TÜRK SİNEMASININ NEŞELİ ANNESİ
Sahneden beyaz perdeye ve televizyona her mecranın aranan yüzü Adile Naşit kısa ömrüne uzun ve üretken bir kariyer sığdırır.
Adile Naşit’in içinde doğduğu aile, geleceği hakkında ipuçlarıyla dolu. “Sultan Hamid’i bile güldüren adam” olarak ünlenen ve Komik-i Şehir lakabıyla anılan tuluat ustası Naşit Özcan ile kantocu Amelya Hanım’ın kızı olarak 1930 yılında, Adela Özcan ismiyle dünyaya gelir. Sonradan aldığı ismiyle Adile ile ağabeyi Selim Naşit aileden miras aldıkları oyunculuk genlerinin kıymetini bilir. Özcan ailesinin kulislerde büyüyen iki çocuğu, aile mesleğini benimser.
Naşit Özcan, kızı Adile henüz 13 yaşındayken hayatını kaybeder. Bu kayıptan yaklaşık bir yıl sonra, 1944 yılında genç Adile sahneye adımını atar. Okullu değil alaylı tiyatroculardan
Naşit, oyunculuğa İstanbul Şehir Tiyatroları’nın çocuk bölümünde başlar. İlk başrolünü de burada, 1945 yılında “Nar Tanesi Nur
Tanesi” oyununda oynar.
Adile Naşit’in tiyatro kariyeri 1946 ile 1961 yılları arasında başta Ses Tiyatrosu ve Muammer Karaca Tiyatrosu gibi İstanbul’un gözde topluluklarında devam eder. Aktrisin sahnelerdeki yükselişi devam ederken, 1950 yılında hayatını bir başka tiyatrocuyla, Ziya Keskiner’le birleştirir. Keskiner ve ağabeyi Selim Naşit Özcan ile birlikte 1961 yılında kendi tiyatrolarını kurmayı deneseler de bu girişimleri başarıyla sonuçlanmaz. Adile Naşit ertesi yıl Gazanfer ÖzcanGönül Ülkü Tiyatrosu’na transfer olur ve uzun yıllar burada çalışır.
Tiyatro kariyerinde parlak ve hareketli yıllar geçiren oyuncunun özel hayatındaki en zor zamanlar da bu döneme
tekabül eder. Oyuncu çiftin 1952 yılında dünyaya gelen oğlu Ahmet’in kalbi doğuştan deliktir. Sağlığına kavuşması için geçirdiği operasyon sonuç vermez ve Ahmet 1966 yılında, 14 yaşında hayatını kaybeder. Tek evlatlarını toprağa veren Adile Naşit ve Ziya Keskiner’in evliliği, Keskiner’in 1982’deki vefatına kadar devam eder. Adile Naşit 40’lı yıllardan başlayarak ülkenin dört bir yanındaki tiyatrolarda yoğun bir tempo ile sahne alır. Öte yandan oyuncunun daha geniş kitlelerce tanınacağı ve sevileceği sinema macerası görece geç başlar. Rol aldığı ilk film 1947 tarihli “Yara” olsa da 70’li yıllara kadar oyuncunun sinema çalışmaları ikinci planda kalır. Yeşilçam’ın altın çağı olarak kabul edilen 60’lı yıllarda Adile Naşit birkaç filmde rol almakla yetinir ve tiyatroya ağırlık verir. Ömrü
boyunca rol aldığı 84 filmin 78’i 70’li ve 80’li yıllarda çekilir.
Türk sinemasının Adile Naşit’in oyunculuğunu keşfetmesindeki kilit isim
Arzu Film’in kurucusu Ertem Eğilmez’dir. Yapımcı ve yönetmen Eğilmez, Naşit’i tiyatro sahnesinde seyreder ve Arzu Film kadrosuna katılmaya ikna eder. Arzu
Film 70’li yıllarda aynı oyuncu grubu ile tıpkı bir tiyatro kumpanyası gibi çalışır ve yılda ortalama beş ila altı film gibi inanılması güç bir tempoda üretir. Benzer hikâyeleri benzer bir üslupla anlatan şirketin en belirgin janrı aile komedileridir. Adile Naşit sıradan insanların renkli ve sevgi dolu hayatlarını anlatan bu filmlerde benzer karakterlere hayat verir. Yeşilçam’ın belirli oyuncuları belirli karakterler ile özdeşleştiren pratik yaklaşımı Adile Naşit’e de ailenin neşeli, müşfik, fedakâr annesi rolünü biçer. Tek evladını çocuk yaşında toprağa veren Adile Naşit’in bu kayıptan kısa süre sonra yükselen Yeşilçam kariyerinde “anne” personasıyla özdeşleşmesi sinema tarihimizdeki hüzünlü hikâyelerdendir. Bu filmlerin hemen hepsinde Münir Özkul ile karşılıklı oynayan Naşit, bu dönemde sinemada hiç olmadığı kadar görünür olur. Zor durumlara düşen mutlu ailelerin hikâyelerini anlatan “Bizim Aile” (1975), “Gülen Gözler” (1977), “Neşeli Günler” (1978) nostaljiden hoşlanan seyircilerce bugün de severek
izlenen filmlerdir. Özellikle dinî bayramlarda, Türk televizyonlarında bu filmlerin bir veya birkaçına rastlamak işten bile değil.
80’li yıllarda sinema faaliyetleri hızla devam ederken, TRT’de yayınlanan çocuk programı “Uykudan Önce”yi sunması Adile Naşit’in kariyerinde yeni bir dönemi başlatır. Sıcak ve sevecen bir üslupla masallar anlatan ve dinleyicilerine “Kuzucuklarım” diye hitap eden Adile Teyze bu yıllarda yeni bir hayran kitlesi kazanır. Tıpkı Barış Manço’nun “Adam Olacak Çocuk” programıyla başardığı gibi bir jenerasyonla, temelleri çocuklukta atılan güçlü bir bağ kurar.
Trajik ve hüzünlü bir hayat süren komedi oyuncusu
1987 yılında, 57 yaşında hayata gözlerini yumar.
Kısa hayatına zengin ve çok yönlü bir kariyer sığdırmayı başaran
Adile Naşit her yaştan seyircisince tebessümle hatırlanır. Naşit bugün İstanbul Karacaahmet’te, 32 yıllık hayat arkadaşı Ziya Keskiner ve oğlu Ahmet Keskiner ile birlikte ebedî istirahatgâhında. Tabii bir de kuzucuklarının gönüllerinde.