Ay'a geri dönüş
Birçok ulus ve şirket Ay'a geri dönüşün hazırlıklarını yapıyor.
Yaklaşık 3 milyon yıl önce ilk insanların Afrika’da evrimleşmesinden bu yana insanlar bulundukları yerlerdeki problemlerle yüzleşiyorlar ve yeni yerler keşfetmenin ve bu yerleri araştırmanın heyecanını yaşıyorlar.
Evimizde her zaman problemler çıkacak ancak bu olduğumuz yerde saymamız için yeterli bir gerekçe değil. Bu nedenle insanlar yeni yerler keşfedip bu yerlerden faydalanıyorlar.
Keşif araştırmalarının evimizde çözümler ürettiğine dair birçok tarihsel kanıt da mevcut. Kolomb seferleri için kaynak bulmakta zorlandı çünkü çok az kişi bu seferlerde bir fayda gördü. Ancak Avrupalılar Amerika’ya eriştikten sonra, Avrupa’da önemli bir mahsul haline gelip milyonları besleyen patatesi getirdi.
Keşifler sadece varış noktasında değil yolculuk sırasında da yapıldı. Denizciler okyanusları keşfederken zamanı ölçmek açısından önemli olan boylamları belirleyecek yöntemlere ihtiyaç duydular. Sarkaçlı saatler gemilerde işe yaramadığı için zaman ölçümü için ciddi mühendislik ve bilim gerektiren çalışmalar yapıldı. Kolunuzdaki saat, elektronik dahi olsa, bu dönemlerin bir ürünü.
Tüm bunları anlatmamızın bir sebebi var. Gene Cernan, Harrison Schmidt ve Ronald Evans (ve beraberlerindeki 5 fare) 19 Aralık 1972’de Dünya’ya indiğinden beriinsanlık Ay’a ayak basmadı. Birçok Ay’a geri dönüş planı yapıldı ancak hepsi bir kenara bırakıldı. Dünya’daki problemlerin daha ciddi olduğu ele alındı.
Ancak dönem artık değişiyor. COVID-19’un sağlık ve finans üzerine kısıtlamalarına rağmen, uzay ajansları insanları tek doğal uydumuz Ay’a götürmek için ciddi planlar yapıyorlar. Pandeminin ortaya çıkardığı şeylerden birisi Dünya’da sabit miktarda bir para olmaması: hükümetler nicel genişleme adı verilen bir süreçle para üretebiliyorlar. ABD başkanı Joe Biden ekonomi için trilyon dolarlık bir teşvik paketi planlıyor. Keşiflerin yolunu bu bütçe açacak.
Bu sefer NASA astronotları arasında kadınlar ve beyazlar dışında insanlar da yer alacak. Böylelikle geçmişte yapılan ayrımcılıklar düzeltilmiş olacak, bu birçok hükümet planının önemli bir parçası. Ancak Ay’a dönüş daha heyecan verici görevler için bir sıçrama tahtası olarak kullanılacak. Ay’da yürüyen ikinci insan olan Buzz Aldrin, Mars’a insanlı görevleri destekliyor ve NASA bu tarz girişimlerinde yalnız değil.
Diğer taraftan uzay endüstrisi içinde insanları gönderip göndermememizle ilgili devam eden tartışmalar mevcut. İnsanları uzaya, hatta özellikle başka bir gök cismine yollamak insansız görevleri göndermekten çok daha masraflı. Mars 2020 görevinin parçası olan Ingenuity helikopterinin başarısını ele alın. İnsanları göndermek için harcanarak paranın, Ingenuity gibi daha büyük teknolojilere ve başarılara harcanabileceğini savunan bir taraf mevcut.
Tüm bunlara rağmen NASA, Artemis programı çerçevesinde Ay’a astronotlar göndermeye hazırlanıyor. NASA bir sonraki ilk iki Amerikalı astronotu Ay yüzeyine indirecek ticari iniş aracının tasarlanması için SpaceX’i seçti. Yunan mitolojisinde
Artemis, Zeus ve Leto’nun kızı. İkiz kardeşi Apollo önceki Ay görevlerini ismiyle onurlandırdı.
NASA’nın güçlü Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) roketi Orion uzay aracı içindeki astronotları Ay yörüngesine gerçekleştirecekleri birkaç günlük yolculukları için fırlatacak. Yörüngeye vardıklarında mürettebattaki iki kişi SpaceX’in İnsan İniş Sistemi’ne (HLS) geçiş yaparak Ay yüzeyine devam edecekler. Yüzeyi incelemek için geçirecekleri bir haftanın sonunda iniş aracına geri binerek Ay yörüngesine kısa yolculuklarını yapacaklar ve Dünya’ya geri dönmek üzere Orion kapsülüne geçecekler. Bu görev için ortaya koyulan kontrat bedeli 2,89 milyar dolar.
NASA’nın insanlı uzay araştırmaları ve görevleri departmanının yardımcı yürütücüsü olan Kathy Lueders “Bu meblağ ile NASA ve ortakları, ajansın uzay araştırmalarında cinsiyet eşitliği için adım attığı 21. yüzyılda ilk insanlı Ay görevini gerçekleştirmiş olacak.” diyor. “Bu kritik adım insanlığı sürdürülebilir bir Ay araştırma rotasına yerleştireceği gibi, Mars gibi Güneş Sistemi’nin derinliklerine doğru yeni görevlerin temelini atıyor olacak.”
NASA Marshall Uzay Uçuş Merkezinde HLS program yöneticiliğini yapan Lisa WatsonMorgan “NASA ve Artemis ekibi için heyecan verici bir dönemdeyiz.” diyor ve devam ediyor: “Apollo görevleri sürecinde imkânsız denen şeyin mümkün olduğunu gösterdik: insanları Ay’a indirmek. Uzay endüstrisinin işbirlikçi yaklaşımı ile NASA’nın kanıtlanmış olan teknik tecrübesi ve yeterlilikleri ile Amerikalı astronotları Ay yüzeyine tekrar götüreceğiz; bu sefer yeni bölgeleri daha uzun sürelerde keşfetmek üzere...”
SpaceX’in, insanları Ay yüzeyine indirecek olan Starhip HLS aracı gücünü firmanın Raptor motorlarından ve Falcon ve Dragon araçlarının uçuş tecrübelerinden alıyor. Starship geniş bir kabine ve Ay yürüyüşlerinde kullanılacak iki hava kilidine sahip. Starhip mimarisi, Ay’a, Mars’a ve diğer Güneş Sistemi cisimlerine gerçekleştirilecek görevlerde tamamen yeniden kullanılabilir fırlatma ve iniş sistemi olarak tasarlanıyor.
NASA ile ticari ve uluslararası ortakları;
tasarlanan yeni SLS roketi, Ay Geçidi istasyonu, Orion kapsülü ve Starhip HLS ile Ay’a bilimsel çalışmalar, ekonomik faydalar ve yeni nesle ilham vermek için gidiyorlar.
Ay’ın insanlı keşfi için bir dizi kuralları içeren Artemis Mutabakatı’nı ilk olarak 9 ülke imzaladı. İngiltere, İtalya, Avustralya, Kanada, Japonya, Lüksemburg, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD, 2024’te Ay’a insanları geri götürmeyi, 2030’da Ay üssü kurmayı hedefleyen bu projenin katılımcı ülkeleri. İlginç bir şekilde NASA’nın paylaştığı Ay Geçidi görselleri bir Rus parçası içeriyor.
NASA geçtiğimiz yıl, 13 yıldan sonra ilk defa astronot alımı gerçekleştireceğini duyurdu. Japonya’nın Eğitim ve Bilim Bakanı Koichi Hagiuda, hedeflerinin 2020’lerin ortasından itibaren Ay’da ilk Japon’un yer alması olduğunu belirtiyor.
Japon Uzay Araştırma Ajansı (JAXA) 7 astronota sahip ve bunlardan üçü uzaya çıktı. Japon hükümeti bu yıl içerisinde Artemis projesinin bir parçası olacak astronotlar için başvurular açacak. Böylece Japonya 2008’den beri ilk defa astronot alıyor olacak. Haguida “Bundan sonra, devamlılığı sağlayabilmek adına, her beş yılda bir başvuru açacağız.”. diyor.
Afrika ve Güney Amerika ülkeleri şimdilik
“NASA 21. YÜZYILIN AY YÜZEYİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK İNSANLI GÖREVİNİ GERÇEKLEŞTİRECEK” KATHY LUEDERS
programda yoklar ancak Brezilya Artemis’e katılmak konusunda niyetini belirtti.
Ancak ekonomik durumları katılımlarının önünde bir engel oluşturabilir. Hindistan da ekonomik zorlukları olmasına rağmen, gelişmiş uzay çalışmaları sayesinde, programa dahil olabilir; yakın zamanda Ukrayna’nın dahil olduğu gibi.
Ancak gözlerini Ay’a dikmiş olan tek ülke ABD değil. Çin de uzayda kendine bir yer edinebilmek için başarılarını ilan etmekten kaçınmıyor. Ülkenin ekonomisi katlanarak güçleniyor ve bu sayede Çin robotik Ay görevlerine devam etmeyi amaçlıyor. Çin’in yeni Ay projesinin adı ise Uluslararası Ay Araştırma İstasyonu (ILRS). Avrupa Uzay Ajansı (ESA) da Çin’le ortaklık yapmak için isteklerini belirtti.
ESA’nın uluslararası ilişkiler yürütücüsü Karl Bergquist konu hakkında şunları söylüyor: “Çin Ay araştırma planlarını, karşılıklı ilgilerimizin kesiştiği noktaları görebilmek açısından yakından takip ediyoruz. Bunların arasında Chang’e-6, 7, 8 görevleri ve ILRS girişimi bulunuyor.”
Yakın zamanda görev süresi biten ESA genel direktörü Jan Wörner, ESA ülkelerinin ve ABD, Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya’nın arasında bulunduğu birçok ülkenin bir ‘Ay şehri’ kurmasını önerdi.
Mart ayında Çin ve Rus uzay ajansları ILRS girişimindeki işbirlikleri için bir protokol imzaladı. Çin Ulusal Uzay Dairesi (CNSA) başkanı Zhang Kejian ve Roscosmos genel
“Apollo görevlerİ sürecİnde İmkansız denen şeyİn mümkün olduğunu gösterdİk: İnsanları Ay’a İndİrmek”
LIsa Watson-Morgan
direktörü Dmitry Rogozin dokümanı online bir toplantı ile 9 Mart’ta imzaladı.
ILRS Ay yüzeyinde veya yörüngesinde kurulacak kapsamlı bir bilimsel deney üssü olarak kurulacak. Proje disiplinler arası bilimsel araştırma etkinlikleri, Ay bazlı gözlem ve keşifler, temel bilimsel deneyler ve uzun dönemli otonom projelerin teknik doğrulamalarını gerçekleştirecek. Roscosmos ve CNSA’dan yapılan ortak açıklama projenin “tüm uluslararası ortak ve ülkelere açık” olduğunu vurguluyor. Eğer yüzeyde inşa edilirse, ILRS büyük olasılıkla Ay’ın güne kutbunda yer alacak.
Çin ve Rusya daha önce Chang’e-7, Luna 27 ve ortak bir Ay ve derin uzay araştırma veri merkezi için anlaşma imzalamıştı. Kutup örneği toplama görevi olan Chang’e-6’nın 2023 veya 2024’te fırlatılması planlanıyor. Daha sonra gerçekleştirilecek olan Chang’e-8 görevi ise yerinde 3B baskı teknolojilerini test edecek ve Ay’da uzun süreli kalışlarla ilgili bilimsel testler gerçekleştirecek. Bu görevler ILRS daha uzun dönemli bir üsse dönüşmeden önce, girişimin robotik ayağını oluşturacak. Diğer taraftan Rusya Luna 25, 26 ve 27 Ay iniş araçlarını içinde bulunduğumuz on yılda göndermeye hazırlanıyor.
ILRS’nin erken dönemi, daha kompleks bir program olan Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) kıyasla, sadece birkaç münferit uzay aracından oluşacak. Çin aynı zamanda derin uzay insanlı uçuşları için de çalışmalar yapıyor. Mayıs 2020’de yeni bir uzay aracı test ettiler ve uzay altyapısı ve insanlı görevler için iki ayrı fırlatma sistemi tasarlıyorlar. Kurulmaya başlana ve hali hazırda ilk astronotların görev yapmaya başladığı Tiangong uzay istasyonu Çin’e mürettebatlı Ay görevleri için tecrübe kazandırıyor olacak.
Ay’a gidiş için yapılan yeni yarış Çin ve Rusya tarafından yürütülen ILRS ve Amerika tarafından yürütülen Artemis programlarının yer aldığı, çok uluslu ve iki kutuplu bir yarışa dönüşebilir. Ancak bu sefer yarış propaganda ve zafer odaklı değil, madencilik hakları için gerçekleşecek. İşler burada biraz karmaşık hale geliyor.
Bu noktada durum uzay hukukunu yakından ilgilendiriyor: kanun koyucular, Ay’ın sömürülmesinin önüne geçebilir mi? Eğer madencilikten kâr elde edilirse hangi uluslar bu kazançtan nasıl faydalanır? Rusya halihazırda Artemis projesini fazla ABD odaklı olmakla ve bir sonraki uzay yarışını kâr odaklı hale getirmesiyle suçladı.
Uluslararası Uzay İstasyonu inşasından bu yana politik ve teknik bir başarıydı ancak günümüzdeki politikalar çok uluslu bir üssün önüne geçebilir mi? Böyle bir durum ancak bunun için sağlanabilecek bütçe olursa ortaya çıkabilir.
Uzay camiası, geçtiğimiz on yıllarda küçük ölçeklerde yaptığı gibi, Dünya insanlarını bir araya getirmeye çalışıyor. Gelecekte Ay’da yürüyenler şimdilik tek evimiz olan Dünya’ya baktıklarında, paylaşmayı ve gezegenimizi korumayı öğrenmemizle ilgili felsefeyi daha derinden anlayacaklar; tabii ki ulusların açgözlülüğü ve hırsı bunun önüne geçmezse.