“MONUMENTality”
Los Angeles’ta Getty Araştırma Enstitüsü (GRI: Getty Research Institute), rolü ve anlamıyla günümüzde yeniden önem kazanan anıtlara dair güncel kaygıları geçmişle ilişkilendiren bir sergiye evsahipliği yapıyor. Getty Center’da Aralık ayında gösterime giren “MONUMENTality” ziyaretçileri anıtların inşası, yıkımı veya korunması ardındaki nedenleri ve anıtın zaman içinde değişen anlamını düşünmeye davet ediyor. Sergi, antik çağlardan günümüze anıtlarla ilgili birçok kitap, efemera, fotoğraf ve çağdaş sanat eseri aracılığıyla farklı inanç ve iktidar sistemleri boyunca anıtsallığın paradigmalarını araştırıyor.
Klasikten erken moderne çeşitli dönemlerden anıtları kapsamına alan sergide Dennis Adams, Annalisa Alloatti, Lane Barden, Mirella Bentivoglio, Joyce Cutler-Shaw, Tacita Dean, Theaster Gates, Leandro Katz, Michael Light, Benedetta Cappa Marinetti,
Edward Ranney, Ed Ruscha, Ursula Schulz-Dornburg, Lebbeus Woods gibi sanatçıların işleri yer alıyor. Giovanni Battista Piranesi’nin MS 113’te inşa edilen Trajan Sütunu’nu gösteren gravürü, 1871 Paris komünü sırasında isyancıların Place Vendôme’da bulunan Napoleon Bonaparte’ın devrilen heykelinin etrafında belgelendiği fotoğraf gibi örneklerle sergi, antikiteden günümüze anıtların yinelenen inşa ve yıkım süreçlerini ortaya koyuyor.
Sergide incelenen en eski anıtlardan biri, MÖ 200-MS 500 yılları arasında Nazca halkının Peru’nun güney çölünde yaptığı jeoglifler. Anlamları ve amaçları üzerine birçok teori üretilen Nazca çizgileri, araziyi 20. yüzyılın son yarısı boyunca sık sık ziyaret eden Edward Ranney’nin fotoğrafları aracılığıyla temsil ediliyor. Sergideki en güncel işlerden biri ise; Getty Araştırma Enstitüsü’nün misafir sanatçılarından Theaster Gates’in 2016’da sergilenen “Dansing Minstrel” adlı eserini yıkarak yeniden yorumladığı yerleştirmesi.
Sergide anıtlar ayrıca hem hayali hem de gerçek şehirlerle ilişkisi bağlamında ele alınıyor. 1931-1933 yılları arasında açılan uluslararası yarışmada Sovyet Sarayı için sunulan hayata geçirilmemiş tasarım önerileri ile Soğuk Savaş’ın doruğunda Doğu ve Batı Berlin’i bağlayan ütopyacı bir proje, iktidarın şehir ve anıtların inşası aracılığıyla nasıl tasavvur edildiğini gösteriyor.
Küratörlüğünü Frances Terpak, Maristella Casciato ve Katherine Rochester’ın üstlendiği sergi 21 Nisan 2019 tarihine kadar ziyaret edilebilir.