Zeynep Fadıllıoğlu
1 Ben cami mimarlığını tabu olarak düşünmüyorum ama irdelenmediği doğru. Kendilerini modern olarak tanımlayanların mesafeli durmuş olduğu bir gerçek.
2
Tip projelerin mimarsız üretilmelerinin sebebi, cami yapımının çeşitli sebeplerle mali imkanları düşük halk tarafından yapılmasıdır. Cami yapımını üstlenenlerin imkanları arttıkça değerli mimarlar değerli yapıtlarla karşımıza çıkmaya başladılar. Bu alanda uzun zaman uygulanmış politikalar, mimarı cami tasarımından ve dolayısıyla da onu bu sahadan edinebileceği tecrübeden uzak tutmuştur. Bu da mimarın konuya ilgisini söylemsel ve pratik düzeyde etkilemiştir. 3 Günümüzde cami tasarımlarının toplumumuzun içinde yaşadığı zamanın ruhuna ayak uydurabilmeleri idealdir. Ancak caminin ibadethane kimliğini kaybetmeyeceği şekilde tasarım yapılmalıdır. Caminin, tarihsel yapı geçmişinin kabul edilebilir yorumlarıyla ilişkilendirilebilmesi cemaatin gönül rahatlığıyla ibadet etmesini mümkün kılar.
4
Yapı tiplerine kıyasla cami tasarımına şu anda gelenekler hakimdir. Bu geleneklere uymayan tasarımlar yapının ibadethane olma özelliğini negatif olarak etkileyebilir ve müminleri yabancılaştırabilir. Bununla birlikte dünya üzerinde herhangi bir coğrafyada yapılan bir cami bir diğeri ile aynı değildir. Kültür ve gelenek farklılıkları ibadet mekanı mimarlığında bölgelere göre farklılık gösterir. Buradaki
önemli nokta karar mercilerinin sorumluluk bilinciyle projelerin bilgi birikimlerini doğru analiz etmeleri ve yapıcı yaklaşmaları olacaktır.
5
Cami tasarımında mimar, diğer yapı türlerine kıyasla yaygın kabulleri değil, yöresel kabulleri daha çok dikkate almak durumundadır. Cami hitap edeceği bölge ve müminlerin kullanımı dikkate alınarak dengeli ve doğru konumlandırılmalıdır. Yapılan yeniliklerin, mimarın kendi egosu dışında; algılanabilir ve İslam kültürü ile diyalog içerisinde olması gerekir. Toplumca kabul görmüş, cemaatini toplayan bir camide tasarımcı maksadına ulaşmıştır.
6
Günümüzde yenilik talebi tabii ki olabilir. Fakat yeniliği algılama şekli yöreye göre farklılık gösterir. Yeniliğin algılanabilir ve kabul edilebilir olması gerekiyor. Caminin kendisini kullanacak cemaat tarafından kabul görmesi esas olmalıdır. Biz bu bakış açısı ile kendi çalışmalarımızda kıymetli teologlardan ve İslam sanatı tarihçilerinden yön aldık. Bize verilen yön ve sınır, sadece Kabe’nin doğrultusu ve müminlerin rencide edilmemesi olmuştu. Bunların dışında hiçbir sınır yoktu. Biz bunları temel değer olarak dikkate alırken, müminlerin kendilerini caminin bir parçası gibi hissetmelerine de özen gösterdik. Örnek olarak, Şakirin Camisi’nde biz bu sorumluluk bilinci ile cemaatin kabulünü sağladık. Caminin tamamlanması ardından farklı bölgelerden binlerce erkek, kadın ve çocuk camiyi ziyaret etmeyi sürdürmekteler.