Girit’te Kırsal Konut
Klimis Aslanidis ■ Girit’in kültürel manzarasının karakterini tanımlayan yapılar arasında belki de en önemlisi, adanın etkileyici kırsalına dağılmış yüzlerce köy evidir. Bu köylerin nüfusu yüzyıllarca tarımsal niteliğini korudu. Venedik ve Osmanlı yönetimi dönemlerinde zengin toprak sahipleri için inşa edilen köşk ve konakların aksine, köy evleri küçük ve gösterişsizdi. Çoğu, asgari konforla basit bir yaşam sağlayabilecek nitelikteydi.
Girit’in vernaküler konut mimarisi, Ege Adaları ve Doğu Akdeniz örnekleriyle, tipolojik ve yapısal açıdan pek çok ortak özelliğe sahiptir. Girit’te geç 19. yüzyıla kadar düz çatı kullanımı yaygındır. Girit evinin ana mekanı, toprak çatıyı taşıyan küçük ağaç gövdeleri arasında uzanan dikdörtgen biçimli bir odadır. Tek katlı evin dikdörtgen kütlesi eğime paralel yerleşir. Giriş genellikle kütlenin uzun kenarının merkezinde yer alır ve doğrudan avludan yaşam alanına erişim sağlar. Aile odanın bir ucunda, yükseltilmiş bir ahşap kademe üzerinde uyur. Ahşap zeminin altındaki alan depolama için kullanılır. Odanın diğer tarafında yemek pişirme alanı ve köşelerden birinde ise şömine bulunur.
Bu tek odalı ev, daha kalabalık veya daha varlıklı ailelerin gereksinimleri doğrultusunda uzun kenarına eklemlenen birbirine özdeş birimlerle genişletilebilir. Bu mekan, ahşap bir dikme ya da çoğunlukla bir kemerle desteklenebilen güçlü bir ahşap kirişle geçilmiş merkezi geniş bir açıklıktan meydana gelir
(Resim 1). Köşeler daima uyuma, yemek pişirme ve depolama işlevlerine ayrılmıştır. Orta alan diğer kullanımlar için açık bırakılır. Uzunca bir dönem, en azından 19. yüzyılın sonuna kadar en çok tercih edilen mimari çözümlerden biri olarak bir, iki ya da bazen daha fazla kemere sahip olan bu konut tipine (kamarospito) ada genelinde yaygın biçimde rastlanır (Resim 2). İnşası kolaydır, geniş fakat yalın iç mekanı ailenin kırsal yaşam gereksinimlerini karşılar. Bu konut tipinin kökenine dair bilgi sınırlıysa da Kıbrıs’ta, Ege adalarında ve Atina’nın köylerinde görüldüğü gibi Osmanlı topraklarının geniş bölümüne yayıldığı biliniyor. Yığma zemin kat, ahşap çıkmalı üst katlar ve 18.-19. yüzyıllar boyunca imparatorluğun
Anadolu ve Balkan topraklarında yaygın olarak görülen Türk odasından üretilmiş planları ile bu ev, müstahkem Girit kentleri Kandiye, Hanya ve Resmo’nun (Rethymno) mimarisini etkilemişse de adanın köylerine ulaşmamıştır.
Vernaküler konutlar moloz taştan inşa edilmiştir. Girit’in yumuşak taşları, oyması kolay olduğundan kapı ve pencere çerçeveleri ile geniş kemerler üretmeye elverişlidir. Kapı çerçeveleri, Venedik taçkapılarını genellikle de naif denebilecek bir şekilde taklit eder (Resim 3).
Osmanlı tarzı motiflerin taklitleri daha nadir görülür. İç mekanlar genellikle yeterli aydınlatmaya sahip değildir. Gün içinde yaşam çoğunlukla dış mekanda geçtiğinden iç mekanın sıcak tutulmasına aydınlatmadan daha fazla önem verilmiştir.
Köy mimarisindeki belirgin değişimse geç 19. yüzyıl ile erken 20. yüzyıl aralığında gerçekleşti. Düz çatılar yerini basit tek eğimli veya beşik çatılara bıraktı. Yaşam alanının üst katta yer aldığı, daha geniş pencerelerle aydınlanan iki katlı yeni evler inşa edildi (Resim 5). Yarı özerk Girit Devleti (1898-1913) döneminde ve adanın Yunanistan’a ilhakından sonra (1913), mimari büyük ölçüde, ilk olarak şehirlere ulaşan ve kısa zamanda kırsala yayılan neoklasisizmden etkilendi. Tam anlamıyla neoklasik üsluptaki evler sayıca azsa da, Girit evlerinin karakteri zaman içinde bütünüyle değişti. Özellikle adanın merkeze daha yakın bölgelerinde simetrik plan ve cephelerin yanısıra kırma çatılar da kısa sürede yaygınlaştı (Resim 6). Bununla birlikte Girit nüfusu tarımsal niteliğini sürdürdü ve 2. Dünya Savaşı’na kadar Girit köylerinin mimarisi vernaküler karakterini bir ölçüde korudu. Yüzyıllar boyunca yapılan ekleme ve değişiklikler geride, günümüz köylerinin otantik karakterini bütünüyle şekillendiren zengin bir palimpsest bıraktı (Resim 7).
Çağdaş bir girişim olarak, vernaküler mimarinin geçirdiği bu evrime dair okumalar yapmak; korumaya yönelik akılcı politikalar geliştirmeye, aynı zamanda Girit kırsal peyzajının zengin mirası ile yakın bir diyalog kurabilecek günümüzün nitelikli mimarlık örneklerini tasarlamaya imkan verecektir.
■ Klimis Aslanidis, Mimar, Yrd.Doç.
Dr.; Girit Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü.
Çeviri: Sibel Senyücel