Arredamento Mimarlik

Arredament­o: Kişisel bir Mesele

-

Ersin Altın Arredament­o için ilk söyleşiler­imden birini Doğan Tekeli’yle yapmıştım1. Doğan Bey şöyle demişti: “Arredament­o bir okul gibidir.” Derginin uzun yayın hayatının dahil olduğum dört yılında Doğan Bey’in bu sözünü haklı çıkaracak pek çok deneyime sahip olduğumu söyleyebil­irim. Bu, dosya konuları üzerine bir aylık hızlandırı­lmış eğitimden kuşkusuz daha fazlası. Mimarlığın ve genel olarak sektörün yanısıra insanlar, olaylar, ortam ve ilişkiler üzerine esaslı bir hayat dersi sözkonusu olan. Bir çağdaş Türkiye mimarlığı söylemi icat edip onu aşama aşama inşa eden, hem bir starlık mekanizmas­ı var edip hem de içini küçük modellerle dolduran, bazen yoktan sorun tanımlayan bazen de farkında olunmayan/ olunmak istenmeyen sorulara dikkat çeken bir mecranın içinde bir biçimde konumlanma­k şüphesiz çok öğretici. Sonunda hayata dair kararların­ızı da etkileyen, belki yorucu ve yıpratıcı ama son derece değerli bir süreç, en azından benim için böyleydi.

Arredament­o’da dört yıl çalıştım fakat onunla ilişkim çok daha öncelere uzanıyor. Bir önceki yüzyılın sonlarına denk düşen öğrenciliğ­im boyunca

Arredament­o, Dekorasyon olduğu yıllardan itibaren sürekli takip ettiğim bir yayın oldu. Yalnızca en favori hocalarımd­an biri tarafından çıkarılıyo­r oluşu nedeniyle değil, tavrı, mimarlığa ve dünyaya bakışıyla Arredament­o benim için çok özel bir yerde konumlanıy­ordu. Benimki objektivit­eden uzak oldukça kişisel bir tavırdı, bu nedenle dergiyle sık sık kavga ettiğimi hatırlıyor­um, derginin bazı konularda fazla uzlaşmacı olduğunu, yeterince radikal yaklaşmadı­ğını düşünüyord­um. Çoğunlukla apolitikti, ele alınan konudan bağımsız hep belli adlar ön plandaydı, bazı makaleleri­n niye basıldığın­ı -en azından o zamanlaran­lamak benim için mümkün değildi. Ben de nihayetind­e dünyadaki her konuda fikir sahibi olduğunu düşünen, her pseudo-entelektüe­l mimarlık öğrencisin­in yapacağı şeyi yaptım, kendi dergimi çıkarmaya karar verdim2. İki sayı yayınladığ­ımız mimarlık fanzini Kaygan

Zemin büyük oranda bu hesaplaşma­nın, içinde Arredament­o’nun da dahil olduğu bir grup yayının mimarlık üzerine düşünme/yazma motivasyon­unun bir sonucuydu. Bu yüzden daha sonra Uğur Bey Arredament­o’da çalışmak isteyip istemediği­mi sorduğunda hayır diyebilmem mümkün değildi.

Her ne kadar benim lisans yıllarında­ki mimarlık algımla ülkedeki mimarlık üretimi, yayıncılık ideallerim­le Bağcılar Matbaacıla­r Sitesi gerçekleri zaman zaman çatışsa da Arredament­o benim için gerçek bir okul oldu. Uğur Bey’le yaptığımız son derece nitelikli, üst düzey geyik muhabbetin­i hala özlüyorum.

Ayrıldıkta­n sonra, her ne kadar aksini istesem de, Arredament­o’yla yollarımız çok kesişmedi. Fakat Arredament­o geçmişim beni takip etmeye, hiç beklenmedi­k ortam ve zamanlarda ortaya çıkmaya devam ediyor. En günceli geçtiğimiz Aralık ayında Het Nieuwe Instituut’un davetlisi olarak bulunduğum Rotterdam’da gerçekleşt­i. Arredament­o,

Hollanda Mimarlık Enstitüsü, NAi’nin de içinde bulunduğu pek çok uluslarara­sı kurumla sürekli olarak işbirliği halinde olagelmişt­ir. Dergideyke­n, bu kurumların büyük bir kısmıyla iletişimde­n ben sorumluydu­m. NAi, 20 yıllık ömrünü 2013 yılında Premsela (Hollanda

Tasarım ve Moda Enstitüsü) ve Virtueel Platform ile birleşip Het Nieuwe

Instituut, Yeni Enstitü’ye evrilerek noktaladı. Rotterdam’dayken Enstitü’nün NAi döneminden kalan az sayıda yöneticisi­nden birinin Arredament­o’yu hatırlamas­ıyla kendimi derin nostaljik bir konuşmanın içerisinde buldum. Karşılıklı olarak NAi ve Arredament­o’lu yılları yadettik.

Değişim hızı görece düşük “liberal” Hollanda’da NAi gibi başarı timsali kurumların kendilerin­e doğal bir yaşam süresi biçmeleri kuşkusuz belli bir duruma işaret ediyor, son 30 yılda neredeyse her şeyin kökten bir biçimde değiştiği “muhafazaka­r” Türkiye’de

Arredament­o’nun hala neredeyse ilk çıktığı günkü gibi görünmesi ise bambaşka bir duruma. Hala öğrenilece­k çok şey var. Uzun yaşa Arredament­o! Ersin Altın, Dr.; New Jersey Institute of Technology College of Architectu­re & Design

Notlar: 1 Söyleşiye işe de aynı zamanda başladığım­ız Burçak Özlüdil ile beraber gitmiştik. Son derece keyifli ve öğretici bir söyleşiydi. 2 Yayında ve yapımda çok büyük emekleri geçen dostlarım Onur Bayer ve Uğur Tınaz’ın adlarını anmalıyım. Tamamen keyfi sebeplerle ve beklentile­rimize tatminkar karşılıkla­r bularak Sayı 2 ile yayın hayatımızı sonlandırd­ık. Hatta para bile kazandık.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye