Arredamento Anıları
Aramis Kalay Mahallemizin bakkalına yıllardır neredeyse her gün bir şey almak için giderim. Yine sıradan bir alışveriş çıkışı, bakkalın olduğu binadan bir ses:
“Pardon siz Aramis Kalay mısınız?”
Baktım genç bir kadın, hiç tanımıyorum. Şaşkınlığımı görünce açıkladı. Mimar ve
Arredamento okuru imiş. İyi de benim fotoğraflarımın altında sadece ismim olur, suretim hiç bilinmez. Meğer 50. sayı kapağında (Bülent Erkmen tasarımı tabii) dergi kadrosunun portrelerinden dikkatini çekmişim. Ekşi Sözlük’te de adımız “Mimarlık Fotoğrafçısı” olarak çıkınca ben farkında olmadan ünlü olmuşum.
Bunun yanında yüzeysel bilgilere sahip olduğum mimari ve endüstriyel tasarım konularında fotoğraf çekerken ya da dergiyi okudukça, bilgilenmeye başladığımı da itiraf etmeliyim. Bu konuda başarılı mıyım diye kendime sorduğumda, tasarım sürecini mimarlarından dinleyip özgür bırakıldığımda (işime karışılmaması, yönlendirmeme gibi) evet fotoğraflarımın yapılara yeni kavram ve olgu kapıları açtığını gözlemliyorum.
Duymayı en çok sevdiğim söz ise “Fotoğraflarınıza bakınca mekanımızı (binamızı, yapımızı) tanıyamadık” tespitidir ki bir mimari çözümleme değil fotoğraf olduğunun kanıtıdır.
Teşbihte hata olmaz; hani zengin bir kadın Picasso’ya sipariş ettiği balık resminin hiç de balığa benzemediğini söylemesi üzerine Picasso’nun “O zaten balık değil, resim!..” demesi misali...
Son söz: Derginin bana halen devam eden samimi ekip arkadaşları kazandırmış olmasını unutamam…