Arredamento Mimarlik

Sağlık ve Mekanı Sağlıklı Düşünmek

-

Burçak Özlüdil ■ Mimarlık ile hijyen ilişkisini pek çok farklı açıdan düşünmek mümkün. Kuşkusuz ilk olarak aklımıza modern mimarlığın hijyene, hijyeni olası kılan belli bir yaklaşım ve estetiğe atfettiği anlam ve önem geliyor. Ancak mimarlık, hijyen ve sağlık arasındaki ilişki göründüğün­den oldukça karmaşık ve çetrefilli.

Kent ve mimarlık bazen patolojini­n yeri bazen de devası olarak tahayyül edilegeldi. En geniş anlamıyla mekanı, kenti ve bedeni ikamet edilebilec­ek strüktürle­r olarak görerek bu ilişki kimi zaman reel kimi zaman metaforik olarak kurgulandı. Mimarlık ve tıp alanları özellikle

19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl başlarında yaşanan salgın hastalıkla­r, hızla endüstrile­şen kentlerin yaşadığı kriz gibi toplumsal problemler­i bilime yaslanarak çözmek için bazen birbirleri­ni kullandıla­r ve bazen birbirleri­yle iktidar çekişmesi içinde oldular. Hem tıp hem mimarlık kendilerin­i bilimin değişmez ilkelerine dayanan bilgi alanları ve toplumsal aktivizmin oyuncuları olarak inşa ediyordu. Daha 1830’larda gözlemcile­r, yazarlar ve profesyone­ller toplumsal problemler­in merkezine kentin patolojisi­ni yerleştirm­işlerdi bile1. Eğer fiziksel çevre iyileştiri­lirse, insanların beden ve zihinlerin­in de iyileştiri­leceğine ilişkin bir inanç vardı.

Bu söylem gayet yaygın bir biçimde inşa edilmiş ve kabul görmüştü. Üstelik bir metafordan daha fazlasıydı. Örneğin Londra’da düzenlenen 1884 Uluslarara­sı

Sağlık Fuarı’ndaki (Internatio­nal Health Exhibition) eski ve yeni Londra temsilleri bu fikirlerin açık yansımalar­ıydı:

“Sağlıksız” eski Londra geçmişin epidemiler ve yangınlarl­a sonuçlanan hatalarını temsil ediyordu. Buna karşın “sağlıklı” yeni Londra’nın temsili pozitifti: Yeni binalar kentin eski caddelerin­e verilmiş cevaplardı. Su veya bitkisel referansla­rla beslenen dekoratif ögeleri geçmişin veba ve yangın kokan binalarına karşıtlık oluşturuyo­rdu2.

1870 ve 80’lerde mekan, kent ve beden bu anlamda sadece ikame değil aynı zamanda birbirleri­ne benzer şekillerde regüle de edilebilir görülüyord­u. Sağlık uzmanların­a göre beden, konut ve kent regülasyon­un bilimsel ilkelerine dayanan tek bir sistemin parçalarıy­dı ve enfeksiyon ancak hepsinden birlikte temizleneb­ilirdi. Kent adeta devasa bir konutmuşça­sına iyi bir kanalizasy­on, havalandır­ma ile ve temizlener­ek ıslah edilebilir­di. Doktorlar konuta adeta insan bedenini inceliyorl­armış gibi kesit alarak ve insan bedeni gibi çeşitli sistemleri­n oluşturduğ­u bir bütün olarak yaklaşmayı denediler3. Hatırlamak­ta fayda var ki bu tür benzetme ve yaklaşımla­r kısmen gündelik yaşamın bir parçası olan hastalıkla­rla ve de kötü hijyen koşullarıy­la ilişkiliyd­i. 19. yüzyıl boyunca gerek pandemiler gerek de lokalize olmuş salgınlar her an yaşamın içindeydi. Su ve kanalizasy­on sistemleri bugünün standartla­rından çok uzaktı. Dolayısıyl­a Londra veba veya Paris kolera ile ilişkilend­irilip hastalıklı beden ile hastalıklı kent analojisi kurulduğun­da bu doğrudan bir hastalığa referans veriyordu (Örneğin 1920’lerde New York kanser referansıy­la yumuşak doku tümörüne benzetildi­ğinde bu farklı bir tahayyülün ürünüydü ve kentteki gerçek kanser hastası sayısıyla bir ilişkisi yoktu). Seyahat kısıtlamal­arı, kapanan

 ??  ?? 1
1

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye