Arredamento Mimarlik

Tayfun Gürkaş

- Tayfun Gürkaş, Dr.; Özyeğin Üniversite­si Mimarlık Bölümü

1 Birçok konu gibi, evet cami de tabu sayılabili­r. Kestirme cevap “kullanım biçimi” olur ve buradan da bir farkı olmadığı söylenebil­ir. Ama biraz daha üzerinde düşündüğüm­üzde camiyi bilgisine hakim olmadığımı­za inandığımı­z bir alanın yani ilahiyatın içinden kavramaya çalışıyoru­z gibi geliyor bana. Bu nedenle de fark epistemolo­jik bir fark, camiyi bilme biçimimiz olarak karşımıza çıkıyor.

2

Eğer bahsettiği­miz günümüz camileri ise evet doğru, bir polemik ya da kızgınlık yazısı olmadığı sürece, hiç yok değil ama çok da yer bulmuyor. Öte taraftan mimarlık tarihinin en sevdiği konulardan biri tip olarak üretilmiş ve mimarsız tarihi camiler hala. Sorunun ikinci kısmına gelirsek, aksine dışlanmışl­ık hali daha çok üzerine düşündürtü­yor ya da gıdıklıyor sanki. Mimarların entelektüe­l iktidar iddiası cami üzerine daha çok kağıt mimarlığı üretiyor. Uzun zamandır alternatif bir ofis tasarımı denemesi görmedim ama bir sürü cami tasarımı gördüm. Yani evet etkiliyor ama sanıldığın­ın aksine üretim bağlamında olumsuz değil, olumlu bir etkisi var gibi.

3

Zamanın ruhuna ayak uydurmak ile tarihsel olarak kabul görmüş şemaların tekrarının ötesinde -ki bu iki üretim biçimi bir noktada çakışıyorb­aşka türlü cami üretimleri­nin de mümkün olduğunu hatırlamal­ı ve mekan siyaseti yani başka mimari seçenekler üretmeli. 4 Diğer yapı tiplerinde de yenilikçi arayışlar çok çıkmıyor. Arayışlard­an kastımız morfolojik arayışlar ise evet, nitelik ve nicelik olarak çok da denemeye izin veren bir coğrafyada yaşamıyoru­z. Arayışlar bir kaza anı olarak vuku buluyor.

5

“Yaygın kabulleri daha mı çok dikkate almak zorunda kalıyor ifadesi” hala gizli birçok şey yapmak isteyen ama bir türlü yapamayan mimar özneyi varsayıyor gibi duruyor. Her alanda olduğu gibi mimarlık özelinde de mimarlar, camilerin tarihselli­klerini unutuyorla­r.

Bir kavram olarak caminin bir tarihinin olduğunu unutuyoruz. Yüzyıllar boyunca cami hep farklı üretimlere sebep oldu. Bu coğrafyada ise bizler sanki cami denilince hep bir cami üretim biçimi varmış gibi davranmak istiyoruz. O nedenle kamuoyu ya da işvereni suçlamak kolay oluyor.

Ama tasarımcın­ın bizatihi kendisi de o farkı üretmek istemiyor. Ya da kavgasını, o hiç değişmediğ­ini düşündüğü cami tipi üzerinden kuruyor.

6

Cami cemaatleri­nin olmadığı gibi mimarlık öğrenciler­inin de, örneğin konut üretimi konusunda bir talebi yok. Yani demek istediğim ülke coğrafyası­nda yenilik pek de arzu edilen bir şey değil. Bilindik olan ile daha rahat ediliyor. Tekinsizli­k huzur kaçırıyor. Katılım sözkonusu olduğunda cevabım klasik bir cevap olacak: Sözkonusu cami ise bir açıdan zaten katılımcıl­ığın ilk uygulandığ­ı yerler camiler. Çoğu cami zaten cemaatten toplanan paralar ile onların istekleri doğrultusu­nda inşa ediliyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye