Dijital Olarak Üretilmiş İçeriklerin Arşivlenmesi
Melis Cankara Dijital olarak üretilmiş içeriklerin arşivlenebilmesi için öncelikle erişilebilir olmaları gerekiyor. Erişilebilirliği ilk etapta mümkün kılansa, mimarlık ofislerinin bu konudaki tutumu. Mimarlar proje üretimleriyle zamana karşı yarışırken, uygun koşullarda ve düzenli olarak saklanmayan üretimlerinin geleceğe aktarılamayacağının ne kadar farkındalar? Aliza Leventhal, mimarlık ve tasarım alanlarında hizmet veren Sasaki Associates’de arşiv uzmanı olarak çalışıyor. Eşine az rastlanır bu deneyimi anlamak için Aliza Leventhal ile bir söyleşi yaptık1.
Melis Cankara: Bize biraz birlikte çalıştığınız Sasaki Associates’ten bahseder misiniz?
Aliza Leventhal: Sasaki, 60 yılı aşkın bir süredir, içinde yaşadığımız mekanları şekillendirmek amacıyla peyzaj mimarlığı, planlama, kentsel tasarım, mimarlık, iç mimarlık, inşaat mühendisliği, grafik tasarım, yer markalama ve veri bilimi alanlarının en iyilerini biraraya getiriyor. Boston ve Shanghai ofislerimizde yaptığımız işlerle mekanın hatlarını ve imkanlarını yeniden tanımlıyoruz. Bugün, insanın potansiyellerini ortaya koyacak yer ve mekanlara dair ortak bir tutkuyu paylaşan, farklı alanlardan 270 uzmanla birlikte çalışıyoruz.
MC: Bildiğim kadarıyla, arşiv yönetimi ve tarih bölümlerinden mezunsunuz.
Sasaki Associates ile çalışmaya nasıl karar verdiniz?
AL: Yüksek öğrenim kariyerim süresince aldığım derslerde ve yaptığım stajlarda tasarım kayıtları ve bu kayıtların görsel okur-yazarlığa dair ürettiği sorunlara odaklandım. Mezun olduğumda, ister akademi içinde ister bir kültür kurumunda veya resmi bir kuruluşta olsun, tasarım kayıtlarıyla çalışmayı amaçlamıştım.
Ya da şansım yaver giderse, tasarım kayıtları üretiminin gidişatının geleceğine dair bilgi dağarcığımı genişletebileceğim bir firmada çalışmayı hedeflemiştim. MC: Peki, Sasaki Associates’in neden profesyonel bir arşiv uzmanına ihtiyacı var? Bunu, Türkiye’de mimarlık firmalarının arşiv ve tarih alanlarından uzmanlarla çalışması pek de olağan bir durum olmadığı için soruyorum. ABD’de bu yaygın bir pratik mi?
AL: Sasaki beni firmanın ilk arşiv uzmanı olarak işe aldığında, 60 yıllık bir geçmişe sahipti. Firmanın uygulamaları ve mirasının geçirdiği evrimin aktarılması ve daha iyi kavranmasına yardım etmem için işe alınmıştım. ABD’deki firmalarda bir arşiv uzmanına pek rastlanmaz.
Ama benim tanıdığım, çoğunlukla arşiv toplayan bir kurumla bağış anlaşması yapmış firmalarla çalışan birkaç arşiv uzmanı var. Mesela, Moshe Safdie ve McGill Üniversitesi ya da Pelli Clarke Pelli Architects ve Yale Üniversitesi. Benim gibi, kayıtlarını bir kuruma bağışlamakla ilgilenmeyen bir firmayla çalışan bir arşiv uzmanı olmaksa ender rastlanan bir durum.
MC: Yani, Sasaki’de arşivleme kararına dair bir kırılma yaşanmadığını mı söylüyorsunuz?
AL: Bir arşiv uzmanı olarak, hem ilk aşama olan kayıt yönetimi ve koruma programlarıyla hem de projelerin miras projeleri olarak tanımlanıp arşiv koleksiyonları için verilerin işlenmesinden önce, proje kayıtlarının nasıl hukuka uygun saklanacağıyla ilgileniyorum.
Diğer bir deyişle, bir firmanın kendi malzemelerini bir kuruma bağışlaması ve böylece kayıtlarının fiziksel ve entelektüel kontrolüne dair sorumluluklarını bu kuruma devretmesi anlamına gelecek bir “kırılma”dan ziyade, Sasaki’nin proje kayıtları ve resmi arşivleri bir süreklilik arz ediyor. MC: Sasaki’deki görevlerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
AL: Görevlerim geniş bir yelpazeye yayılıyor. Kütüphane ve arşiv hizmetlerine ek olarak, firmanın kayıt yönetimi, bilgi yönetimi ve veri yönetimi ihtiyaçlarını daha kapsamlı karşılayabilmek için, bu konularla ilgili farklı sorumlulukları da üstleniyorum. Arşivleme ve kayıt yönetimi politikalarını, iş akışlarını ve çizelgeleri önceden oluşturduğum için, şu anki sorumluluklarım arasında, yakın zamanda tamamlanmış projelerin edinilmesi ve yok edilmesine karar verilmiş kayıtların imha edilmesi de dahil olmak üzere karara bağlanmış politikaların uygulanması ve hayata geçirilmesi yer alıyor. Ayrıca, Sasaki’nin üzerinde çalıştığı projelerin kapsamlı bir listesini hazırlıyorum, firmanın kurumsal belleğinin geliştirilmesi üzerine çalışıyorum ve firmanın Bilgi Yönetim (Knowledge Management) programının oluşturulmasına ön ayak oluyorum.
MC: Ofis çalışanlarıyla ne gibi ortak çalışmalar yürütüyorsunuz?
AL: Kendimi firmada bir tür bağlantı noktası olarak görüyorum ve bir
“yalnız düzenleyici” olarak hedeflerimi gerçekleştirme konusunda ortak çalışmanın önemine inanıyorum.
Bilgi Servisleri Bölümü’yle (Bilgi Teknolojilerine kıyasla) firmanın yaratıcı ve deneysel Strateji Grubu’yla daha yakın çalışmalar yürütüyorum. Fakat sanırım sizin sorunuz daha ziyade tasarımcılarla ilgiliydi. Proje kayıtlarımızı kapatırken tüm bölümlere destek olarak onlarla birlikte çalışıyorum. Oldukça hızlı ve kapsamlı referans hizmeti ve proaktif araştırma desteği sunuyorum. Bunun yanında proje çalışmalarının daha etkili ve verimli olmalarını sağlayacak iş
akışları oluşturuyorum. Bu, üstlendiğim rolü ve yaptığım işi tam anlamıyla kavrayamayan uygulayıcıların benim yardımına başvurulacak bir kaynak olduğumu anlamalarına yardımcı oluyor. Taleplerime yaklaşımlarının oldukça anlayışlı olduğunu ve proje kayıtları ve iş akışlarına dair dertleri, karşılaştıkları engeller, ihtiyaçları ve istekleri hakkında konuşup tartışmaya oldukça açık ve istekli olduklarını düşünüyorum. Ayrıca firmanın galerisinde iki tane serginin de küratörlüğünü üstlendim. Bu sayede Sasaki’de tasarımın ne olduğu ve nasıl geliştiğine dair istekli ve derinlemesine bir tartışma yürütme fırsatı buldum2.
MC: Tasarımcıların kendi ihtiyaçları ve karşılaştıkları engellere dair ne gibi taleplerde bulunduklarından bahsedebilir misiniz?
AL: En büyük sorun farklı yazılımlarda dosyaların işletilebilmesi. DWG uzantısı farklı programlarla dosyaların açılmasına imkan tanıması gereken teknik bir sertifika formatı olmasına rağmen, tek bir model içinde bu dosyaların diğer dosyalarla işlemesi ve etkileşime girmesine dair sorunlarla karşılaşılıyor. Sasaki, çok disiplinli bir tasarım firması olduğu için, bu konuda diğer kurumlardan daha bilinçli olması gerekiyor ki proje kayıtları tek bir projede yer alan farklı bölümler tarafından kullanılabilir ve faydalı olsun. Sonuç olarak, GIS gibi, tek bir projede farklı bölümler tarafından kullanılabilecek dosyaları oluşturmak için tercih edilen pratiklerin yerleştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.
MC: Mimar olmadan dijital olarak üretilmiş mimari kayıtlarla uğraşmak zor değil mi? Bu malzemelerle çalışırken ne gibi güçlüklerle karşılaşıyorsunuz?
AL: Kısaca yanıtlayacak olursam, evet oldukça zor ve her zaman da böyle olmaya devam edecek. Ben işlevselliği test etmek ya da kendi tasarımlarımı oluşturmak için düzenli olarak model ya da dosya açmıyorum. Ancak, firma içinden ve dışından pek çok tasarımcıyla, geçmişte ve şu an mevcut olan yazılımları nasıl kullandıklarına dair uzun görüşmeler yaptım. Bu görüşmeler ve örneklemeler bana, hangi bölümün belirli bir işlem için hangi programları kullandığına dair oldukça sağlam bir tablo sundu. Bağlama dair bu bilgi sayesinde, bir diyagram, model ya da konseptin temel özelliklerini belirlemek için artık dosyaları açabiliyor ve dosya uzantılarını tanıyabiliyorum.
MC: Projelerin tamamını mı yoksa sürecin seçilmiş kısımlarını mı arşivliyorsunuz? (Avan proje, eskiz, tasarım geliştirme ya da uygulama aşaması gibi.)
AL: Sasaki geleceğe aktarılacak projeler konusunda oldukça seçici ve sadece seçili projelerin tüm süreçleri arşivleniyor. Bu projelerin tüm aşamalarına dair kayıtlar saklanıyor. Bir aşama eksikse, bu ya o aşama hiç gerçekleşmemiş ya da belirli türden kayıtlara dair (finans kayıtları gibi) başka kriterler öncelik kazanmış demektir. Finansal kayıtlar, genellikle, bir projenin gelişimine dair içgörü sunmaz ve zaten toplantı notları ile sözleşmeler gibi, projeye dair diğer finans belgelerinde sunulan verilerden ekstra hizmetler ve diğer bilgileri edinebiliyoruz.
MC: Hangi malzemelerin arşivleneceğine kim karar veriyor?
AL: Sasaki için tutulan tüm projelerle ilgilenen bir Miras Değerlendirme Kurulu var. Her bölümden (mimarlık, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı, inşaat mühendisliği, planlama ve kentsel tasarım) yöneticiler ile CEO’muzdan oluşan bu kurul iki buçuk yıl önce resmileşti ve iki ayda bir toplanıp en az 15 yıl önce tamamlanmış projeleri değerlendiriyor. Projeler belirlendikten sonra devreye ben ve stajyerim giriyoruz. Arşivler ve kayıt tutmaya dair kararlaştırdığımız politikalar çerçevesinde, mevcut malzemeleri gözden geçiriyor ve işimize yarayacak malzeme ve kayıtlardan kaç adet kopyanın saklanacağı ve atık arşivler hakkında karar veriyoruz.
MC: Dijital olarak üretilen tüm kayıtlar orijinal formatlarında mı saklanıyor yoksa başka formatlara aktarılıyorlar mı? Eğer aktarılıyorlarsa, hangi formatlarda saklanıyorlar ya da bu aktarma işlemini neden tercih ediyorsunuz?
AL: Dijital koruma programımız hala emekleme aşamasında ve genel olarak kayıtların daha aktif çalışan sürücüden daha az aktif başka bir sürücüye ve yedekleme sunucusuna güvenilir bir şekilde aktarılmasına odaklanıyor. Henüz herhangi bir dosyayı oluşturulduğundan farklı bir
yazılım sistemine transfer etmedik (file
migration), ancak, erişilemeyen harici
bağlantılar (x-ref) ve öksüz dosyaların
(orphan files) önüne geçmek amacıyla, modellerin düzgün bir şekilde paketlenmesi
(package) için proaktif önlemler alıyoruz.
MC: Basılı kopyaları da saklıyor musunuz? AL: Sasaki’de kayıtlar hangi formatta üretildiler ve paylaşıldılarsa o formatta saklanıyorlar. Bugün saklanan kopyalar çoğunlukla dijital ama projelerimizin pek çoğu halen “ıslak” mühür ve imza gerektirdiği için, arşivlerde projelerin basılı kopyaları için muhafaza yerleri ayrılıyor. Bu malzemeler arasında, proje defterleri ve eskizlerin yanısıra teknik değerlendirme ve uygulama çizimleri gibi pek çok farklı çizim seti de yer alıyor.
MC: Yani arşivlediğiniz kayıtlar arasında fiziksel kayıtlar da var.
AL: Elbette var! 65 yıllık bir proje mesaisi, pek çok kağıt, fotoğraf, slayt ile VHS kasetler, flopi disketler, sıkıştırılmış disketler ve CD’leri içeren çok sayıda dijital ortam malzemesi üretmiş. Fiziksel malzemelerin büyük bir kısmı başka bir binada, kutuların ve tüplerin bir sağlayıcı tarafından bize bir gün içinde teslim edilebildiği, iklim kontrollü bir alanda saklanıyor.
MC: Dijital olarak üretilmiş içeriklere dönersek, süperpoze çizimleri nasıl saklıyorsunuz? Bununla, ofis dışında tasarlanmış ve çizilmiş mühendislik veya peyzaj projesi çizimlerini kastediyorum. Sistem farklılığı nedeniyle herhangi bir sorunla karşılaşıyor musunuz?
AL: Harika bir soru. Bu sorun karşımıza sürekli çıkıyor. Ancak, henüz firmada benim alanıma dahil olan bir sorun değil. Daha güncel projeler için, özellikle de bulut tabanlı BIM yazılımlarını kullanan projelerde, firma dışından danışmanlarla çalışan proje ekiplerimiz görev alıyor. Bu ekipler, dosyaların güvenilirliğini ve farklı ortamlarda işlemelerini garanti altında almak amacıyla yazılımın hangi versiyonuyla çalışacaklarını önceden kararlaştırıyorlar. Ortak işletim ve veri alışverişine dair sorunlar her zaman karşımıza çıkacaktır. Bu sorunun ve mevcut standartların (IGES ve ABD Ulusal BIM Standardı) farkında olmak hepimiz için bir başlangıç noktası. Kasım 2017’de Library of Congress’te (Architect of the Capitol ve National Gallery of Art işbirliğiyle) düzenlenen zirvede gerçekleştirilen sunumlar ve tartışmalarda dijital tasarım kayıtlarının mevcut ve gelecek durumuna dair sorunlar tanımlanmaya çalışıldı3.
MC: Sasaki’de riayet edilen kayıt koruma politikalarının temel ilkelerinden bahsedebilir misiniz?
AL: Sasaki’nin kayıt koruma politikaları American Institute of Architects (AIA / Amerikan Mimarlar Enstitüsü) tarafından öngörülen hukuki zorunluluklara dayanıyor.
MC: Konu hakkında bilgisi olmayanlar için AIA’in kayıt koruma politikalarından kısaca bahsederseniz çok seviniriz.
AL: AIA’in önerileri ABD’deki kısıtlama ve zaman aşımı kanunlarına dayanıyor. Bunlar sırasıyla, bir talebin öne sürülebileceği
zaman dilimini ve talebin ardından bir tasarım firmasına dava açılmasının hangi koşullarda mümkün olabileceğini ele alır. Bu kanunlar eyaletten eyalete değişiklik gösterir ama ortalama zaman dilimi on yıl kadardır.
MC: Bir firmanın kendi kullanımı için arşivleme faaliyeti ile kamusal kullanım için arşivleme faaliyeti arasında ne gibi farklar var?
AL: Bir ofis için yapılan arşivcilik ile kamu için yapılan arasındaki fark koleksiyon materyallerini kimin için topladığınız ve kimin erişimine açmak istediğinizle, yani tahayyül ettiğiniz kitle ile ilgili.
Benim çalıştığım firmadaki tasarımcılar, bir proje içindeki farklı türden kayıtlar konusunda daha deneyimli ve bilgililer; ayrıca sıradan bir araştırmacı tarafından
araştırma araçlarında (finding aid) bulunması beklenenden farklı verilerle de ilgileniyorlar. Bir firmada çalıştığınızda, koleksiyonları farklı biçimlerde tanımlıyorsunuz. Kamuya hizmet eden bir arşiv, genellikle bir tasarımcının ya da firmanın işlerini koleksiyon olarak tanımlar. Biz ise müşteriler ve bazen bireysel projeler üzerinden koleksiyonlar oluşturuyoruz. Bu odak noktasını temelden değiştiriyor ve malzemelerin o müşteri için başka bir projede referans olarak kullanılmasını ya da benzer projelerde araştırma örnekleri olarak ele alınmalarını kolaylaştırıyor.
MC: Bir arşivin müstakbel kullanıcıları tabii ki dijital olarak üretilmiş kayıtların arşivlenmesinde önemli bir role sahip. Tekrar tekrar sormamız gereken bir soru var: Bu malzemeleri neden ve kimin için arşivliyoruz?
AL: Özellikle de saklanan farklı türde kayıtlar arttıkça ve bize yeni araştırma imkanları sundukça, bu soru karşımıza çıkmaya devam edecek. Dijital İnsanbilimleri disiplininin, kelime ve veri madenciliğini desteklemeye uygun yeni kayıt tipleri ortaya çıktıkça geliştiğini göz önünde bulundurduğumuzda, dijital tasarım kayıtlarının, yalnızca mimarlık tarihçileri gibi geleneksel araştırma grupları arasında değil, aynı zamanda yazılım çalışmaları gibi yeni filizlenen disiplinlerde de yeni araştırmalara hizmet edeceğini öngörebiliyoruz. Kağıt ve dijital tabanlı tasarım süreçleri içinde üretilen kayıtlar arasında pek çok paralellik var. Ancak, dijital tabanlı kayıtları tam olarak anlamak ve onlara erişebilmek için, bu malzemelerin üretildiği ortamları da bütünlüklü olarak kavramak gerekiyor. Bu da artık sadece kayıtlardan değil ama aynı zamanda bu kayıtların oluşturulduğu ortamlardan da sorumlu olan arşiv kurumları ve kendi dijital kayıtlarını saklayan firmalar için fazladan bir yük anlamına geliyor.
MC: Bir mimarlık ofisinde dijital olarak üretilmiş malzemeleri arşivlemeye nereden başlanmalı? (Detaylı bir çizim rehberi, belge isimlendirme politikaları gibi.)
AL: Dosya yapısı, belge isimlendirme kuralları ve bir proje kapatma süreci oluşturmak, bir firmanın kendi proje kayıtlarını arşivlemeye daha uygun hale getirmek için atabileceği en basit ve etkili adımlar arasında yer alıyor. Standartların farkında olmak ve firmada kullanılan yazılımın desteklediği ya da engel olduğu işlevlere hakim olmak, tasarımcılar için de kendi zorlandıkları noktaları tanımlamaları ya da verimsiz buldukları şeyleri ifade etmeleri için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Bu tür uygulamalara, firmanın farklı projelerinde üretilen modellerin tutarlılığı ve kalitesini geliştirmek için oluşturulan Revit ve CAD kütüphaneleri örnek verilebilir.
MC: Son olarak, geçtiğimiz 40 yılın mimari üretim kayıtlarını kaybettik mi, yoksa hala bir umut var mı? Dijital olarak üretilen kayıtların geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
AL: Geçtiğimiz 40 yıl içinde üretilen mimarlık kayıtlarının bazılarını kesinlikle kaybettik. Ama bu açıdan yaklaştığınızda, son 100 yıl içerisinde üretilen mimarlık kayıtlarının da bazılarını kaybettik. Kayıp sürecin bir parçası, talihsiz bir parçası ama ne kadar çabuk bunu kabullenirsek, gelecekte meydana gelebilecek kayıpları engellemek için elimizi o kadar çabuk tutabiliriz. Dijital tasarım kayıtlarının kaybı, diğer dijital kayıtların kaybıyla benzerlik gösteriyor. Bu kayıplar, yazılımın erken dönemlerinden beri çılgınca değişip dönüşen ve evrilen bir ortamın neticesi. 1980’ler ve 1990’larda pazarlanan yazılımların pek çoğu ya satın alma yoluyla birleştirildi ya da daha büyük oyuncuların piyasada yer almasıyla unutuldu.
