Esra Akcan
1
• Dayanışma inisiyatiflerini; • Alternatif medya diyebileceğimiz çoğunlukla dijital ortam üzerinden ve kişisel/küçük grup inisiyatifleri ile yayın yapan mecralarda şehir ve mimarlık ile ilgili eleştirel tartışmaların çoğalmasını; tüm baskılara rağmen muhalif ses çıkarabilen ve eleştirel olabilenleri; • Mimarların son dönem kayırmacı kapitalizmdeki suç ortaklığını açığa vuranları ve bununla yüzleşip özeleştiri yapabilenleri;
• Barış Akademisyenleri’nin kendi etkin dayanışma yolları sonucu beraat etmelerini (ancak hakları geri iade edilmediğinden ve bu olayın açığa çıkardığı Türkiye’nin akademik özgürlük karnesi ile yüzleşilmemiş olduğundan bu heyecan eksik kalıyor);
• İşlerinden atılan muhalif akademisyenlerinin Academy in Exile, Off University, Scholar Rescue Fund gibi kurumlar aracılığıyla Almanya,
ABD ve İngiltere’de ürettikleri şehir ve mimarlık üzerine fikirleri heyecan verici buluyorum.
Ek olarak, beni kişisel olarak heyecanlandıransa, son dokuz yıldır üzerine çalıştığım göçmenlik, yurttaşlık ve kentsel dönüşüm üzerine kitabım
Open Architecture’ın (Açık Mimarlık) yayınlanması ve dünyada gördüğü ilgi oldu.
2-4
Bugün bence görmemiz gereken şey, sorunun ima ettiği yakın geçmişteki “altın dönemin” aslında, deyim yerindeyse, mimarlık havasıyla şişen aldatıcı bir balon olduğu. Ekonomik ve düşünsel krizin olmadığı ima edilen bu dönem aslında, özgürlük, eşitlik, empati (ötekiliğin aşılması) vaatleriyle yola çıkıp gücü ele geçirdiğinde kendi gibi olmayanı ötekileştiren ve özgürlüğünü tıkayan, kayırmacı kapitalizmden beslenen ve bunu normalleştiren bir iktidarın basamak taşlarının yerleştirildiği bir dönemdi. İstanbul’un gıptayla hatırlanan günleri sırasında halen gözaltında kaybolanların olması, kentsel dönüşüm sırasında Sünni ve Türk olmayanlara yapılan ayrımcılık, inşaat üzerinden işleyen kayırmacı kapitalizm ile sağlanan haksız kazanç yüzünden fakirleşenler, yapılaşmanın ekolojik hasarı ya da üniversite özerkliğinin halen kurumsallaşmaması gibi sıralayabileceğimiz onlarca neden, soruda günümüze atfedilen tıkanıklık ve fakirliğin o dönemde de yaşandığını ve o döneme atfedilen açıklık ve zenginleşme gibi sıfatların aslında bir yanılsama olduğunu bize göstermeli.
Bugün ise şehir hakkı ihlalleri, aşırı milliyetçilik, kadın cinayetleri, savaşçı politikalar, çöken kurumlar ya da totaliterlik yokmuş da her şey normalmiş gibi “işine bakan” (ya da büyük bir zorlama ile eleştirelliği görülebilecek) her yapı, sergi, yayın, konferans, stüdyo ve ders bence bu inkar ve suç ortaklığını, dolayısıyla tıkanıklığı sağlamlaştırıyor.
5
Freedom House son 13 yıldır dünya ülkelerinde demokrasinin hızla gerilediğini, sadece 2018 yılında uzun zamandır demokrasi ile yönetilen ülkeler de dahil 68 ülkenin net gerileme yaşadığını bildiriyor*. ABD, Rusya, İngiltere, Avusturya, Brezilya seçimlerine bakarak tüm dünyanın yeni bir totaliterlik tehdidi altında olduğunu
saptayabiliriz. İklim değişikliği ve göç ile ilgili sorunların dünyanın tümünü etkilediği açık. Fakat Türkiye’nin bu çürümede başı çeken ve bundan uzun süredir etkilenen bir ülke olduğu ile yüzleşmek önemli. Türkiye’nin kendine özel sorunlarının sorumluluğunu dünya konjonktürünün üzerine yıkmak, yukarıda bahsettiğim inkar mekanizmasını devam ettirmekten başka bir şey değil.
Ayrıca not etmek isterim: Dünyanın tanıdığım mimarlık ortamlarına baktığımda ciddi bir eleştirellik de görüyorum. Çok sayıda mimarlık öğrencisi, fakülte ve örgütün, ABD Başkanı Trump’ın göçmen karşıtı politikalarına daha ilk günden karşı çıkmalarını, “[Meksika-ABD arası] Duvarını yapmayacağız (We will not build your wall)” protestosunun mimarlık öğrencileri arasında hemen yayılmasını, kendi üniversitemde “Eleştirel, Hemen Şimdi (Critically Now)” etkinlik serisini hemen başlatmamızı buna örnek olarak sayabilirim.
6
Türkiye’nin durumu için “iktidarın askeri olmayan medya kalmadı” sözüne katılıyorum ve ne yazık ki bunun bir yansımasının otosansür, son dönem mimarlığının yıkıcı rolü ile yüzleşmeme, muhalefet yapmaktan korkma, inkar gibi mekanizmalar sonucu mimarlık medyasını da etkilediğini seziyorum. Bunun yanında dayanışmanın ve muhalefetin yapıldığı alternatif yeni dijital mecralar ve ağlar beni daha çok heyecanlandırıyor.
7
Mevcut düzene karşı yeni eleştirel düşünce ve muhalif eylem yolları geliştirilebilir. ■ Esra Akcan, Radcliffe Institute for Advanced Studies, Harvard University; Doç.Dr., Cornell University.
Not:
* “Freedom in the World 2019”, Freedom House, 2019: [https://freedomhouse.org/report/freedom-world/freedomworld-2019].