Cem Sorguç
2
Belki, teorisi artık eskisi kadar makbul değil. Muhtelif mecralarda muhtelif tarihsel eşikler var ki böyle bir eşik evvelinde olduğumuzu düşünmek istiyorum. Ayrıca düşünsel sürecin kendisinin de değiştiğini söylemek mümkün. Edinilmiş beklentiler ve alışkanlıkların değişimi de düşünsel süreci etkiler, değiştirir.
3
Katılıyorum desem eskinin neden ve nasıl heyecanlı olduğunu tarif etmem gerekir ki onu da yapamıyorum. Olsa olsa memleket özelinde dinamik bir pratik ve teorik ortam olmadığı için ya da sönümlenmeye fazlası ile müsait olduğu için heyecan eksikliğinden bahsedebiliriz. Bu da aslında yukarıda bahsettiğim süreç ilerletme ile direkt ilgili.
4
Mesela şöyle bakabilir miyiz: Mimarlık bu ilişkiye o kadar angaje olmuş ki ilişkinin diğer tarafı aksayınca ne yapacağını bilemez durumda kalmış olabilir mi? Ekonomik durum ve/ veya bağlı olduğu sistem mimarlık ile illa atbaşı mı gider? İçinde bulunulan durum belki de tıkanıklığın mazeretidir. Hani denir ya “etraf kötü”. Ah bu lanet koşullar.
5
Ortak mesele ekonomik daralma olabilir ama Türkiye’de tıkanıklıktan bahsedilince sadece buna bağlanıyor. Oysa ekonomi yolundayken şahane, sözünü hayata yayan bir ortam vardı da ben mi farketmedim bilmiyorum. Aksine asıl tıkanıklığın, kıtlığın o angajman zamanlarda olduğunu düşünüyorum ki öyleydi.
6
Tabii, yayınlar da ayakta kalma gayesi nedeniyle genellikle suyuna gitmeyi tercih ettiği için ortaya her şeyi ile bütün bir paket çıkıyor. Yayınların acilen mimari eleştiriye sayfa açması lazım. Ürkeklik, çekinme, “kim ne der” ile yayın yapılmaz. Artık eleştirisi yayınlanabilecek kadar palazlanmış, korunmaya muhtaç olmayan bir mimarlık hali var. Hatta günümüz değil tüm mimarlık tarihimiz için. Aşağıdaki soruya da yukarıdan sarkarak, bunun iyi bir mimarlık için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Eleştiri mekanizmasını kuru sıkı sosyal alemden çıkarıp ayağı yere basan şekilde kendi mecrasına da çekmek lazım.
7
İş alanının açılması ekonomik nedenli olabilir ama diğer konuların doğrudan ekonomi ile ilişkili olmadığını düşünüyorum. Ki belki de ekonomik daralma diğer taraftan başka heyecanlara vesile olabilir, söz üretebilir. Hassasiyet geliştirebilir. Mimarlığın düşün alanının yoğun ve otokritik bir dönemi verimli bir sonuç doğurabilir. Şimdilerde bir yarışmalar ortamı tekrar palazlanıyor gibi. Umarım ve temenni ederim ki öncenin yarışma dilleri ve kısırlığı bu yeni dalgada aşılır. Yarışmaların kendisini değil yarışmaların vesile olduğu mimarlığı konuşur oluruz. ■ Cem Sorguç, CM Mimarlık.