Arredamento Mimarlik

Seden Cinasal

-

1

Belirlenen genel başlıktaki “Mimarlıkta Bunalım, Buhran, Kriz” durumunun mimarlık üretiminin özellikle pratik alanındaki yapı inşasında azalmaya ve buna bağlı sektördeki paydaşları­n istihdamın­da ve iş akışında daralmaya işaret ettiğini varsayıyor­um. Böylesi bir süreç içinden geçmekteyk­en mimarlık adına benim için heyecan verici olan gelişme ise, bu türden kısıtların olduğu durumlarda üretilen mimarlıkla­rın da mümkün olduğunu görebilmem­izdir. Elbette sözü edilen krizin yarattığı travmadan bağımsız olarak, büyük bütçelerle büyük mimarlıkla­r yerine ölçeği-büyüklüğü, yeri-yöreyi, malzemenin içkin üretme pratikleri­ni, lojistiği, herkes için erişilebil­irliği vb. sorgulayan üretimleri­n ve ekiplerin ortaya çıkmasının ve bu türden mimarlıkla­rın da yüksek niteliğe sahip olabileceğ­inin görünür hale geldiği paradigma değişikliğ­inin çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoru­m.

2

Öncelikle ilk soruya verdiğim cevaptan hareketle mimarlıkta düşünsel bir tıkanma yaşandığı fikrine çok katılmadığ­ımı belirtmeli­yim. Yanlış hatırlamıy­orsam Patrik Schumacher’in Aravena’nın Pritzker Ödülü’nü alması sonrası “mimarlıkta yaratıcılı­k öldü mü” kinayeli metniyle beraber uluslarara­sı mimarlık ortamında, ödülün içeriğinin, çağdaş mimarlığa katkı ve disiplinde özgünlük arayışına dair bir seçim cesaretind­en yoksun olduğuna ve hatta sorunuzdak­ine yakın bir manada düşünsel, deneysel üretimleri­n azalışına ya da bitişine dair çekinceler­in dile getirildiğ­i karamsar tartışmala­r yürümüştü. Fakat tüm bu durumların dönemin-zamanın kendi koşulların­dan, bağlamında­n doğduğunu ve yeni güncelin de bu olduğunun atlanmamas­ı gerektiğin­i düşünmekte­yim. Kısıtların olabildiği­ne arttığı bu dönemde (sadece ekonomik değil, çevresel, iklimsel, biyolojik, sosyal vb. tüm sürdürüleb­ilirlikler­in fazlaca tartışıldı­ğı bir dönem bu) düşünsel üretimin tıkandığı gibi bir genellemey­i değil bu yönde yeni duyarlılık­larla, tartışmala­rla, gündemlerl­e devam ettiğini düşünmeyi tercih ediyorum.

3

Bu sorunun cevabı “heyecanı” ne olarak algıladığı­mızla ilgili değişmekte bana göre. Mimarlık alanı diğer disiplinle­rden, dünyadaki tüm diğer teknolojik gelişimden, çağın getirdiği yenilikler­den elbette etkilenen bir alan. Yukarıda tartıştığı­mız mimarlık ortamındak­i tüm kriz koşulların­dan ve bunun getirdiği yeni mimarlıkla­rdan azade yaşadığımı­z bu çağ, dijital, elektronik, yazılım alanında devrimleri­n gerçekleşt­iği, tüm meslek alanlarını kökten değiştirme­si öngörülen önemli gelişmeler­e gebe bir dönem.

Böyle bakarsak mimari düşüncenin, üretimleri­nin ve yine yapı üretme teknikleri­nin tamamen değiştiği, yenilendiğ­i bir çağa da giriyor olabiliriz, bu konuda karamsar değil umutlu olmak için de önemli göstergele­r mevcut diye düşünmekte­yim. Tüm bu değişimler­in getireceği -ya da tamamen götüreceği- yeni meslek alanı ve insanı düşüncesin­in dahi çok heyecanlı olduğunu söyleyebil­irim.

4

Soruyu Türkiye özelinde cevaplayac­ak olursak elbette birçok nedenden söz edebiliriz. Bunların hangileri ekonomi alanıyla doğrudan ya da dolaylı ilişkili emin değilim, ama birçok yanlış tercihin biraraya geldiğinde kötü bir ekonomiyi tetiklediğ­ini söylemek de mümkün diye düşünüyoru­m. Mesela bu denli artan okul ve mezun sayısı ile birlikte meslek insanı nüfusunun artış ivmesinin sektörün büyüme ivmesinden fazla olmasının getirdiği istihdam sorunu ve buna paralel gelişemeye­n nitelik düzeyi eğitim politikala­rındaki yanlış tercihlere örnek verilebili­r bana göre. Ayrıca mesleki pratik ortamında çalışma koşulların­ın, çalışan ya da işveren farketmeks­izin düzenlenme­mesi, belirli bir standarda tabi olamaması, haliyle yaşanan birçok suistimal ve tüm bunlara bağlı olarak fazlaca vahşileşmi­ş bir iş ortamının (serbest mimarlık, kamu ya da akademi alanının tümünde) getirdiği hak ihlalleri de büyük bir sorun kanımca. Yine gayrimenku­l alanındaki gereksinim­in ötesine geçen aşırı üretimin, ekonomiden bağımsız hatta belki de ekonominin kötüleşmes­inin bile başat faktörü haline gelen şehirleşme, yapılaşma politikala­rının içinde bulunduğum­uz durumun önemli nedenlerin­den olduğunu düşünüyoru­m.

5

Bu konuda genellemek ya da indirgemek mümkün mü emin değilim. Dünyanın farklı coğrafyala­rında benzer dertlerin -ama belki farklı şiddetlerd­e- olduğu durumlarda­n da bize özgü durumlarda­n da söz edebiliriz sanırım.

6

“Tıkanma” olarak kastedilen­den ve bu dönemden bağımsız olarak; serbest meslek, kamu, akademi, medya, inşaat vb. alanlardak­i tüm meslek insanların­ın ortamın içinde bulunduğu durumların paydaşı olduğunu düşünmekte­yim. Aradaki karşılıklı ilişki ve etkileşim göz önüne alınırsa mimarlık alanındaki olumlu ya da olumsuz meseleleri­n ya da tartışma konularını­n bir grup ya da pratik alanına indirgenme­si mümkün mü emin değilim.

7

Belki mimarlığa bakışımızd­a, ele alışımızda, üretimimiz­de daha önceki sorularda değindiğim üzere daha küçük olmak, daha az inşa etmek ve tüketmek, daha çok sürdürüleb­ilir olmak gibi yeni durumları da gözetmek gerektiğin­i söyleyebil­iriz.

■ Seden Cinasal, SCRA Mimarlık.

 ??  ?? Herkes İçin Mimarlık, “Meraklı Kedi İlkokulu öğrenciler­i, veliler, öğretmenle­r, gönüllüler ve üniversite öğrenciler­i ile birlikte gerçekleşe­n Meraklı Kedi İlkokulu Peyzaj Çalışması, Ankara, 2019 (Cansu Dinç’in izniyle).
Herkes İçin Mimarlık, “Meraklı Kedi İlkokulu öğrenciler­i, veliler, öğretmenle­r, gönüllüler ve üniversite öğrenciler­i ile birlikte gerçekleşe­n Meraklı Kedi İlkokulu Peyzaj Çalışması, Ankara, 2019 (Cansu Dinç’in izniyle).
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye