TITAN’DAN HABERLER
Atmosferini anlamlandırmak
Titan’ın atmosferi çok gizemli. Keşfedildiğinden bu yana astronomlar böylesine bir atmosferin ve yüzeydeki sıvıların varlığını milyonlarca yıldır nasıl koruyabilmiş olduğunu inceliyorlar. “San, Antonio, Teksas’ta bulunan Güneybatı Araştırma Enstitüsünden araştırmacı Kelly Miller “Titan bariz bir atmosfere sahip bildiğimiz tek uydu olduğu için bilim insanları bu atmosferin kaynağının ne olduğunu merak ediyor.” diyor ve ekliyor, “Ana teori, kuyrukluyıldızlardan gelen amonyak buzunun Titan’ın atmosferinde azota dönüştüğü yönünde. Bu halen önemli bir süreç olarak kabul görse de kuyrukluyıldızlarla ilgili çok önemli bir özelliği açıklayamıyor: karmaşık organik moleküller.”
Değişen mevsimler
Mevsimlerin Dünya’da yazdan kışa değiştiği gibi, bilim insanları NASA’nın Cassini uzay aracı sayesinde Titan’da da mevsim değişiklikleri olduğunu fark etti. Titan’ın kuzey kutbundan alınan fotoğrafları inceleyen NASA Jet İtki Laboratuvarından Rajani Dhingra ve ekibi kuzey kutbunda yağmurlar gerçekleştiğini gördü. Yağmurlar aynı zamanda yaz mevsiminin başlangıcına da işaret ediyor. Bilim insanları bu bilgiye Cassini’nin Görsel ve Kızılötesi Haritalandırma Tayfçekeri cihazı sayesinde ulaştı. Uzay aracının yakın kızılötesi görüşü atmosferin içindeki yağmurun gözlenmesini sağladı. Dünya’nın yıllık 4 mevsim döngüsüne kıyasla, Titan’da bir mevsim 7 Dünya yılı kadar sürüyor.
Yüzeydeki toz fırtınaları
Cassini Titan’ın yüzeyinde devam eden kum fırtınaları olduğunu tespit etti. Astronomlar ekvator bölgesindeki bu güçlü rüzgârları oluşturan mekanizmaların ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Dünya’da hava durumunun mevsimlere göre değişiklik gösterdiği gibi, Titan’da da benzer bir durum mevcut. Güneş Titan’ın ekvatorunu geçtiğinde tropikal bölgelerde devasa bulutlar oluşuyor ve bu sayede devasa metan fırtınaları gerçekleşiyor. Bilim insanları yaptıkları modellemelerden sonra bu bulutların kum tepelerinden havalanan organik moleküllerden oluştuğunu keşfetti. Böylece gözlemlerin Titan’daki kum fırtınalarına dair ilk gözlemler olduğu anlaşıldı.