Frank Gehry’ninki gibi koleksiyonların Getty Research Institute’e (GRI / Getty Araştırma Enstitüsü) gitmesi ya da
Greg Lynn’inkinin Canadian Centre for Architecture’a (CCA / Kanada Mimarlık Merkezi) gidecek olması, umuyorum ki, neyi kaybettiğimizi anlamamızda bize yardımcı olacak. Onların koleksiyonlarında, kendilerinin kullandıkları ya da yarattıkları ilginç tasarım kayıtları ve teknolojilerinin olduğu bir gerçek.
2018 yılında kaleme aldığım Library of Congress yayını olan “Mimarlık, Tasarım ve Mühendislik Zirvesi Raporu”nda belirttiğim gibi, iki dönemi ele alıyoruz: Geçmiş/şimdi, şimdi/gelecek. Geçmiş/şimdiki zamanda gerçekten ciddi kayıplar yaşandı4. Ama kurumlar, firmalar ve dijital tasarım kayıtları olan tasarımcılardan malzeme topladıkça, biz arşivciler de sadece geçmiş/şimdi döneminde tasarımcıların kaybettiği kayıtlar hakkındaki kavrayışımızı geliştirmekle kalmayacağız; aynı zamanda şimdi/gelecek dönemine dair kayıtlara nasıl yaklaşacağımız ve onları nasıl oluşturacağımıza dair de daha net hedeflerle hareket edebileceğiz. Karşılaştığımız engeller hala çok büyük, ama bu konuda bir farkındalık oluşuyor ve sorunları telaffuz etmek ve ortak çözümler üretmek amacıyla daha çeşitli yaklaşımlar birarada ele alınıyor.
MC: Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
AL: Dijital tasarıma dair sorunlar herkesi ilgilendiriyor. Arşivciler topluluğu olarak, birlikte çalışmak için daha fazla fırsat yaratmalı ve sadece kayıt üreticileri ve bilinen araştırmacılar değil, işitsel/ görsel malzeme ve genel olarak dijital malzemelerle çalışan diğer arkadaşlarımızla da daha fazla temas içinde olmalıyız. Sıfırdan başlamamız gerekmiyor; sadece işe koyularak pek çok şey öğrenebiliriz. Society of American Archivists’in bir alt grubu olan CAD/BIM ekibininin kurucu ortağı ve başkanı olarak, dijital tasarım kayıtlarının göz korkuttuğunu biliyorum, ama çıtanın bu kadar yüksek olması gerekmiyor. Bu konuyla ilgilenmek isteyen herkese, dijital tasarım kayıtlarının karmaşıklığını anlamaya ve ele almaya çalışan bizlere ulaşmaları ve bizimle çalışmaları için buradan bir çağrıda bulunabilirim. Melis Cankara, Dr.; SALT Araştırma ve Programlar, Mimarlık ve Tasarım Arşivi Yönetmeni Çeviri: İpek Tabur Notlar: 1 Söyleşinin İngilizce orijinali [http://blog.saltonline.org/]’da erişime açılacak. 2 Sergiler için bkz.: A Retrospective Pinup (2015): [http://www.sasaki.com/blog/view/655] ve Prismatic Possibilities (2017): [https://www.collierr.com/prismaticpossibilities]. 3 “Designing the Future Landscape: Digital Architecture, Design and Engineering Assets”, Kasım 2017: [http:// digitalpreservation.gov/meetings/ade/ade2017.html]. 4 Aliza Leventhal, “A Report on the Architecture, Design and Engineering Summit”, Kasım 2017: [https://www.loc. gov/preservation/digital/meetings/ade/ade2017.html].