Sokak: Dünyanın İnşa Edildiği Yer
1960’lardan bu yana pek çok sanatçı, sokağın entelektüel, sosyal ve politik bir mücadele alanı olduğuna inandı. MAXXI’nin 140’tan fazla sanatçının 200’ü aşkın işine yer veren “The Street” adlı sergisi; sokağı, altyapısal bir ihtiyaç olmanın ötesinde sayısız anlamıyla ele alıyor. Sokak, sergide işaretler, reklamlar, gözetleme kameraları, çöplerle kimi zaman görsel ve fiziksel bir bombardımanın kurbanı kimi zaman ortak eylemlerin ve yeni teknolojilerin deneyimlendiği bir mekan veya toplumsal projelerin sergilendiği bir vitrin olarak yer buluyor.
2017 yılında Bi-City Shenzhen Kent ve Mimarlık Bienali (Bi-City Bieannale of Urbanism/Architecture of Shenzhen) için MAXXI ekibinin işbirliği ile gerçekleştirilen çalışmadan yola çıkan sergide, MAXXI çeşitli sanatsal, mimari, kentsel, teknolojik araştırmaları, etkinlik ve eylemleri biraraya getiren bir sokak müzesine dönüşüyor. Bu sergi ile müze, kentsel ve kamusal yaşamın geleceğine ve kültür sanat kurumlarının işlevselliğine ışık tutuyor. Sergide mekana özgü projeler, performanslar ve disiplinlerötesi etkinlikler “kamusal eylemler”, “gündelik yaşam”, “siyaset”,
“toplum”, “yenilik”, “kurumların rolü” gibi temalar etrafında şekilleniyor.
Serginin ilk bölümü “Sokak Siyaseti (Direniş, Protesto, İşgal, Manifesto, Feminizm vb.)” sokakları yalnızca kutlamaların ve partilerin mekanı olarak değil aynı zamanda sosyal gerilimlerin yankı bulduğu, otoriteye karşı bir direniş ve eylem alanı olarak inceliyor. “İyi Tasarım (Yenilik, Kısıtlama ve Özgürlük)” bölümü sokağı iletişim, yaşam ve ulaşım ile ilgili teknolojik yeniliklerin denendiği ideal bir platform olarak gösteriyor. “Toplum (Göçler, Azınlık, Çeşitlilik, Aşk ve Birarada Yaşama)”, toplumsal bilincin geliştiği ve azınlıklar için kimliğin ve sınırların yeniden
tanımlandığı bir laboratuvar olarak otoyolları konu eden işleri biraraya getiriyor. “Gündelik Yaşam (Ye, Çalış ve Takas Et, Ev/Evsiz…)” sokağı ev yaşamının uzantısı olarak yorumlayan ve yaratıcı müdahalelerin nesnesi yapan sanatçı ve mimarların işlerine yer veriyor ve sokaktaki yaşamın sosyal dışlanma ve marjinalleşme ile ilişkisini sorguluyor. Video çalışmalarına ağırlık veren “Müdahaleler (Yürü, Oyna ve Kaybol)” bölümü 1960’lar ve 70’lerden sanatçıların eylemlerle deneyimlediği sokağa odaklanıyor. “Açık Enstitüler” (Müze olarak Sokaklar, Sokak olarak Müzeler)” başlıklı bölümünde ise kimliğinden sıyrılarak sokağa dönüşen müze, bir yandan da kentsel mekanı konu edinen araştırma, çalışma ve deneyimler ile sokağa dahil ediliyor. Son tema “Haritalama (Planlanmış/Planlanmamış, İnşa Edilmiş/İnşa Edilmemiş)” ise çağdaş sanatsal araştırmalar ile dikey projeler, cepheler, yeraltı geçitleri, futuristik veya ütopik köprüler ile karakterize edilen günümüz mimarlığı ve kent planlamasının ortak özelliklerine yoğunlaşıyor. Sergiye, sokağı tarihsel ve güncel perspektifle resmeden “Rethinking the City” ve “Stories of The Street” başlıklı iki zaman çizelgesi eşlik ediyor. Küratörlüğünü Hou Hanru’nun üstlendiği sergi, 28 Nisan 2019’a kadar MAXXI’de ziyaret edilebilir.