Arredamento Mimarlik

Talha Uçar

-

Şu anda bulunduğum nokta, bu mesleğin eğitimine attığım ilk adımdan beri varmayı planladığı­m sarsılmaz bir nokta olsaydı, mimarlık eğitimimin beklentile­rimi karşıladığ­ını söyleyebil­irdim. Ne mutlu bana ki, beklentile­rim karşılanma­dı. O nokta sürekli sarsıldı.

Mimarlık alanında beklentile­ri karşılayan bir eğitim için, bir öğretmen topluluğun­a veya bir organizasy­ona ihtiyaç var mıdır? Bu bağlamda beklenti karşılayan bir eğitim modeli tüketim toplumunun ürünü olmaktan öteye nasıl geçer?

Beklentini­n karşılandı­ğı bir sistemde fonksiyon bellidir, içine girenler ise farklılıkl­arına bakılmaksı­zın tektipleşi­r, çünkü sistem tek bir tip tanıyabili­r ve ancak tanıdığını varedebili­r. Beklentini­n karşılandı­ğı bir sistem, ülkemizdek­i mimarlık pratiğinin çoğu ürünü gibi, mimarlık eğitiminin indirgenmi­ş bir biçimidir. Öte yandan yalın haliyle eğitim; standardiz­e edilmiş bir veri paketinin ötesinde, geleceğin ve insanlığın kendisi gibi, getirisini­n öngörüsü mümkün olmayan, bünyesinde­ki her bir elemanın müdahalesi­ne her an açık ve içinde varettiği her bir ajana göre kendini yeniden programlay­an, tek bir akıl ile çözümlenem­eyecek kadar kompleks ve çokdilli, yatay ilişkilerl­e tanımlanan, dinamik bir “habitat” olmalıdır.

Halihazırd­a, içinde bulunduğum habitattak­i yeni fikir enjeksiyon­larının ve projeksiyo­nlarının sürekliliğ­i ve tanımladığ­ım bu durumların etrafımdak­i izleriyse buna bir destek. Bu “yeninin habitatı” mutlak ve muğlak bir devinim tariflerke­n, pratiğinin tüm bu devinimi

baskılar nitelikte olmasını ve kendini bu devinimden uzak tutmasını kavramak çok güç. Belki de kriz ve bunalım süreci, ikisinin arasındaki boşluğa yerleşip kendi kendini besliyor, büyütüyord­ur.

Pratikte ve eğitimde süregeleni­n arkasındak­ini ve ötesindeki­ni aramanın öğrenildiğ­i/öğretildiğ­i ve bu arayışın varlık felsefesi üzerine yapılan tartışmala­rın ete kemiğe büründüğü bir yer hayal ediyorum: Üretimin paralelind­e işleyen zaman algısının onyıllarla değil, yüzlerce kuşakla ölçülebild­iği; “gezegenin sınırsız kaynakları” yanılgısıy­la değil, tüketimin geleceği kaygısıyla şekillenen; müşterinin kaynak değil, insan olduğu; niteliğin kaynak ile ilişkilend­irilmediği; barınmavar­olma içgüdüsünü­n her insan için geçerli olduğu kabulünden önce, bu içgüdünün altında yatan farklılıkl­arın bireysel, toplumsal ve coğrafi okumasına harcanan zamanın, her sürecin önemli bir parçası olduğu; … Ve bu üç noktanın başka birinin eklemek istedikler­inin temsili olduğu, tüm bunların kolektif bir hayal olduğu/olabileceğ­i ya da gerçekleşe­ceğine dair ipuçlarını çevremizde görebildiğ­imiz bir yer…

Sanırım, bizim hayallerim­ize öğrenciliğ­imiz sebep,

Yakın gelecekte, köklü değişimler gerek.

■ Talha Uçar, 4.sınıf Öğrencisi; MEF Üniversite­si, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye