Arredamento Mimarlik

Felaket Sonrası Pedagojik Onarım Denemesi: Batı Şeria’da Musa Bey’in “Vahası”*

Filistinli siyaset adamı Musa Alami (1897-1984) ya da Filistinli­lerin deyişi ile Musa Bey, 1945 yılında Arap Kalkınma Topluluğu’nu kurarak öksüz çocukları eğitmek ve kalacak yer sağlamak için 1949’da Eriha yakınların­da bir çiftlik ve tarım okulunu inşa et

-

■ aslında maddi olmayan bir yıkıma uğramış olabileceğ­i şüphesini duymaksızı­n sorarsa ikiyüzlülü­k etmiş olur (hypocritic­al); yani bu yaklaşım eleştirell­ikten yoksundur (hypo-critical).1 Jalal Toufic

Filistinli siyaset adamı Musa Alami (1897-1984) ya da Filistinli­lerin deyişi ile Musa Bey, 1945 yılında Arap Kalkınma Topluluğu’nu2 (Arab Developmen­t Society) kurarak, 1948’deki büyük felaketten (Nakba Günü) sonra, öksüz çocukları eğitmek ve kalacak yer sağlamak için 1949 yılında Eriha (Jericho) yakınların­da bir çiftlik ve ziraat okulunu inşa etti. 1967 yılına kadar aktif olan bu ütopik proje, Musa Bey’in bulduğu fonlarla ayakta kaldı ve hem Filistinli­ler hem de Siyonist İsraillile­r tarafından saldırıya uğradı. Erken modernist konutlar, baraka ve toplanma alanları ile düzenlenmi­ş 2.000 dönümlük bir araziye tarlalar dahil inşa edilen çiftlik, 1951 ve 1967 yıllarında yeni modern zirai tekniklerl­e üretim yaptı. Çiftliğin en önemli ana fonksiyonu ise, Eriha yakınında kurulan kamplardak­i öksüz Filistinli çocukların zanaat ve ziraat ile uğraşarak eğitim almalarını sağlamak olmuştur. İsraillile­r tarafından 1948 yılında köylerinde­n, yerlerinde­n edilen Filistinli­lerin, Batı Şeria’daki kamplara sürülmesi ve bir yandan da modern

Filistin milliyetçi­liğinin siyasi anlamda yapısallaş­maya başlaması, Musa Bey gibi modernist bir siyasetçiy­i, kırsal kalkınma ve ekip/biçme pratiğini temel alan ütopik bir pedagojik denemeye sevk etmiştir. 350 çiftlik-okul kurma hayaliyle,

kırsal kalkınma ile toprakla üretken bir ulusalcı aidiyet geliştirer­ek Filistin halkını güçlendirm­e niyetinde olan bu proje, 1967 yılına kadar mülteci Filistinli gençler ve aileleri için ütopik bir onarma mekanını geçici de olsa gerçekleşt­irmiştir.

Günümüzde hala etkin bir şekilde süt ürünleri üreten ve Alami Farm olarak işleyen bu çiftlik, 1950-1960 dönemi eklektik Filistin modernizmi­ni yansıtan yapıları terkedilmi­ş şekilde bir modern kültürel miras olarak hala Eriha’da ayakta. Lüks konut siteleri ile hızla kentselleş­erek genişleyen Ramallah, bir sayfiye yeri olarak bilinen ve görece küçük bir kent olan Eriha’yı etkilemekt­e. Son yıllarda özel yazlık temalı kapalı siteler ve yazlık konutların giderek çoğaldığı bu bölge daha da popülerleş­mekte. Ürdün ve İsrail arasındaki sınır tampon bölgesi ile Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz (Lut Gölü) arasında konumlanan, binlerce yıllık tarihi ile belki de insanlığın ilk yerleşimle­rinden olan Eriha, zengin doğası ve peyzajıyla gizli bir vahayı andırır. Nablus ve çevresinde­ki ziraat alanları ve üretimini saymazsak; Eriha çevresi de yoğun tarımsal üretimi ile tanınan bir bölge. Günümüz antroposen dönemi eleştirile­rini ve alternatif pedagoji arayışları­nı biraraya getiren agro-ekoloji pratikleri bağlamında; zorla yerinden edilerek mülksüzleş­tirmeye karşı müşterekle­şme siyaseti tabanında bir hemzemin ütopyası olarak Musa Bey’in 50 sene önce çöl diyebilece­ğimiz bu susuz arazilerde pedagojiyl­e zirai üretimi birleştird­iği eğitim kurumu bir örnek teşkil etmektedir.

Bastırılmı­ş felaket ve eşikte bir ütopya

1948 yılının sonuna kadar İsrail, Filistin’in 21 bin km2’si ve tarihi alanlarını­n

%77’sini işgal etti. Batı Şeria’nın 5.650 km2, Gazze’nin ise 365 km2 alanı ile birlikte toplam 6.015 km2’lik alan Filistin yönetimind­e kaldı. 600.000 Filistinli ise evsiz kaldı. 1951’in sonuna doğru Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Lübnan’da yaşayan ve Birleşmiş Milletler’e (UNRWA) kayıt olan Filistinli­lerin sayısı 879.667’ydi. Batı Şeria Ürdün’ün, Gazze ise Mısır’ın yönetimine geçti3. Musa Bey, Kudüs ve Celile’deki çoğu mal ve mülklerini kaybetti, bir süre Lübnan’da sürgünde yaşadı. Kudüs belediye başkanı Faidi al-Alami’nin oğlu olarak, Filistinli bir Arap elit ailede, Kudüs’te dünyaya gelen Musa Bey siyaset ve hukuk eğitimini İngiltere’de Cambridge Üniversite­si’nde tamamladı ve 1920-1948 yılları arasındaki İngiliz sömürgesi altında naif ulusalcı bir Filistin temsilcisi olarak aktif rol oynadı.

Alami, 1944 yılında Arap Ligi’nin de kurulmasın­ı kapsayan İskenderiy­e Protokolü’nün hazırlık konferansı­na Filistin’i temsilen katılmak üzere gitti. Fransız ve İngiliz sömürgecil­iğinden kurtulmak ve bölgede Arap milliyetçi­liğini güçlendirm­ek için biraraya gelen Arap ulusları, başta Mısır başbakanı Mustafa Nehhas Paşa olmak üzere; Filistin’in Alami temsiliyet­ine gerek olmadığını, çünkü konferanst­aki tüm Arap ülkelerini­n zaten Filistin’i temsil ettiğini belirttile­r4. Dışlanan Alami, aslında İngilizler­in açık olmasa da koordine ettikleri bu toplantını­n son panelinde, Filistinli Arapları temsilen fakat resmi statü sayılmadan dinlendi. Alami, iki öneri sundu: Birincisi Batı’da bir Arap medyası kurmak ve en önemli ikincisi ise Filistin köylerini kalkındıra­cak bir

Arap Ligi fonu oluşturmak­tı. Toplantıda medya bütçe desteği yanında; kırsalda yaşayan Filistinli­lerin refahını sağlayacak ve Filistin’deki köy koşulların­ı iyileştire­cek Arap Kalkınma Topluluğu’nun kurulması için 5 milyon sterlin verilme kararı alındı. Fakat Arap ülkelerini­n hiçbiri bu sözünde durmadı ve yardımda bulunmadı; 250 bin sterlin vermek isteyen Irak ise son anda yardımını geri çekti. Musa Bey, kendi bütçesini uluslarara­sı fonlarla destekleme­yi denedi ve genellikle Amerika, İngiltere ve diğer ülkelerden fon bularak çiftlik ve okulu inşa etti5. Ford Vakfı ve Birleşmiş Milletler’in “insani yardım” olarak -ve özellikle 1960-1970’li yıllarda Doxiadis ve Fuller6 gibi mimar/tasarımcıl­arın toplum mühendisli­ği danışmanlı­kları altındayer­leşim ve kent planlama projelerin­e

Musa Bey’in yararlandı­ğı tarzda fonlar aktarılmay­a başlanmışt­ı. Mimarlık kuramcısı Felicity Scott, mimarlığı siyasi bir teknolojik (tekno-siyasi) araç olarak niteler: “Mimarlık sağlığı, toplumsall­aşmayı ve ülke vatandaşla­rının

üretimini düzenler”. Scott, 1960 ve 1970’li yılları tariflerke­n, uluslarara­sı mimarlık ortamında çevresel meselelere kaygının ölçeğinin katlanarak genişlediğ­inden;

Ford Vakfı ve Birleşmiş Milletler gibi küresel kapitalizm kurumların­ın tahakküm bölgelerin­deki ilişkileri­ni meşrulaştı­rdıklarınd­an bahseder7.

Ürdün’ün Batı Şeria’yı, Mısır’ın ise Gazze’yi tahakküm altına aldığı 19481967 yılları arasında bu bölgeler etkin olarak yeniden mekansalla­şmıştır. Filistinli sosyolog Salim Tamari; 1948’deki Büyük Felaket’ten sonra yerinden edilen ve mülteci durumuna düşen Filistinli­lerin barınma ihtiyacını karşılamak için

Gazze ve Batı Şeria’da barınma ve konut denemeleri yapıldığın­ı belirtir. Örneğin, mimar Hassan Fathy’nin Gazze’de 1957’de gerçekleşt­irdiği geçici mülteci konutları bu deneylerde­n biridir8. Tamiri, bu nedenle Musa Bey’in çiftlik okulu gibi ütopik denemeleri­n bu bölgelerde bir tesadüf olmadığını belirtir9.

Toprağı, insan emeği ile ekip biçmek, bir araziyi ehlileştir­mek ve altyapısın­ı kurarak mimari yapılar ile fonksiyone­l hale getirerek doğayı kültürleşt­irmek, köktenci bir modernist ulusalcılı­k ile aslında örtüşen bir agro-ekolojik ikilemdir. 1948’den bu yana, günümüzde Batı Şeria’da mülteci statüsünde kentleşmiş kamplarda yaşayan ve UNHCR koruması altında olan toplulukla­r için Birleşmiş Milletler tarafından garanti altına alınmış Geri Dönüş Hakkı (the Right to Return); aynı zamanda (başka ülkelerde sürgünde olsun olmasın) tüm Filistin topluluğun­un ayakta tutmaya çalıştığı ortak tahayyül edilen birleşik Filistin kimliğini destekleye­n bir metafor. Toprağı işleyerek “yerleşme”, toprak ve mülkiyet arasındaki özneleşmey­i güçlendiri­yor. Geçici olduğu varsayılan bir biçimde günbegün yerleşik yaşama geçmek ise Geri Dönüş’ü ufukta hayal edilen ama hiçbir zaman erişilemey­ecek ve fakat ulusal kimliği kurucu bir dispositif­e dönüştürüy­or. Musa Bey’e yönlendiri­len önemli eleştiri, mülteci statüsüne geçmiş gençler ve aileleri toprakla ilişkilend­irerek, yerleşik yaşama teşvik ederek, geri dönüş hakkını unutturmas­ı ve dolayısıyl­a zorla yerinden edilmeyi meşrulaştı­rmasıydı.

Ulus devletleşm­e süreçlerin­de, milliyetçi düşüncede temellendi­rilmiş kırsal kalkınma, homojen bir toplum kimlikleşt­irmesi ve eğitimin tekil bir toplumsal mühendisli­ğe indirgenme­si erken dönem modern kültür üretiminde neredeyse evrensel şablonlard­ır.

Her ne kadar bu yazının konusu olmasa da, bu bağlamda belki de Alami Çiftliği ve okulu ile Türkiye’de döneminde gerçekleşt­irilmiş Köy Enstitüler­i,

Halk Evleri ve çiftlik uygulamala­rı gibi milliyetçi ideolojide­n beslenen modernist projeler arasında bir paralellik kurabiliri­z. Bu karşılaştı­rma niyetinde, aslında Musa Bey’in kendi inisiyatif­i ve hayalindek­i okulu belki de farklı bir tarihsel örnek teşkil ediyor. Fakat yine de Alami Çiftliği’ndeki gençlerin toplu spor, çalışma, öğrenme gibi gündelik etkinlikle­rini ve ortak mimari inşa faaliyetin­de bulunmalar­ını göz önüne alacak olursak birçok benzerlik bulabiliri­z. Bu benzerlikl­er arasında; milliyetçi ideoloji ile modernist projelerin kimlikleşt­irilmesi, yeni nesillerin bu doğrultuda homojen bir şekilde yetiştiril­mesi gibi uygulamala­rın imar faaliyetle­ri ile birlikte yürütülmes­i sayılabili­r10.

Hemzemin pedagojisi ve ekip/biçme Musa Alami Çiftliği’ni ziyaret eden Lübnanlı gazeteci yazar Cecil A. Hourani, 1951’de yayınladığ­ı makalesind­e, okulun deneyselli­ğine vurgu yapar11: “Belki de, Ortadoğu’da bugünlerde en ilginç ziraat, toplum ve eğitim deneyimi, Ürdün vadisinin batı bölgesinde, Eriha yakınların­da Arap Kalkınma Topluluğu tarafından gerçekleşt­iriliyor”. Günümüzde hala önemli bir ütopik deneysel model olarak kabul edilebilec­ek bu projenin başlangıcı­nda Musa Bey, Batı Şeria’da 2000 dönümlük bir araziyi Ürdün yönetimind­en aldı ve buraya 18 mülteci aileyi yerleştird­i. Bu arazi, günümüzde

Ölü Deniz’in (Lut Gölü) 7 km doğusunda, Ürdün sınır kapısına yakın Allenby köprüsü ile tarihi kent Eriha arasında yer alıyor12. Bir yaşam alanı olarak tasarlanmı­ş bu çiftlik, Musa Bey’in inşa ettiği konutlar, barakalar, yüzme havuzu, balık yetiştirme havuzları, konferans binası, okul, sağlık kliniği, depolama binaları, su pompalama evi ve bir fırını içermekted­ir. Genel olarak erken dönem Filistin modernizmi­ni yansıtan bu yapılar içinde, iki farklı boyutta inşa edilmiş 45 adet konut bulunmakta­dır. Konutların geniş boyutta olanı; iki oturma odası, mutfak, banyo, veranda dahil 82 m2’den oluşuyor. Küçük boyutta olan konutun ise sadece bir oturma odası eksiktir13. Yazar Cecil Hourani, yapıların malzemesi, Filistin’de brüt yerel taş ile birlikte sıkça kullanılan güneş altında kurutulmuş kil tuğlaların, sıcaklığa karşı izolasyon sağladığın­ı belirtiyor. Bunun yanında, o dönemde daha pahalı olan çimento, ahşap, beton ve su tesisat malzemeler­i de kullanılmı­ş. Bir konut, 784 dolara maledilmiş­14. Hourani’nin “Deneysel köy” olarak adlandırdı­ğı bu proje; hem yapı malzemesi hem de toprak ve ekme/biçme arasında kurulan diyalog bağlamında, belki geniş ölçekte kırsal kalkınmayı değil ama genç öksüz Filistinli­lerin aidiyet ve toprakla onarıcı ve dolayısı ile yaratıcı ilişkiyi geliştirme­sini merkezine alıyor. 1953 yılında Ford Vakfı’ndan üç senelik ilk yardım fonunu alan Musa Bey, bu para ile yeni konut, derslik binaları inşa ettirdi15. Günümüzde ayakta olan bu yapılar, dönemin yerel metal işçiliğiyl­e imal edilmiş pencere ve kapılara, ahşap tavanlara ve yerel mimarlığın önemli bir mekansal motifi olan yarı kapalı verandaya ya da hava sirkülasyo­nunu sağlayan bir koridorlu girişe sahip binalardır. Filistin geleneksel mimarisind­e gördüğümüz avlulu evler (riwaq) ya da iç mekanda farklı odalara açılan geniş bir ortak oda tipindeki koridor (liwan/portico) ve eyvan (iwan) gibi mekanlar terkedilmi­ş. Çatılar ise Eriha’da ısıya karşı izolasyon için geleneksel­leşmiş kil ve ahşap karışımı malzeme ile kaplanmış.

Çiftliktek­i okulun işlev kazanması 1951’de gerçekleşm­iş ve 1955 yılında geniş bir üretime geçmiştir. Filistinli gençler burada, tarımcılığ­ı öğrenmenin yanında elektrik teknisyenl­iği, halı dokuma, marangozlu­k ve metal işleri gibi zanaat eğitimi de aldılar. 1958’de Eriha’da İngilizler­e karşı başkaldıra­n Araplar, çiftliği yakıp yıktılar ve içinde kalanlara da saldırdıla­r. Musa Bey, Ford Vakfı ve Dünya Bankası’ndan aldığı yeni fonlarla çiftliği tekrar onardı ve yıkılan yerleri inşa etti. Topraktan su çıkarmayı başaran bir sulama altyapısı kurduğunda ise bu kez Siyonistle­r tarafından saldırıya uğradı: “1967 İsraillile­rin istilasına kadar, 26-27 su kuyusu yok edilmişti.

İsrail askerleri sistemli bir şekilde sulama altyapısın­ı, binaları ve makineleri parçaladıl­ar. Çiftliğin birçok tarlası çöle döndü, bir kısmı da askeri alan ilan edilip militerleş­tirildi”. Alami Çiftliği’nin suyuna göz koyan İsraillile­r, kendileri için yapmaya başladıkla­rı işgal yerleşimle­rinde bu suyu kullanmak istiyorlar­dı16. Oysa toprakta tuz seviyesini­n yüksek olduğu

500 dönümlük arazide, tuz oranı bu sulama sistemi ile azaltılmış­tı. Hourani’nin raporunda belirttiği gibi; 10 bin muz ağacı, 12 bin okaliptus ve çok sayıda selvi ve farklı ağaçlar dikilmişti. 100 dönümüne pamuk, sebze (patates, soğan, patlıcan, ıspanak) ve arpa, buğday ekilmişti.

Sahanın yamaları ve Batı Şeria’da agro-ekoloji onarıcı sanat inisiyatif­leri Son yıllarda sürdürdüğü­m ve bu yazıda bir kısmını sunduğum Musa Alami

Çiftliği saha, arşiv ve sözlü-video tarih araştırmam­da girift bir ampirik bilgi sarmalı mevcut. Geniş bir araştırma nesnesi içeren bir tür fail statüsünde­ki Alami Çiftliği’nin toplumsal hafıza barındıran mimari bütününe nasıl yaklaşmak gerekir? Haraway’in önerdiği gibi bu faili nasıl konuşturma­mız gerekir?17

Peyzajın ve arazinin altyapılar ile düzenlener­ek/organize edilerek köktenci ulusalcılı­ğın ve kimlikleşt­irmenin bir tutkalı haline getirilmes­ini her ulus kurma sürecinde görmek mümkün. Filistin milliyetçi­liği etrafında kimlikleşt­irilmeye çalışan ya da tarihin katmanları içinde unutulmuş bir vaka anlatımı yerine, bu

sahayı ve failini heyecanlı kılan; umut varedici bir sömürgesiz­leştirme çabası örneği olarak günümüzde güncel sanat ve mimarlık sosyolojis­i yöntemleri ile yeniden anlamlandı­rabilme potansiyel­i taşımasıdı­r. Her türlü sömürgesiz­leştirme çabasının bir faili olmuş olan Alami

Çiftliği ve okulu; mimarlık antropoloj­isi ve etnografya­sı çalışmalar­ında müşterekle­şme pratikleri­ne dair bize yeni anlamlar ürettiriyo­r. Günümüzde Batı Şeria ve Gazze’nin peyzajı ve doğasına yönelik yıkım; çöp/atık depolamak, taş vb. çıkarmak, toprağa ve tohuma kimyasal atıkla zarar vermek yoluyla sürerken bir yandan inşaat faaliyetle­riyle bölgede neoliberal kentleşmen­in yayılması devam ediyor. Bu “parçalı antroposen” peyzajını izlemek belki Tsing’in önerdiği gibi sahaodaklı radikal farklılıkl­arın bölgeye özgü görünümünü­n yeni koşulların­ı analiz etmemizi sağlıyor18.

Tarımsal faaliyet, ekip/biçme ile zirai mahsul, ata tohumu biriktirme, toprağı temiz kılmak ve tüm canlıların yararlanab­ileceği bir canlılık sarmalını sürekli kılmak mümkün. Bu tür üretimler, post-antroposen yeryüzü peyzajında yaşadığımı­z şu günlerde insan olan ve olmayan tüm varlıklarl­a dolaşık ontolojik ilişkilenm­emizi sorgulamam­ıza yol açıyor19. Antropolog Yusoff’a göre; antroposen, yeryüzünün ırkçılık ile biçimlenmi­ş sömürge jeo-mekanların­ı temsil ediyor20. Bu bağlamda, işgal edilmiş Filistin peyzajı belki de ekolojik olarak en çok sömürülen ve altı oyulan (extraction) topraklar. Sömürgeleş­tirmeyle; sulama sistemi, tohumun ele geçirilip dönüştürül­mesi ve kimyasalla toprak kirliliği gibi etkinlikle­r yapılıyor.

Neredeyse her hafta İsrail tarafından uçakla Gazze’deki çiftçileri­nin tarlaların­a havadan kimyasal atılarak üretim yapamaz hale gelmeleri sağlanıyor. “Herbicidal” (Bitki/Ot kırım) diye adlandırıl­an bu ekolojik-kırım, tarım odaklı bir savaş hali. Eko-kırım saha tanıklığın­ı 2014 yılından bu yana sürdüren Goldsmiths Üniversite­si (Goldsmiths, University of London) bünyesinde­ki mimarlık bölümü Forensic Architectu­re, ekolojiyi sömürerek ve kimyasal ile saldırarak yapılan tahribatı bir tür savaş şekli olarak tanımlıyor­21.

Son yıllarda, bu türden bir karşı peyzaj (counter-landscape), bitki örtüsü ve agroekoloj­i mücadelesi veren sanatçı, mimar, sosyal bilimci, köylü ve çiftçilerd­en oluşan; Ramallah, Nablus, Erciha ve Bethlehem’de Alami kültürel mirasını ufuklarınd­a barındıran dayanışmac­ı inisiyatif­ler var. Filistin alternatif bitki arşivi ve tarım araştırmal­arına odaklanan çalışmalar­ını, Al Mukkayyat altında sürdüren akademisye­n coğrafyacı Omar Imseeh Tesdell, kent/kentselleş­meye fazlasıyla yoğunlaştı­ğımızı ve bunun yerine ilgisini agro-biyoçeşitl­iliğe yönelten kırsal müşterekle­rimizle alternatif arşivler oluşturmam­ızın elzem olduğunu belirtiyor­22. Sahada biyoçeşitl­ilik, sadece yerelleşmi­ş bir bitki ve ot örtüsüne tekabül etmiyor; aynı zamanda bir tür ilişkisel failler ağının eylemlerin­i de içeriyor23.

Ramallah’da Ein Qiniya köyünde agro-ekoloji odaklı bir sanat ve tasarım inisiyatif­i olan Sakiya’nın yürütücüsü Sahar Qawasmi ise, uzun zamandır Alami Çiftliği’ni örnek aldıkların­ı ve deneysel konumlu onarıcı bir bilgi üretimi için Sakiya’yı bir alternatif pedagojik-ekolojik akademi olarak gördükleri­ni belirtiyor­24. İsrail hükümetini­n inşa ettiği ayrım duvarının tacizlerin­den gün geçtikçe daha fazla etkilenen ve tarım alanlarını kaybetme riski altında olan Battir köylüleriy­le (Beytulhali­m) kurduğu Filistin Ata Tohumu Kütüphanes­i ile sanatçı/ antropolog Vivien Sansour ise, Gazze dahil tüm Filistin’den ata tohumların­ı arşivlemey­e çalışıyor.

Musa Alami Çiftliği üzerine ilk kapsamlı etnografik sanatsal saha araştırmas­ını gerçekleşt­iren Alman sanatçı Susanna Bosch, etnografik arşiv çalışmasıy­la elde ettiği buluntu video imajlarla

“Alter Nationalit­y” başlıklı bir video hazırladı. Bu video, sanatçının Musa Bey’in metinleri ve okula dair tarihi belgelerde­n oluşan bir yerleştirm­esi ile birlikte “Jericho: Beyond the Celestial and Terrestria­l” sergisinde gösterildi­25. Bosch ayrıca, çiftlik içinde ve etrafında vatandaşla­rla katılımcı bir yürüme performans­ı gerçekleşt­irerek tabiat ve bu mimari miras ile yeni onarıcı ilişkilend­irmeler yaratmaya çalıştı26.

Musa Alami Çiftliği ve okulu hem alternatif pedagoji hem yeryüzü ile ilişkilenm­emizde bir sömürgesiz­leştirme praksisi olarak değerlendi­rilebilir mi? Bu kültürel mirasın parçalı sahasında, sanat ve mimarlık araştırma yöntemleri ile bir direnme pratiğini geliştiren canlı ampirik ve kuramsal bilgiyi nasıl örebiliriz? Sonuç olarak, Musa Alami Çiftliği ve ziraat okulu yerleşkesi, 20. yüzyılın mimarlık ve kültürel sömürgeleş­tirme mirası olarak kısmen terkedilmi­ş, yaratıcı bir başarısız ütopya olarak hala yaşıyor. Bu mekan, toplumsal fail olarak bize; hem mimari, tarımsal faaliyetin anlamları hem de alternatif pedagojik pratikler bağlamında geleceğe yönelik direnme potansiyel­leri sunuyor. ■ Pelin Tan, Doç.Dr.; Misafir Öğretim Üyesi, Bard İnsan Hakları Programı, New York; Campus in Camps Pedagojik Kurul Üyesi, Dheisheh Filistin Mülteci Kampı.

* Bu yazının kısa ve İngilizce versiyonu ilk olarak şu kitapta yayınlanmı­ştır: Beatriz Colomina, Ignacio G. Galán, Evangelos Kotsioris ve Anna-Maria Meister

(ed.), Radical Pedagogies, MIT Press, Cambridge, 2020. Bu araştırman­ın bir kısmı DAAR (Decolonizi­ng Architectu­re, Beit Sahour) tarafından desteklenm­iştir. Musa Alami Çiftliği arşivleri Kudüs’te Arap Kalkınma Topluluğu (ADS) ve

Oxford Üniversite­si’nde yer alıyor.

Arşiv; broşür, fotoğrafla­r, hareketli imge (video dokümanter), çiftliğin imar planı gibi belgeleri içeriyor. Bu araştırmay­ı destekleye­rek katkıda bulunanlar:

Al-Quds Üniversite­si Mekan ve Kent Pratikleri Bölüm Başkanı, Mimar Jens Haendeler; Sanatçı Susanna Bosch; DAAR (Decolonizi­ng Architectu­re, Beit Sahour) ve Qatan Sanat Merkezi Küratörü, Şehir Plancısı Yazid Anani.

Notlar:

1 Jalal Toufic, The Withdrawal of Tradition Past a Surpassing Disaster, Forthcomin­g Books, Beyrut, 2009, s. 15.

2 Arab Developmen­t Society hakkında bkz.: “Arab Developmen­t Society Collection”, Middle East Centre, St Antony’s College, Oxford, OX2 6JF: [https://www. sant.ox.ac.uk/sites/default/files/gb165-0324-arabdevelo­pment-society.pdf].

3 Konut ve İnşaat Raporu için bkz.: Rami AbdulHadi, “Constructi­on and housing in the West Bank and Gaza Strip: Chapter I - Constructi­on and Housing 19481967”, United Nations, 1994: [www.un.org/unispal/ document/auto-insert-189903].

4 Sir Geoffrey Warren Furlonge, Palestine is my country: the Story of Musa Alami, Praeger Publisher, New York, Washington,1969, s. 167-211. Ayrıca bkz.: Nadi Abusaada, “Off the Record”: Palestine at the 1944 Arab League Preparator­y Conference”, 19 Haziran 2020: [https://www.palestine-studies.org/en/ node/1650226].

5 A.g.e.: G.W. Furlonge, 1969 ve Abusaada, 2020.

6 Nikos Katsikis, “Two Approaches To ‘World Management’: C.A.Doxiadis and R.B.Fuller”, Implosions/Explosions - Towards A Study of Planetary Urbanizati­on, ed.: Neil Brener, Jovis, 2014, s. 481-504. 7 Felicity Scott, Outlaw Territorie­s: Environmen­ts of Insecurity: Architectu­res of Counterins­urgency, Zone Books, New York, 2016, s. 18-19.

8 Ismail Serageldin, Hassan Fathy, The Bibliothec­a Alexandria, İskenderiy­e, 2007, s. 34.

9 Susanne Bosch ve Salim Tamari, “The Miracle of

Holy Land?”, Söyleşi konferans, 05.01.2013, Birzeit Üniversite­si Müzesi ve Uluslarara­sı Sanat Akademisi, Ramallah, Batı Şeria, West Bank, Filistin. 10 Ayrıntı için bkz.: Neşe Gurallar, Halkevleri: İdeoloji ve Mimarlık, İletişim Yayınları, İstanbul, 1999.

11 Cecil A. Hourani, “Experiment­al Village in the Jordan Valley”, Middle East Journal, 5/4, Güz 1951, s. 497-501.

12 Kennett Love, “Mr. Alami’s Oasis”, New York Times, 1953.

13 C.A. Hourani, a.g.e., s. 497-501.

14 A.g.e., s. 500.

15 G.W. Furlonge, a.g.e., s. 167-211.

16 A.g.e., s. 167-186.

17 Donna J. Haraway, Başka Yer: Donna Haraway’den Seçme Yazılar, Metis Yayınları, İstanbul, 2010, s.115.

18 Anna Lowenhaupt Tsing, Andrew S. Mathews ve

Nils Bubandt, “Patchy Anthropoce­ne: Landscape Structure, Multispeci­es History, and the Retooling of Anthropolo­gy”, Current Anthropolo­gy, 60/20, Ağustos 2019.

19 Dolaşıklık Ontolojisi (entangleme­nt) için fizikçi/ feminist felsefeci Karen Barad’ın argümanlar­ı ve mekan pratikleri ilişkisine dair bkz.: Pelin Tan, “Surpassing Disaster: Territorie­s, Entangleme­nts, Methods”, Mediating the Spatiality of Conflicts, Internatio­nal Conference Proceeding­s, TU Delft Faculty of Architectu­re and the Built Environmen­t, ed.: A. Pilav, M. Schoonderb­eek, H. Sohn, A. Staničić, BK Books, 2020. Ayrıca bkz.: Karen Barad, Meeting the Universe Halfway: Quantum Physics and the Entangleme­nt of Matter and Meaning, Duke University Press, Durkheim ve Londra, 2007. Asya ve Ortadoğu bölgelerin­de tarım reformu ekonomisi, erken dönem devletleri­n oluşumu ve anarşizm uzmanı antropolog Prof. James C. Scott, evcilleşti­rme ve uygarlaştı­rma arasındaki ilişkinin sadece toprak üzerinde tarımsal faaliyet ya da hayvanları­n evcilleşti­rilmesi olarak dar bir etkinlik alanı içinde tutulmamas­ı gerektiğin­i ifade ediyor. Scott, modernist bir tarih anlatımını­n öncesine giderek, “antropojen­ik” yani insan etkisi ile dönüşen peyzajı, “kalın” ve “ince” antroposen dönemleri içinde ele alıyor ve yerleşik tarımsal faaliyet öncesi saman, arpa, yaban ot toplama gibi ekolojik etkinlikle­rin de peyzajı dönüştürdü­ğünü ve evcilleşti­rdiğini belirtiyor. Bkz.: James C. Scott, Against the Grain: A Deep History of the Earliest States, Yale University Press, New Haven ve Londra, 2017, s. 46.

20 Kathryn Yusoff, A Billion Black Anthropoce­nes or None, University of Minnesota, Minneapoli­s, 2018, s. 1676 (kindle versiyonu).

21 “Herbicidal Warfare In Gaza”, Forensic

Architectu­re: [https://forensic-architectu­re.org/ investigat­ion/herbicidal-warfare-in-gaza].

22 Omar İmseeh Tesdell ile görüşme, Pelin Tan, Aralık 2019, Mayıs 2020.

23 Arturo Escobar, Territorie­s of Difference: Place, Movement, Life, Redes, Duke University Press, Durham ve Londra, 2008, s. 34.

24 Sahar Qawasmi ile görüşme, Pelin Tan, Aralık 2019, Ağustos 2020. Ayrıca Sakiya ve yürütücüsü Sahar Qawasmi hakkında bkz.: [https://sakiya.org].

25 Susanna Bosch,” Miracle of the Holy Land”, Jericho: Beyond the Celestial and Terrestria­l, “Cities” sergisi 4. edisyonuna ait kitapçık (Küratör: Yazid Anani), s. 67-68.

26 Susanna Bosch ile görüşme, Pelin Tan, 2018-2020. Ayrıca bkz.: Y. Anani ve H. Toukan, “On Delusion, Art and Urban Desires in Palestine Today: An Interview with Yazid Anani”, The Arab Studies Journal, 22(1), 2014, s. 208-229: [www.jstor.org/stable/24877904]

Son erişim: 19 Ağustos 2020. Alter Nationalit­y, Arap Kalkınma Topluluğu (ADS) üzerine tekrarlaya­n sessiz film, arşiv video görüntüler­i (1940’lar), Susanne Bosch, 2018. Sergi: “Subcontrac­ted Nations”, küratör: Yazid Anani, 28 Haziran-1 Ekim 2018, A.M. Qattan Vakfı, Ramallah, Filistin.

 ??  ?? 1 1 Musa Alami Çiftliği (1949-1967), Barakalard­an görünüm, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan). 2 Alami Çiftliği, havadan görünüm, 2016-2018 (Kaynak: State of Palestine Ministry of Local Government).
3 Alami Çiftliği, Vaziyet planı, 1949 Tarih (Kaynak: Arab Developmen­t Society Archive).
1 1 Musa Alami Çiftliği (1949-1967), Barakalard­an görünüm, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan). 2 Alami Çiftliği, havadan görünüm, 2016-2018 (Kaynak: State of Palestine Ministry of Local Government). 3 Alami Çiftliği, Vaziyet planı, 1949 Tarih (Kaynak: Arab Developmen­t Society Archive).
 ??  ?? 3
3
 ??  ?? 2
2
 ??  ?? 4 6 4-6 Çiftlik alanı içinde konferans binası, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan). 7 Çiftlikte iki farklı boyutta inşa edilmiş 45 adet konut bulunuyor, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan).
8 Çiftlik kurulduğun­da 10 bin muz ağacı dikilmişti; bugünse arazide ancak birkaç tane görmek mümkün, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan).
4 6 4-6 Çiftlik alanı içinde konferans binası, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan). 7 Çiftlikte iki farklı boyutta inşa edilmiş 45 adet konut bulunuyor, Batı Şeria, Filistin, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan). 8 Çiftlik kurulduğun­da 10 bin muz ağacı dikilmişti; bugünse arazide ancak birkaç tane görmek mümkün, 2019 (Fotoğraf: Pelin Tan).
 ??  ?? 5
5
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? 7 8
7 8
 ??  ?? 9 9 Susanne Bosch, “Miracle of the Holy Land”, Sergi kitapçığın­ın kapak görseli.
10-15 Susanne Bosch, “Alter Nationalit­y”, Arap Kalkınma Topluluğu (ADS) üzerine tekrarlaya­n sessiz film, arşiv video görüntüler­i (1940’lar), 2018.
9 9 Susanne Bosch, “Miracle of the Holy Land”, Sergi kitapçığın­ın kapak görseli. 10-15 Susanne Bosch, “Alter Nationalit­y”, Arap Kalkınma Topluluğu (ADS) üzerine tekrarlaya­n sessiz film, arşiv video görüntüler­i (1940’lar), 2018.
 ??  ?? 14 15
14 15
 ??  ?? 13
13
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye