SULAR ALTINDAKİ GİZLİ CENNET: HALFETİ
Şanlıurfa’ya 112 kilometre uzaklıktaki Halfeti, Türkiye’de başka hiçbir yerde yetişmeyen karagülleri, sular altında kalan köyleri ve her yıl daha fazla insanın merak duyarak ziyaret ettiği tarihî zenginlikleriyle Türkiye’nin en sıra dışı yerlerinden.
Şanlıurfa’ya 112 kilometre uzaklıktaki Halfeti, Türkiye’de başka hiçbir yerde yetişmeyen karagülleri, sular altında kalan köyleri ve her yıl daha fazla insanın merak duyarak ziyaret ettiği tarihî zenginlikleriyle Türkiye’nin en sıra dışı yerlerinden.
Asurlular tarafından MÖ
9’uncu yüzyılda kurulan ve o dönemdeki adı Şitamrat olan Halfeti yıllar boyunca Roma, Sasani, Arap, Emevi ve Abbasi medeniyetlerine ev sahipliği yapmış. Daha sonra Selçukluların himayesine giren bölge, 16’ncı yüzyılda Osmanlı topraklarına katılarak bugüne kadar varlığını sürdürmüş. Şanlıurfa’nın Gaziantep sınırında yer alan Halfeti ilçesi, 3 bin yıl önce Fırat Nehri’nin kıyı şeridindeki sarp kayalıklara kurulmuş. Nehrin iklime olan etkisiyle bölgede Akdeniz iklimine sahip tek yerleşim yeri olma özelliği taşıyor. Halfeti; GAP projesi kapsamında kurulan Birecik Barajı’nın sular altında bıraktığı Eski Halfeti, halkın yeni yerleşim yeri olarak belirlenen ve Eski Halfeti’ye de 15 kilometre uzaklıkta bulunan Yeni Halfeti olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.
Birecik Barajı’nın sular altında bıraktığı Eski Halfeti, ilçenin turistik önemi günden güne artan, yerli-yabancı turistlerin akın ettiği bir bölge. Eski Halfeti’de onlarca tarihî konak, kale, ibadethane ve ev sular altında kalmış. Zamanla suların bir nebze çekilmesiyle görenleri kendine hayran bırakan eşsiz yapılar gün yüzüne çıkmış. Eski Halfeti ile özdeşleşen manzaralar arasında; gökyüzüne uzanan cami minaresi gelip gören insanların çektiği birçok fotoğraf karesinde yerini alıyor. Türkiye’de sadece Eski Halfeti’de yetişen ve diğer bir adı da Ağlayan Arap Kızı olan siyah gül yöreyle özdeşleşmiş endemik bir bitki ve sadece ilkbaharda, sonbaharda açıyor. Görenleri kendine hayran bırakan bu güller kozmetik sektöründe kullanılmaya başlandığından önemli bir ticari potansiyele sahip. Düzenli turlar düzenleyen tekneler, Eski Halfeti’nin
merkez köyü Savaşan’dan başlayarak bölgeyi baştan sona gezmek isteyen ziyaretçiler için hizmet veriyor. Halfeti’ye gittiğinizde bu teknelerden kiralayarak bir kısmı sular altında kalan bu antik kenti keyifle dolaşabilir ve kıyı boyunca sıralanan restoranlarda bölgenin en meşhur lezzetlerini tadabilirsiniz.
Eski Halfeti’nin yanı sıra bölgenin görülmesi gereken yerleri arasında tekneyle ulaşımın sağlandığı Rumkale önemli. 12’nci yüzyılda Ermeni Apostolik Kilisesi’nin merkezi hâline gelen ve Mercidabık Savaşı’nda elde edilen galibiyetle Osmanlı’ya katılan Rumkale’de önemli eserler bulunuyor. Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı ve kale kalıntıları Rumkale’de yer alan eserler arasında. Özellikle Aziz Nerses Kilisesi gotik tarzın öne çıktığı mimari detaylarıyla ziyaretçileri büyülüyor. İlçenin Norhut köyünde yer alan Norhut Kilisesi de kuruluş tarihi 5’inci yüzyıl Bizans dönemine dayanan ve mimarisiyle özellikle görülmesi gereken yerlerden.
Önceden Eski Halfeti’de bulunan, Halfeti yöresinin ileri gelenlerinden biri olan Feyzullah Efendi tarafından 1901 yılında yaptırılan Feyzullah Efendi Konağı’nın -Birecik Barajı’nın kurulmasından sonra sular altında kalma riski taşıdığı içintüm taşları Mardin yolu üzerine yapılan Osman Bey Kampüsü’ne taşınmış. Burada aslına uygun olarak inşa edilen 14 odalı, gösterişli konak da görülmeli. Birçok medeniyetin üzerinde hüküm sürdüğü Halfeti, 3 bin yıllık zengin tarihiyle turizmde önemli bir noktaya ulaşmış durumda. Son olarak, 2019 yılının “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesi de bu yükselişe ivme kazandırdı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’ye yapılan
ziyaretler, bölge destinasyonları arasında yer alan Halfeti’nin de yeni ziyaretçilerle tanışmasını sağladı. “Citta Slow” unvanına sahip Halfeti, Türkiye’de bu prestijli unvana sahip 15 yerden biri.
Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü ilçede Urfa fıstığı, hububat ve üzüm üretimi önemli bir yer tutuyor. Halfeti’nin taşlık ve engebeli arazileri küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine müsait olduğundan temel geçim kaynakları arasında küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yer alıyor. Gaziantep ve Şanlıurfa mutfaklarının etkisiyle oluşan Halfeti mutfağı zengin medeniyetlerden miras kalan reçeteleri de yaşatmaya devam ediyor. Mevsimi geldiğinde Halfeti kadınlarının hazırladığı turşu, salça, nar ekşisi, pekmez her evde mutlaka yer alıyor. Halfeti’nin meşhur lezzetleri arasında yumurtalı köfte, diğer adı kapalı lahmacun olan semsek, şabut balığı, dolma eziği gibi tatlara tabii ki geniş bir yelpazesi olan kebaplar eşlik ediyor. Urfa kebabı, cağırtlak kebap, haşhaş kebabı; soğan, domates ve patlıcan kebabı Halfeti mutfağının zengin kebap çeşitlerini oluşturuyor. Dünya Gastronomi Şehri unvanı için aday gösterilen Halfeti mutfağı, bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen Meyve Yemekleri Festivali’yle de adını daha geniş kitlelere duyuruyor. Kebapları, yöresel tatları ve şabut balığıyla ünlü ilçe bu festivalle birlikte yabancı mutfakların ilgisini çeken reçetelerini de gün yüzüne çıkardı. Erik tavası, ayva güveci, soğan ve yeni dünya kebabı, patlak kavurması, incir kebabı, meyveli içli pilav, fıstıklı karagül çikolatası ve karagül şerbeti gibi özel tatlarını tüm dünyaya tanıtan Halfeti, geleceğin dünyaca ünlü gastronomi şehirlerinden biri olmak için var gücüyle çalışıyor.
Doğal güzellikleri, misafirperver halkı ve güçlü mutfağıyla Halfeti, gidip gören herkese tekrar buluşma hayali kurduran masalsı bir yer olmaya devam ediyor.