GERÇEKLER ORTADA MI?
Eski CIA dedektifi Ben Smith Roswell: İlk Tanık isimli bir belgesel serisi için 1947’de Roswell’de gerçekleşen olayları inceledi. Enkazı analiz etmek ve toplamak için olay yerine gönderilen Binbaşı Jesse Marcel’in torunları ile konuştu. Aynı zamanda bölgeyi havacılık uzmanları ile birlikte ziyaret etti, Marcel’in eşyaları arasında bulunan günlüğü ipuçları için araştırdı ve tanıklarla konuştu. Marcel haklı mıydı? O gün toplanan kanıtlar gerçekten bu Dünya’ya ait değil miydi? Araştırmaya başlamadan önce 1947’de olanlarla ilgili şüpheniz var mıydı?
Benim ilk tavrım aslında şüphecilik değil, mantıklı bir kuşkuydu. Bir hükumet yetkilisi ve eski bir CIA çalışanı olarak bilginin nasıl parçalanabileceğini iyi biliyorum. Ulusal güvenlik bakışı açısından öncelikler uzaylılar ile uyuşmuyordu ve hatta devasa bir komplo teorisi olarak görülüyordu. Ben çok pahalıya mal olan birçok görevde yer aldım ancak daha önce hiçbir şeyin bu derece örtbas edildiğini görmedim. Fakat belki de çok düşük seviyede ve önemsizdim ve CIA’de olup biten her şeye hakim değildim.
Dizide olayları Marcel’in ailesi üzerinden değil, geçmişte kaydedilmiş kasetler aracılığı ile Marcel’in ağzından dinliyorsunuz. Peki söylediklerine inanıyor musunuz?
Kayıtları dinleyip, beden dili uzmanları ile konuşup ailesi ve kişiliğini tanıyıp anladıktan sonra, iddialarına kendisinin inandığı kadar inandım. Yalan söylediğini düşünmüyorum ancak yine de tutarsızlıklar buldum.
Jesse’nin bulduğu şeyin balsa ağacı olduğunu söylediğini biliyoruz ancak oğlu i-kirişi olduğunu iddia ediyor. Yani halihazırda birbiriyle çelişen tanıklıklar var. Aynı zamanda, bulunanlarla ilgili ‘hafızalı metal’ ve ‘kırılmaz’ gibi özelliklerden bahsettiği görülüyor ancak bunların hiçbiri Jesse Marcel’in kendi söylemi değil. Bu her zaman zor olan kısmı. İlk ne ortaya çıktı: hafızalı metal fikri mi yoksa bunu söyleyen tanıklar mı?
Kişisel bakış açıları ne kadar güvenilir?
Kişisel bakış açıları biraz sıkıntı, istihbarat dünyasında bile böyle; özellikle düşman planları veya bir terörist saldırı hakkında çok önemli bilgilere sahip olduğunu söyleyen bireyler söz konusu olduğunda.
Bu tür şeylere her zaman ihtiyatla yaklaşmanız gerekiyor. Her zaman kişinin motivasyonunu ve akıl sağlığını göz önünde bulundurmak zorundasınız çünkü son isteyeceğiniz şey kişilerin kendi kurguları ile uğraşmak. Bu bilgilere güvenmek çok daha kötü sonuçlar doğurabilir. 70 yaşındaki bir olayla uğraşıyor olmanın en kötü tarafı bu. Bir çok şeyi kenarda bırakıp sadece somut kanıtlara odaklanmaya, insanları düzgün bir şekilde tartmaya odaklandım.
Belgesel Marcel’in eşyaları arasında bulunan günlüğe çok fazla odaklanıyor. Peki bu neden önemli bir kanıt olarak
ele alınıyor?
Burada devreye giren iki faktör var: bir, bu bir ordu defterine Roswell olayının yaşandığı dönemler yazılmıştı; iki Marcel’in çocuklarına bıraktığı nadir dokümanlardan biriydi. Askeri kayıtlarını, madalyalarını ve günlüğünü sonrasında torunlarına kalacak şekilde çocuklarına bıraktı. Bunu birincil bir doküman veya olaya ilk bakış açısı olarak düşünüyorum. Yani günlük söylentiler haricinde Roswell’de ne olduğuna dair en önemli kanıt. Buradaki Jennifer Naso, Marcel’in eşyaları arasında bulunan günlüğü, herhangi bir kod içerip içermediğine dair inceledi.
asıl soru, bu günlüğün onun için neden bu kadar önemli olduğu. Okuyunca, bir dizi derin düşüncenin yazılmış olduğu anlaşılıyor bu nedenle içinde ilgili bir kod var mı öğrenmek istedik. Dizide de gördüğümüz üzere, kodu çözme işi sonuçlanmadı. Ancak yazan kişinin, Marcel olmadığını biliyoruz, kodu hatırlayabileceğini düşünüyoruz; tabii eğer yaşıyorlarsa. Umarım bu işi takip etme şansını bulabilirim.
Hükumet düşen cismin Rus atom bombası testlerini tespit etmek için kullanılan Mogul Projesi’ne ait bir yüksek irtifa balonu olduğunu söyledi. Sizin araştırmanızda da bu sonuç çıktı mı?
Kafa karıştıran kısmı burası. Kaza bölgesine havacılık kazaları uzmanı götürdük. Bu kişi balon enkazı olmasının imkansız olduğunu belirterek Mogul balonu olasılığını elemiş oldu. Enkazın balona ait olmadığı konusunda ikna edici bir araştırma yapmış olan başka bir tanık da mevcut. Ben de ortaya atılan bahane ile ikna olmuş değilim.
Araştırmanın parçası olan kişilerden konuşmak istedikleriniz var mıydı?
Konu ile ilgili görüşmemizi bekleyen çok fazla tanık vardı ancak bu noktada pandemiye takıldık. Sağlık ve güvenlik önlemleri nedeniyle tüm yapmak istediklerimizi yapamadık. Bazı orijinal tanıklarla röportaj yapmak isterdim, örneğin hükumetin bir şeyleri örtbas ettiğini söyleyen ilk kişi Stan Firedman gibi. Ona muhtemelen ‘hafızalı metal’ fikrinin ilk kimden çıktığını sormak isterdim. İlk kim kullandı? Nereden çıktı? Bir çok tanıkla görüşme fırsatı bulmuş orijinal araştırmacılardan Don Schmidt ile görüşme fırsatı buldum ancak o bile bu sorulara cevap veremedi.
Anlaşılana göre araştırmaya devam etmek istiyorsunuz, öyle mi?
Evet, kesinlikle. Bittiğini düşünmüyorum, hatta aksine tüm süreç beni daha meraklı hale getirdi. Bizim ortaya attığımız bazı ipuçları vardı, bunların bazılarının ucu halen açık olduğu için devam etmek istiyorum. Çürütülemeyen, izleyicilere ne olduğunu söyleyebileceğimiz bir sonuca varana kadar vazgeçeceğimi zannetmiyorum. Kendi araştırmam beni şu ana kadar hiçbir konuda ikna etmiş değil. Bence diğer araştırmalara göre sonuca çok daha yakınız.