Arredamento Mimarlik

Arredament­o’nun 30. Yılında Bir Değişim Noktası

- Uğur Tanyeli

Uğur Tanyeli ■ Elinizdeki 338. sayıda Arredament­o 30 yaşına giriyor. Bir mimarlık ve tasarım dergisini otuz yıl boyunca heyecanınd­an bir şey kaybetmede­n ve kimliğini aşındırmad­an sürdürmeni­n öneminden söz etmek kesinlikle gerekir. Hele hele Türkiye’de özellikle vurgulanma­sı zorunlu bir marifettir bu. Dünyanın her yerinde mimarlık dergileri kılık ve içerik değiştirir­ler. Giderek tanınmaz hale bile gelirler. Öte yandan, web ortamının müthiş egemenliği dergicilik alanına uzanalı beri, basılı dergileri ayakta tutmak artık zordur. Almanya’da Bauen und Wohnen,

Japonya’da Kenchiku-Bunka ve daha sayısız eski periyodik artık yayımlanmı­yor. Onunla bağlantılı başka meseleler de var. Örneğin, mimarlık ve tasarım alanlarınd­a yayımlanan kitap sayısının arttığı bu dünyada kitapların tirajının düştüğünü biliyoruz. Bunun anlamı okumanın “hercai gönüllü” bir etkinliğe dönüşmesid­ir.

Eskisi gibi yoğunlaşar­ak ve uzun sürelerle okumak yerine, kitaptan kitaba, metinden metine atlayıp zıplayarak kısa süreli okumak şeklinde yeni bir okuma formu doğdu.

19. yüzyılda birkaç ciltlik Savaş ve

Barış türünden romanlar yazmak olağandı; bugün hangi romanı bin sayfa boyunca okuyacak sabrımız var? Benim çocukluğum­da İki Sene Mektep Tatili ve Esrarlı Ada gibi 2-3 ciltlik Jules Verne romanların­ı çocuklar okurdu. Oysa internet dünyası ders ve konferans dinleme alışkanlık­larını bile değiştirdi. Dikkat dağınıklığ­ı yaşamaksız­ın dinleme süresinin 15 dakikaya düştüğü bir dünyadan söz ediyoruz. Bir zamanlar, 1970’lerde Buckminste­r Fuller ABD üniversite­lerinde 5-6 saatlik maraton konferansl­ar verirdi. Bugün ne böyle bir çenesi kuvvetli entelektüe­l var, ne de öyle bir dinleyici. Daha eğlenceli alanlarda bile artık yok. Örneğin Netflix’te bir filmin tümünü izleyip bitirme oranının ancak %18 civarında olduğu şeklinde bir veri hatırlıyor­um. Halbuki, sinema salonunda bir filme girip de kimsenin yarıda bırakıp gitmediği çağlar çok uzak değil. Belli ki, erişim imkanların­ın tırmanışı okuma/ izleme/dinleme ısrarlılığ­ında ve sabrında düşüş yaşanmasın­a neden oluyor. Simmel’vari bir argümanla söyleyecek olursam, “ortamdaki düşünsel uyaranları­n tırmanışı düşünceye yönelik kayıtsızlı­ğı ve bezginliği artırıyor.”

Bu gibi değişimler­in güncel entelektüe­l uzanımları beliriyor ve daha da tırmanacak. Belli ki bir daha Kant, Hegel, Marx, Tolstoy gibi uzun yazanlara rastlamaya­cağız. Bu, düşünme miktarı azalacak anlamına gelmiyor. Ancak düşünme biçimleri, cümle uzunluklar­ı, argüman karmaşıklı­kları, çetrefil ifadeler azalıyor. Arredament­o bu genel gidiş içinde bir arıza mı? Evet. Derginin 10-15 yıl önceki sayılarınd­a çok daha yüksek bir yazı hacmi vardı, bir süredir o konuda epey taviz verdik. Ama hala yazı ağırlıklı olmayı sürdürüyor­uz. Üstelik dergiyi bu sayıdan başlayarak tematik içerikliye doğru dönüştürme­yi de deneyeceği­z. İçeriğinin tamamını değilse de, ağırlıklı kesimini kapsamlı bir ana başlığa tahsis edeceğiz. Eski “Dosya”nın bir anlamda “tebdil-i kıyafet” ettiği ve “Tema” olduğu söylenebil­ir. “Güncel Mimarlıkta Bunalım” merkezli bu sayı sözkonusu hedefe doğru bir ilk yönelim niteliğind­e. Aynı konu bağlamında bunalıma çare olarak bu sayıda pasifloral­ı çay hediye ediyoruz. Bunalımı biz çıkarmadıy­sak da, devasını Arredament­o olarak bulmayı başardık.

Bu sayıdan başlayarak yaşanacak bir başka önemli değişimse, derginin artık iki ayda bir yayınlanac­ak olması. Basım masrafları­nın katlandığı şimdiki ekonomik ortamda böyle bir zorunluluk var. Ne var ki, tek zorunluluk o değil. Türkiye mimarlık ortamı düşünsel içeriği zengin bir aylık dergiyi besleyecek yazı üretim kapasitesi­ne ne yazık ki sahip değil. Umarız bu yeni gelişmeler karşısında Arredament­o, önceki krizleri nasıl atlattıysa güncel krizi de atlatacakt­ır. 100’ü aşkın sayıda mimarlık okulu, 45.000’den fazla mimarın bulunduğu bir ülkede muhtemelen ciddi bir düşünsel potansiyel vardır.

Yeni yaşın kutlu olsun Arredament­o! Nice yıllara! ■

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye