Titan'dan örnek getirme görevi
NASA’nın Gelişmiş Tasarımlar Enstitüsü, Satürn’ün uydusuna gerçekleştirilebilecek bir görev üzerine çalışıyor.
Bugüne kadar Güneş Sistemi’nin derinliklerine doğru bir çok görev gönderdik ve gaz devlerinden uydulara kadar bir çok farklı hedefi inceledik. Ancak şimdiye kadar sadece Ay’dan ve birkaç asteroitten fiziksel örnekler aldık. Mars’tan örnek getirme görevleri de hazırlanıyor. Bu tarz bir görev için Titan muhteşem bir kaynak. Uzak bir yer olmasına rağmen örnek getirmek için çok kolay bir hedef.
Titan, Güneş Sistemi’ndeki tartışmasız en ilginç yer. Sistemdeki onuncu büyük cisim ve çoğunluğu azot ve metandan oluşan, yoğun bir atmosferi var. Venüs’ün yüzey basıncını ölümcül derecede yüksek yapan etki burada yüzey basıncını Dünya’dakinden sadece biraz yüksek yapıyor; bu da yüzeyinde uzay elbisesine ihtiyaç duymayacağımız tek yer olduğu anlamına geliyor. Bu soğuk ve yoğun atmosfer aynı zamanda yüzeyde bir sıvı döngüsü gerçekleşmesini sağlayarak gezegenimizde gördüğümüz gibi yağmurlar, nehirler, göller ve denizler oluşmasını sağlıyor. Tek fark bunların su yerine metandan oluşması.
Yaşam barındırmıyor olduğu düşünülse de gelecek nesiller için dondurulmuş bir şekilde saklanan prebiyotik bir yüzeye sahip. Titan aynı zamanda bir yüzey altı okyanusuna sahip; bu da Europa ve Enceladus’ta olduğu gibi derinliklerde yaşamın olabileceğine bir işaret. Fakat uydu ulaşılması kolay bir yer değil. Pioneer 11 ve Voyager 1 ve 2 Satürn’e yakın geçişler yaptı, Cassini ise 7 yıllık bir yolculuğun ardından sistemde 13 yıl geçirdi. Cassini beraberinde, Ocak 2005’te Titan yüzeyine iniş yapan Huygens iniş aracını götürdü.
Ancak bu büyük mesafeye rağmen, Titan bir örnek getirme görevinin kolay olmasını sağlayacak, iniş dahil bazı avantajlı özelliklere sahip. Şubat ayında NASA Perseverance ile beraber yeni bir vinçli iniş gerçekleştirdi. NASA, Mars’ın çok ince bir atmosferi olduğu için bu kadar kompleks bir sistem geliştirmek zorundaydı. Mars’ın ince atmosferi uzay araçlarını yeteri kadar yavaşlatamıyor. Titan’ın kalın atmosferi ise bir iniş aracının atmosferik sürtünme ile yörünge hızını kesmesini ve paraşütle iniş yapmasını sağlayabilir.
Tüm bunlar Titan’a gönderilecek kütlenin daha az olabileceği anlamına geliyor ancak Titan’ın en avantajlı olduğu nokta yakıt konusu. Mars’ta metan atmosferden ayrıştırılarak elde edilmeli ancak Titan’da roket yakıtı kelimenin gerçek anlamıyla gökten yağıyor ve yakıt tanklarını doldurulmak üzere göllerde hazır bekliyor.
Oksijen için ise su buzu dikkatli bir şekilde filtrelenmek zorunda değil çünkü buz tüm yüzeyi kaplıyor. Olası bir görev, buzu eriterek sudaki hidrojen ve oksijeni ayrıştırdıktan sonra oksijeni depolayabilir.
Titan’da oksijen ve metan ekstra soğutmaya ihtiyaç duymadan sıvı bir şekilde saklanabiliyor. NASA’nın nükleer yakıtlı dronu Yusufçuk (Dragonfly) tarafından toplanacak olan örnekleri Dünya’ya getirmek söz konusu olduğunda, Dünya’nın sadece %14’ü kadar olan kütle çekimi uzaya erişmeyi çok kolay hale getiriyor. Titan’dan örneklerin Dünya’ya gelmesi biraz sürecek tabii ki ancak bu düşündüğünüzden de yakın olabilir.