdik. Fakat yıldızlar farklı uzaklıklarda oldukları için, düşük ışınıma sahip ancak daha yakın bir yıldız parlak görünebilirken, yüksek ışınıma sahip olan ancak daha uzak yıldız sönük görünebilir. Gökyüzündeki parlak görünen bütün yıldızların kendine özgü adı var ancak sönük yıldızların hepsinin bir adı yok.
İlk bakışta hepsi beyaz gibi görünse de dikkatli baktığınızda sarı, kırmızı veya mavi yıldızlar olduğunu fark edeceksiniz.
Bu renkler bize bir yıldızın ne kadar sıcak olduğunu söylüyor. Gündelik hayatta kırmızının sıcağı, mavinin de soğuğu temsil ettiğini görsek de yıldızlarda kırmızı renk mavi renge göre daha soğuk. Güneş’in yüzeyindeki sıcaklığı ölçebilecek kadar güçlü ve büyük bir termometreniz olsaydı, yıldızımızın yüzeyindeki sıcaklığı yaklaşık 5.500 santigrat derece olarak ölçerdiniz;
“Parlak olan bİr yıldızın bİze daha yakın olduğunu düşünebİlİrsİnİz ancak durum böyle değİl”
sarı-beyaz bir yıldız için normal bir sıcaklık. Kırmızı yıldızlar 4.000 santigrat derece altında yüzey sıcaklığına sahipken mavi yıldızlar 10.000 santigrat derece veya daha yüksek sıcaklıklara sahipler. Bir yıldızın ne kadar sıcak olduğuna, çıplak gözle o yıldıza bakarak karar verebilirsiniz.
Daha önce gökyüzünü incelememiş olan kişiler dahi yıldızların takımyıldızlar olarak adlandırdığımız şekiller oluşturduğunu bilir. Gökyüzünde, isimlerini hayvanlardan, mitolojik figürlerden, bilimsel aletlerden veya müzik aletlerinden alan 88 tane takımyıldızı bulunuyor. Ancak sadece çok azı gerçekten adını taşıdığı şekle benziyor, gökyüzü gözlemcilerinin kanatlı atları, su yılanlarını görebilmesi için epeyce hayal gücüne de ihtiyacı var.
Takımyıldızlarının şekilleri değişmese de gökyüzündeki konumları değişebiliyor. Dünya döndükçe takımyıldızları da bize göre doğudan batıya doğru hareket ediyorlar. Güneş’te bu şekilde görünür bir harekete sahip; bu sayede gün doğumu ve gün batımı, bunun sonucu olarak da gece ve gündüz oluşuyor. Gece gökyüzünün görünümü gece boyunca değiştiği gibi, yıl boyunca da değişiyor. Dünya Güneş etrafındaki yörüngesinde dolandıkça, gece gökyüzünde evrenin farklı bir bölümüne, dolayısı ile farklı takımyıldızlarına bakıyoruz. Her mevsim kendine özgün takımyıldızlara sahip olsa da
bazıları tüm yıl boyunca görülebiliyor.
Hatta özel bir yıldız here gece aynı noktada kalıyor: Kutup Yıldızı (Demirkazık) Dünya’nın dönme eksenin kuzey doğrultusuna denk geliyor. Dünya döndükçe tüm yıldızlar Kutup Yıldızı’nın etrafında saat yönünün tersinde dönüyor gibi görünürler. Teleskop olmadan görebildiğiniz şeyler sadece yıldızlar değil. Güneş Sistemi’nin sekiz gezegeninden beşi çıplak gözle görülebiliyor ancak hepsi aynı zamanda veya aynı konumda görünmüyorlar. Hatta Güneş’e yakın oldukları dönemde gökyüzünde hiç görünmüyorlar. Karanlık bir gecede, gökyüzünde ‘yıldız kayması’ olarak bildiğimiz meteorları da görebilirsiniz. Genelde bilinen adının aksine bunlar aslında kayan yıldızlar değil, Dünya atmosferine girerek yanan toz ve kaya parçacıkları.
Birçok gecede her yarım saatte bir meteor görmeniz mümkün (koşullar uygunsa) ancak yılın belli dönemlerinde gerçekleşen meteor yağmurlarında bu sayı saatte onlara ve hatta yüzlere çıkabiliyor. Birçok meteor hızlı bir şekilde yanar geçer ancak zaman zaman gökyüzünü yarıyormuşçasına parlak ‘ateş topları’ gözlenebilir.