Calatrava ve Beton Kabukları Üzerine
Calatrava çağdaş betonarme strüktürün şiirini yazanların başında geliyor. 1900’lerden 1950’lere uzanan aralıkta aynı alanda çalışan Freyssinet, Maillart, Nervi, Torroja gibi öncülerin izinden ilerliyor. Mühendislik pratiklerinde form zarafeti ve formda te
ve mühendislik özelliklerini tek potada eritmiş isimlere Antoni Gaudi, Felix Candela, Pier Luigi Nervi, Eladio Dieste gibi mühendis-mimarlar ile birçok mimarla başarılı şekilde sanat çalışabilen Mutsurō Sasaki, Jorg Schlaich, Ove Arup ve Paul Fast + Gerald Epp ikilisi örnek verilebilir. Norman Foster gibi çocukken makine mühendisi olma hayalleri ile büyüyen ve profesyonel mimarlık ofisinin ilk yıllarında mühendis Anthony Hunt gibi bir ustadan temel pratik öğrenen ve bu yıllarda
Hunt’ın ofisinde kiraladığı masadan çalışan, tecrübelenen birisi de olabilir bu.
İspanyol mimar ve mühendis Santiago Calatrava ise bizlere 20. yüzyıl mühendislik ustalarının işlerini hatırlatır, onlara selam durur ve kendi ilhamları ve mimari görüşüyle daha heykelsi yapılar üretir. Böylelikle “yapısal verimsizlik” ve “formun mimari fonksiyona olumsuz etkisi” tartışmalarına neden olmakla beraber malzemenin sınırlarını, formların maceralarını nereye kadar zorlayabileceğimiz konusunda bize cesur bir örnek olur.
Bu yaklaşımı iki yapı üzerinden incelemek mümkün: Biri Auditorio de Tenerife (Tenerife Oditoryumu); diğeri ise daha yakın tarihli yapısı olan Palau de les Arts Reina Sofia (Valencia Opera Binası).
Calatrava’nın İspanya’ya bağlı Kanarya Adaları’nda, Tenerife’de tasarladığı yapımı 2003 yılında tamamlanan oditoryum binası ve sanat merkezi Auditorio de Tenerife3, kentin sembolü haline gelir. Kanarya Adaları başkanı Adán Martín’in ölümü ardından adı Adán Martín Tenerife Oditoryumu (Adan Martin Auditorio de Tenerife) olarak değiştirilir.
Opera binası Palau de les Arts Reina Sofia ise inşası Valencia kentinde 1998-2009 yılları arasında gerçekleşen kültür kompleksi Ciudad de las Artes y las Ciencias’ın4 (Sanat ve Bilim Şehri) bir parçası. Tarihi kent merkezi yakınında 35 hektarlık alan üzerinde konumlanan dev kompleks, yapımı ardından kentin başlıca turistik merkezlerinden birine dönüşür.
Bu iki yapıya dışarıdan baktığımızda benzer iddiadaki iki beton kabukla
karşılaşırız. Tenerife Oditoryumu çatı kabuğu ilhamı hakkında çok şey bilinmiyor. Akdeniz’in dalgalarını hatırlattığını söyleyenler de var başka ilhamlara referans verenler de. Şurası bir gerçek Valencia Opera Binası ile Tenerife Oditoryumu’nun çatısı arasında kesinlikle formal ve yapısal bir bağlantı var. İlginç olan Tenerife’nin betondan, Valencia’nın çelikten yapılmış olması. Kabuk çatı kanopilerinin ikisinde de aynı mantık var. Tam ortalarında saklı bir kolona basıyorlar ve bu noktadan sonra konsol çalışıyorlar. Yenidünya meyvesi ağacı veya manolya yaprağına benzeyen şekilde kabuğun/yaprağın merkezinde bir ana çekme elemanı var. Bu eleman artgerme sistemiyle kabuğun merkezinden çektirilerek temele ankrajlanıyor. Valencia’da bunu çelik bir omurga ile yapmışken, Tenerife’de bunu betonla çözmüş.
Tenerife, Valencia’nın öncüsü. Ve 100 m uzunluğuyla tamamıyla betonarmeden yapılmış olduğundan çok daha dürüst bir yapı ve daha iyi çalışıyor, daha sade duruyor. Beton malzemeyle neler yapılabileceğinin, ortalama 60 cm kalınlıkta kalarak ne kadar ince çalışılabileceğinin heyecan verici bir kanıtı niteliğinde. Benim çelik malzemeye sevgim ve ilgim bir yana; Valencia
Opera Binası’nın çelik iskeletli beton çatı kanopisi, her ne kadar sacın adeta gemi gövdesi yapar şekilde berkiltilmesi ve iki eksende bükülmesiyle elde edilmiş bir sanatsal kabuk taşıyıcı oluşturuyorsa da Tenerife beton kabuğunun yerini tutmuyor. Doğasından ağır beton gibi bir malzemeyi aynı konsol mesafede ve aynı incelikte yapmak çok daha cesurca. Bu suni taşı adeta uçuruyor Calatrava. Veya bir dalga misali engellerden aşırtıyor.
Betonun bu kadar narin olup bu kadar da büyük bir açıklığı konsol şekilde geçilmesiyle oluşturulan Tenerife Oditoryum kanopisi bizlere yapısal betonun ince, yenilikçi ve cesurca kullanıldığında bir yapısal sanat olabileceğinin kanıtı oluyor. Calatrava; Nervi, Candela ve Torroja gibi 20. yüzyıl ustalarının felsefesini tam uygulamasa da bu sanatta bize betonla gelinebilecek ufukları çok güzel gösteriyor.
■ Ahmet Topbaş, Y.İnşaat Mühendisi; ATTEC, Kurucu/Yönetici.
Notlar:
1 Structural Art, Wikipedia: [https://en.wikipedia.org/ wiki/Structural_art].
2 Uruguaylı mühendis Eladio Dieste’nin formdan doğan mukavemet düşüncesi için bkz.: Eladio Dieste, The Engineer’s Contribution to Contemporary Architecture, Thomas Telford Ltd., 2000.
3 Adan Martin Auditorio De Tenerife, 2003 için bkz.: [https://www.calatrava.com/projects/adan-martinauditorio-de-tenerife-santa-cruz-de-tenerife.html].
4 Kültür kompleksi Ciudad de las Artes y las Ciencias (Sanat ve Bilim Şehri) ve Valencia Oditoryumu projeleri hakkında detaylı bilgi için bkz.: [https://www.calatrava. com/projects/ciudad-de-las-artes-y-de-las-cienciasvalencia.html].