Çevik ve Yalın İnşaat Projelerinde BIM Kullanımı
Jıbid Bulğan, Elçin Filiz Taş ■ İnşaat sektörü ve bina üretim şekilleri her geçen gün değişmekte ve gelişmektedir. Günümüzde, inşaat endüstrisi, daha verimli bina üretimi ve insan gücü kullanımı için yeni yöntemler bulmaya çalışmaktadır. İşverenlerin daha yüksek kar/fayda baskısı ve sürekli artan inşaat maliyetleri, inşaat endüstrisini modası geçmiş yöntemleri bırakmaya ve geleneksel süreçlerin yerini alacak yeni yollar bulmaya zorluyor. İnşaat projelerinin hızla değişen koşulları göz önüne alındığında, projeleri hedeflenen program ve bütçe dahilinde tamamlama amacı, yalnızca geleneksel yaklaşımlar kullanıldığında genellikle başarısız oluyor (Howell ve Ballard, 1998). Bu durum, inşaat endüstrisi üzerinde mali ve verimlilik baskıları yaratıyor. Bu nedenle inşaat sektörünün etkisiz, verimsiz, parçalı ve savurgan yapısının üstesinden gelmek için yeni metodolojiler geliştirilmektedir. Bu yenilikçi metodolojiler israftan mümkün olduğunca kaçınmayı, işgücünü en verimli halde kullanmayı, müşteri isteklerine hızlı bir şekilde cevap verebilmeyi ve değişen teknolojilere ayak uydurabilmeyi hedefliyor. Son yıllarda popülerliği gittikçe artan Yalın Yönetim ve Çevik Yönetim metotları ve BIM teknolojisi de bu yönetim çeşitlerindeki yerini alıyor.
Yalın yönetim
1991’de Womack vd. tarafından sunulan yalın yönetim konsepti, köklerini Toyota’nın Üretim Sistemine bağlı olan ve ağırlıklı olarak otomotiv endüstrisinde kullanılan yöntemlerden alır (Picchi vd., 2004).
Fikrin başlangıcı daha verimli bir şekilde araba üretmek olsa da günümüzde inşaat sektörüne de uyarlanabilmektedir. Yalın yönetim, üretim süresince atıkları azaltarak, verimi arttırmayı amaçlar. Yalın atıklar; kusur, fazla üretim, bekleme, kullanılmayan yetenek, nakliye, envanter fazlası, fazla hareket, ekstra işlem şeklinde sıralanabilir. En basit haliyle yalın, bir iş sürecinin her aşamasında ve aynı zamanda israfı ortadan kaldırmak anlamına gelir. Değer katma işlevlerini olabildiğince etkin ve hızlı bir şekilde tamamlayarak müşteriye katma değer üretmek yalın yönetimin ana amaçlarından biridir (Tauriainen vd., 2016).
Yalın yönetimin beş ana adımı vardır: Bunlar değerli aktiviteleri tanımlamak, değer akısını tanımlamak, akış oluşturmak, çekme tipi üretim yapmak ve devamlı gelişime açık olmaktır (Kanbanize, 2020). İlk adım, değerli aktiviteleri tanımlamaktır. Değerli aktiviteler projeye faydalı tüm aktivitelerin bütünüdür. Değerli aktiviteler tanımlandıktan sonra bu aktivitelerin, hammaddeyi son ürüne dönüştürene kadar sıralaması yapılır. Buna değer akışı denir. Değer akışının sürekli olması yalın yönetimin en önemli adımlarından biri. Böylelikle, zaman kaybı, bekleme, fazla işlem ve kusurlu üretimler yüksek oranda azaltılabilir ya da engellenebilir. Çekme tipi üretim sayesinde stok tutulmaz, fireler engellenir ve tasarım üretim süresince değişirse buna kolayca ayak uydurulabilir. Stoksuz üretim sistemlerinde sadece ihtiyaç duyulan malzeme ihtiyaç duyulan anda üretim sistemine çağrılır. Yalın bir sistem sürekli gelişmeyi ve mükemmeliyetçiliği öngörür. Bütün bu sürecin merkezinde her zaman müşteri ihtiyaçları bulunur ve düzenli olarak müşterilerin memnuniyeti ve ihtiyaçlarının giderilip giderilmediği kontrol edilir (Kanbanize, 2020). Mükemmeliyet ve gelişme yolunda en faydalı aktiviteler geribildirim verme, iyi iletişim kanalları oluşturma ve şeffaflıktır. Bu aktivitelerin tümü yalın üretim sistemlerinde birbirlerini takip ederek sürekli gelişim, değer artırımı ve atıkların azaltılması amaçları ile devam eder.
Yalın yönetim felsefesini projelere uygulamak için çeşitli araçlar kullanmak gerekir. Bunlardan bazıları six sigma, last planner system, pull production’dır. İnşaat sektöründe en sık kullanılan araçlardan biri ise Building Information Modelling (BIM) yazılımlarıdır. BIM inşaat süresince daha planlı iş yapılmasını sağladığı, iletişimi arttırdığı, tüm aktörlerin süreçten haberdar olmasını mümkün kıldığı ve değişikliklere hızlıca tepki gösterebildiği için yapım sırasında yalın yönetimin tanımladığı atıkların azaltılmasına ve daha az eforla daha fazla verim elde edilmesine imkan tanır.
Çevik yönetim
12 maddeden oluşan çevik manifesto Beck vd. tarafından 2001 yılında hazırlanmış ve çevik yönetimin temellerini atmıştır. En temel amaçları, değişen gereksinimlere sürekli cevap verebilmek, işveren ve proje ekibinin arasında devamlı ve verimli iletişim sağlayabilmek ve düzenli olarak kendilerini geliştirmeye çalışmaktır. Çalışan motivasyonuna özen gösteren çevik yönetim, motive olmuş bireyler etrafında projeler oluşturmayı, onlara ihtiyaç duydukları desteği vermeyi ve işi tamamlamaları için onlara güvenmeyi hedefler. Basitlik esastır, kullanılmayan iş gücünden, boşa harcanan zamandan mümkün olduğunca arınmaya çalışır (Beck vd., 2001).
Yazılım sektöründe yaratılmış bir yönetim şekli, başta inşaat sektörüne uyarlaması zor gözükse de, çevik felsefenin çoğu inşaat sektörüne uygulanabilir. Burger’ın belirttiği gibi, “İlk bakışta çevik proje yönetimi ve inşaat yönetimi tuhaf bir çift gibi görünebilir. Sonuçta, yazılım endüstrisinde başlayan çevik gelişme, teslimatları sürekli olarak kontrol etme ve pazardaki değişikliklere uyarlama etrafında şekilleniyordu” (Burger, 2017). Ancak çevik yönetimin dört ana prensibi incelendiğinde aslında bu prensiplerin inşaata uygun olduğu / uyarlanabildiği görülür. Çevik yönetim; süreçler ve araçlardan ziyade bireyler ve etkileşimlere, kapsamlı dokümantasyondan ziyade çalışan sisteme, sözleşme pazarlıklarından ziyade müşteri ile işbirliğine, plana bağlı kalmaktan ziyade değişime uyum göstermeye değer verir (Beck vd., 2001).
Çevik yönetim, proje süresince esnekliği artırmak için; inşaat sektörü de dahil olmak üzere diğer pek çok sektör tarafından benimsenmiştir. Peki, tüm bu prensipler inşaat dünyasına nasıl yansıtılabilir? Çevik yönetim sistemdeki bireyleri -projede görev alan aktörlerden, ürünü teslim alan müşterilere kadar- her şeyden önde tutar. Bir inşaatta kullanılan teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, takımdaki bireyler bu teknolojiyi en iyi şekilde kullanmayı bilmiyorsa, sistem işlemez. Bir grup her zaman en zayıf elemanı kadar güçlüdür. Eğer çalışanlarınız çevik bir düşünce yapısına sahip değilse, ortaya çıkacak bir değişiklikte ya da problemde, projenin zarar görmeden devamı zorlaşacaktır. Projede çalışanlar değişiklikten korkmamalı, değişiklikler karsısında çevik tepkiler vermeyi bilmelidir. Bireylerin aralarındaki iletişim ne kadar iyiyse problem o kadar erken farkedilecek ve o kadar hızlı aksiyon alınacaktır. Zaten problemler ne kadar hızlı çözülürse proje o kadar az etkilenecek, bu nedenle de sözleşmesel ya da hukuksal yaptırımları devreye sokmaya gerek kalmayacaktır.
BIM kullanım örnekleri
Yalın ve Çevik Yönetim uygulanırken kullanılan çeşitli araçlar ve yöntemler bulunmaktadır. İnşaat sektöründe bu araçlardan en çok kullanılanlarından biri ise BIM. Bu kadar yaygın olmasının bir nedeni de, bina yaşam döngüsünün birçok aşamasında kullanılabilmesi
ve farklı disiplinlerdeki aktörleri aynı platformda buluşturabilmesidir. BIM’in yalın yönetimde kullanılması sadece müşterinin projeye katılımını arttırmakla kalmaz, aynı zamanda tasarım çalışmasının içeriğinin görselleştirilmesine ve verimsiz tasarım görevlerinin tespitine ve kaldırılmasına da olanak tanır (Tauriainen vd., 2016). Eastman’a (2008) göre, projelerde BIM’in etkin kullanımı tasarımı geliştirebilir, inşa edilebilirliği artırabilir, projenin daha hızlı tamamlanmasını ve hem iş sahibi hem de proje ekibi için zamandan ve paradan tasarruf edilmesini sağlayabilir. BIM kullanımının inşaat verimliliğini artırdığı, projeye daha fazla çalışan katılımı sağladığı ve beklenmedik durumları azalttığı söylenebilir.
BIM, bir binanın tüm fiziksel özelliklerinin ve yaşam döngüsü ile ilgili bilgilerinin, mimari mühendislik-inşaat endüstrisindeki parametrik 3B bilgisayar destekli tasarım (CAD) teknolojileri kullanılarak yansıtıldığı dijital bir görsel temsili olarak tanımlanmıştır (Manning ve Messner, 2008). Yapı Bilgi Modellemesi (BIM), eşzamanlı mühendisliğe izin veren ve tüm katılımcıların aynı platformda çalışmasını sağlayan bir araçtır. BIM bir süreçtir ve bina yaşam döngüsü verilerini oluşturmanın, kullanmanın ve paylaşmanın temelde farklı bir yoludur. BIM’in dünya çapında kullanımı diğer yalın inşaat araçlarından daha fazladır.
Geleneksel sistemlerde, bina üretim sürecinde görev alan aktörlerin birarada çalışması çok da alışılageldik bir sistem değil. Bir grup üzerine düşen görevi tamamladıktan sonra işi bir diğerine aktarır ve projeden çekilir. Örneğin, tasarım bitmeden yapım başlamaz, yüklenici tasarım sürecine katılmaz. Günümüzde, katılımcıları birlikte çalıştırabilmek hem yalın hem çevik inşaatın ana amaçlarından biri. Aralardaki gereksiz bekleme sürelerinin minimuma indirilmesi yalın prensiplerin; aktörler arasındaki iletişim nedeniyle problemlerin en erken zamanda ve en kısa sürede çözümlerinin bulunması ise çevik prensiplerin bir parçası.
BIM, tüm aktörlerden topladığı ortak bir bilgi kaynağına güvenerek ve çakışma kontrolünü etkinleştirerek tasarım çatışmalarını büyük ölçüde azaltıyor. Binanın daha iyi görselleştirilmesini ve işlevin değerlendirilmesini sağlıyor. İnşaat sektörüne sunduğu diğer iyileştirmeler arasında; daha kolay tasarım alternatifleri, bilginin daha iyi korunması, tek bir sisteme güvenme, tasarım modeli bütünlüğü ve aktif çakışma tespiti sayılabilir. Tasarım gereksinimlerinin tanımlanması ve ilgili kişilerin bilgilendirilmesi de daha kolay hale geldi. Bilgi akışlarını eski sistemlere göre oldukça iyileştirdi. Çekme üretiminin azaltılmış döngü süresinin bir sonucu olarak, kavramsal tasarım aşaması genişletildi. BIM, iş süreçlerini değiştirmeyi ve israfın çoğunu ortadan kaldırmayı başardı (Eastman vd., 2011).
Yukarıda listelenen ve BIM’in inşaat sektörüne yaptığı tüm katkılar aslında yalın ve çevik yönetim prensipleri ile birebir örtüşüyor. Daha iyi tanımlanan süreçler, anında haberdar edilen paydaşlar, çakışmaların eforsuz bir şekilde tespit edilmesi, düzenli bilgi paylaşımı, çekme üretim mantığı ile tasarım yapılması ve bina üretilmesi, çevik ve yalın prensiplerin beklentilerini karşılıyor. Ancak çevik yönetimin bize öğrettiği ve asla unutulmaması gereken şu ki, BIM sistemleri ne kadar gelişmiş olursa olsun, eğer takım elemanlarınız bu sistemleri tüm verimi ile kullanamıyorsa ya da müşteri bu sistemi takip edemiyorsa amaçlarınıza tam olarak ulaşamazsınız. Günün sonunda teknolojiyi yöneten yine kullanıcılardır.
BIM teknolojisi, yalnızca inşaat projelerini daha verimli yönetmenin yanısıra, diğer ek faydaları biraraya getiren yeni bir inşaat yaklaşımı olarak önemli bir rol oynamakta. Sadece proje aşamalarında değil proje sonrasında da data toplamak için çok elverişli bir sistem olması dolayısıyla, sonraki bina üretim projeleri için değerli bilgiler barındırıyor. Böylelikle zaman kısıtlaması olan inşaat projeleri kendilerinden önceki projelerin BIM verilerine bakarak daha hızlı bir şekilde organize olabilir ve önceki projelerden ders alabilir (Tomek ve Kalinichuk, 2015).
İnşaat projelerinde yalın ve çevik gibi yeni yönetim şekillerine başvururken bu anlayışları bütünüyle projelere entegre etmek zor olabilir. Bu durumlarda yalın ve çevik yönetim sistemlerinin bazı prensipleri seçilerek başlanabilir. Düzgün bir şekilde uygulandığında, en temel
BIM uygulamalarının bile yalın inşaat amaçlarını destekleyebileceği tartışılabilir. Mesela projenin tüm adımlarında değil de bazı aşamalarında BIM kullanılmaya başlanabilir. Günümüzde BIM’in en sık kullanıldığı proje aşaması tasarım ve inşaat adımları olsa da BIM binaların bakım ve yıkım aşmalarında da kullanılabilir.
Bakım sürecinde BIM’in uygulanması, tüm tesisin kapsamlı bir analizine izin veren sanal bir ortam yaratabilir. Bu işletmenin çok daha detaylı yönetilmesine imkan verecektir. BIM’in yalın düşünme ile entegrasyonu, sürecin tamamlanmasına odaklanmayı, süreç şeffaflığını artırmayı ve değer katmayan faaliyetlerin sayısını azaltmayı sağlar (Shou vd., 2014). BIM, bakım sürecinde olduğu kadar yıkım sürecinde de kullanışlıdır. Yıkım sürecinin ve bina envanterinin en verimli şekilde nasıl planlanacağı konusunda sistematik ve sürdürülebilir bir model sunar. Bu aşamada, gelişen tarama teknolojisi ve üçboyutlu tasarım olanakları göz önüne alındığında, BIM uygulamaları problemin çözümüne önemli bir katkı sağlayabilir (Marzouk vd., 2019).
Oxford Üniversitesi - Blavatnik Kamu Bilimleri Fakültesi
BIM kullanımı birkaç örnekle açıklamak gerekirse; ilk olarak Stirling Ödülü’ne aday olan Oxford Üniversitesi yeni Blavatnik Kamu Bilimleri Fakültesi gösterilebilir. Bu bina alışılagelmiş formların dışında bir geometriye sahip olduğu için normal bir projeden daha fazla koordinasyon gerektirmekteydi. Bu 55 milyon sterlin değerinde karmaşık bir proje olmasına rağmen, Oxford Üniversitesi tarafından tam bir BIM protokolü oluşturulmamıştı. Ana yüklenici Laing O’Rourke, projenin karmaşıklığı nedeniyle ve şirketin kendi teslimatını iyileştirme sürecinin bir parçası olarak, Oxford Üniversitesi ile istişare ederek BIM unsurlarını uygulama kararını verdi. Projenin dijital proje mühendisi olan John Revelle, “Müşteri yalnızca BIM hakkında genel bir fikre sahipti, ancak özel istekleri yoktu” diyor (Ravenscroft, 2016). BIM’in inşaat sektöründe çok gerekli ve faydalı bir araç olduğu birçok kez kanıtlanmış olsa da, İngiltere’de bile 4 sene öncesine kadar kullanımının bir zorunluluk olarak görülmemesi inşaat sektörünün yenilikleri ne kadar zor kabul ettiğine bir işaret olabilir.
BIM her projede, proje ihtiyaçları doğrultusunda kullanılıyor. Oxford Üniversitesi projesinin ihtiyaçları kapsamında, tasarım aşamasının koordinasyonu için mimarlar Herzog & de Meuron’un da dahil olduğu tasarım ekibi, yükleniciye Laing O’Rourke’nin geliştirdiği temel bir BIM modeli sağladı. Yüklenici daha sonra, bina kullanımı sırasında işletme yönetimine faydalı olabilmesi için BIM modeline ekstra ayrıntı ve veri ekledi (Ravenscroft, 2016). Böylelikle tüm proje tek bir BIM modeli üzerinden ilerleyebildi. BIM kullanımı
farklı gruplardan gelen profesyonelleri tek bir platformda birleştirdiği için birlikte çalışmayı da kolaylaştırmakla kalmamakta binanın tüm yaşam döngüsü için güvenilir bilgi sağlamaktadır. Eğer BIM projesi her ekip tarafından binanın yaşam döngüsü süresince özenle kullanılırsa, binanın tarihini anlatan bir belgesel gibi bile görülebilir.
Oxford Üniversitesi - Blavatnik Kamu Bilimleri Fakültesi eşsiz geometrisinin yanısıra, mimarın monolitik beton kullanma arzusunu karşılamak, mekanik ve elektrik hizmetlerini doğru bir şekilde kurmak için BIM kullanımı gerekliydi, çünkü elektrik kablolama sisteminin tümü döküm betonun içinde kalacaktı. İlk seferde tüm elektromekanik sistemlerin konumlandırılmasının doğru olması çok önemliydi. İhtiyaç duyulan doğruluk düzeyine ulaşmak için, M&E mühendisi Crown House Technologies beton içerisinde kalacak tüm sistemleri dijital olarak modelledi. BIM kullanımı, iş tekrarını azalttı ve teknik uygunluğun kesinliğini sağladı (Ravenscroft, 2016).
Paramount Hotels & Resorts DAMAC Towers
Özellikle çok fazla paydaş, sistem ve çalışanın olduğu mega projelerde BIM kullanımı çok büyük önem taşıyor. İkinci örneğimiz; BIMES tarafından hizmet verilen, Paramount Hotels & Resorts’a ait DAMAC Towers Dubai’nin şık Burj bölgesinin kalbinde yer alan bir otel ve konut kompleksi. Üç kulede yaklaşık 1.200 lüks servisli süitten oluşan bu dört kuleli projenin dördüncü kulesi, dünyanın ilk Paramount Oteli’ni barındırıyor. Kulelerin her biri, zeminde çok katlı bir plaza ile birleşerek 250 m’den fazla yüksekliğe ulaşıyor (BIMES, 2015).
BIMES, çok erken aşamalarda bu projenin BIM danışmanı olarak işe alındı ve ekibe proje boyunca birçok görevde yardımcı oldu. Nihai görev projeyi desteklemek olduğundan, ihtiyaç duyulduğunda tüm paydaşlara destek sağladı. Projenin önemi göz önüne alındığında, DAMAC, inşaat sırasında projede BIM’i uygulamaya karar verdi. Projede BIM; yapısal, mimari, HVAC +, yangın, mekansal koordinasyon, envanter, metraj ve site ekibini yönetme/ denetleme alanlarında kullanıldı. İşverenler tarafından BIM kullanmanın ana faydaları “dokümantasyon denetiminin kolaylığı, bütünsel mekansal koordinasyon sağlama, hammadde miktarı doğrulama ve görsel geribildirim gerektiren birçok görev hakkında kararlar alma” olarak özetleniyor (BIMES, 2015).
Geleneksel projelerde birçok ayrı proje çizilmesi gerekirken, tek bir BIM modeli bizlere binanın her yerinden ayrı bilgi sağlıyor. Binada bulunan tüm sistemler farklı renk kodları ile belirleniyor ve sistemleri birarada görmek için birkaç dosyaya ihtiyaç duyulmuyor. Sadece dosya sayısını azaltabilmek bile yalın anlayışa hizmet ediyorken bunun yanısıra süreden ve iş gücünden de kar ediliyor, hata yapma ihtimali ve iş tekrarı azaltılıyor. BIM sayesinde çakıştırılan mekanik, elektrik, tesisat, statik ve mimari projeleri üstüste görebiliyoruz. Bu, projeyi bütünleşik olarak tek arayüzde görmeyi ve böylelikle uyumsuz durumları daha kolay farketmeyi sağlıyor.
İTÜ doktora programı kapsamında,
Taş vd. tarafından 1996-2020 arasında yayınlanmış 312 makalenin taranarak, bina yaşam döngüsünün tüm aşamalarında (fikrin bulunması, tasarım, planlama, inşa, bakım, yeniden kullanma ve tamir, yıkım ve geridönüştürme) yalın ve çevik prensiplerin ve bu prensipler doğrultusunda kullanılan araçların incelendiği çalışma; BIM’in, yalın ve çevik yönetim tarzlarının inşaata entegre edilmesinden çok önce kullanıldığını, doğrudan çevik veya yalın bir araç olmadığını ancak inşaat sürecini optimize ettiğinden, otomatik olarak yalın ve çevik yönetim prensiplerine hizmet ettiğini ortaya koyuyor. Genel olarak bakıldığında, projelerin planlanmasından, işgücü dağılımına, müşterilere 3B (hatta günümüzde zaman ve bütçenin eklendiği 5B) sunumlardan, yıkım sırasında faydalı malzemelerin belirlenmesine, şantiye sırasında risklerin belirlenmesinden, zaman kayıplarının engellenmesine
BIM teknolojisi inşaat sektörünü ileriye taşımaktadır. Bunu yaparken sadece verimi ve kazancı arttırmamakta yalın ve çevik yönetim prensiplerini karşılayarak, atıkların azalmasını, verimin artmasını, problemlere tepki sürelerinin azaltılmasını, aktörler arası iletişimin artmasını sağlar (Taş vd., 2020). Genellikle yalın ve çevik gibi yeni yönetim anlayışlarını kullanmanın en zor taraflarından biri onları varolan sistemlere uyarlamaktaki zorluklardır. Ancak BIM teknolojileri bunu çok kolaylaştırmakta, hatta farkına bile varmadan daha yalın daha çevik ve daha sürdürülebilir projeler üretmemize imkan vermektedir.
■ Jıbid Bulğan, Doktora Adayı, İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi. Elçin Filiz Taş, Prof.Dr., İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi.
Kaynaklar:
Beck, K., Beedle, M., Van Bennekum, A., Cockburn,
A., Cunningham, W., Fowler, M., Jeffries, R. vd., Agile Manifesto, 2001: [http://www.agilemanifesto.org] Son erişim: 1.10.2020.
BIMES, DAMAC Towers By Paramount, 2015: [https:// www.bimes.com/projects] Son erişim: 15.10.2020. Burger, R., “Learn About Agile Construction Management”, The Balance, 16 Ekim 2017: [https:// www.thebalance.com/what-is- agile-constructionmanagement-845374].
Eastman, C.; Teicholz, P.; Sacks, R.; Liston, K., BIM Handbook: A Guide to Building Information Modeling for Owners, Managers, Designers, Engineers, and Contractors (2. Baskı), John Wiley & Sons Inc., Hoboken, New Jersey, 2011.
Howell, G., Ballard, G., Implementing Lean Construction: Understanding and Action. Proceedings of the 6th Annual Conference of the International Group for Lean Construction, The International Group for Lean Construction, Guaruja, 1998.
Kanbanize, “Lean Project Management”, 2020: [https:// kanbanize.com/lean-project-management] Son erişim: 1.11.2020.
Manning, R., Messner, J., “Case studies in BIM implementation for programming of healthcare facilities”, Electronic Journal of Information Technology in Construction, 13, 2008, s. 446- 457.
Marzouk, M., Elmaraghy, A., Voordijk, H., “Lean Deconstruction Approach for Buildings Demolition Processes Using BIM”, Lean Construction Journal, 2019, s. 147-173.
Picchi, F.A., Granja, A.D., “Construction sites: using lean principles to seek broader implementations”,
Proceedings of the 12th Annual Conference of the International Group for Lean Construction (IGLC-12), Helsingør, Danimarka, Ağustos 2004, s. 3-6. Ravenscroft, T., “Case Study: BIM At The Blavatnik”,
BIMing Argentina, 2016: [https://bimingargentina. wordpress.com/2016/08/18/case-study-bim-at theblavatnik/] Son erişim: 15.10.2020.
Shou, W., Wang, X., Wang, J., Hou, L., Truijens, M., “Integration of BIM and lean concepts to improve maintenance efficiency: A case study”, Computing in Civil and Building Engineering, 2014, s. 373-380. Tauriainen, M., Marttinen, P.; Dave, B., Koskela,
L., “The effects of BIM and lean construction on design management practices”, Creative Construction Conference 2016, CCC 2016, 25-28 Haziran 2016,
Procedia Engineering 164, 2016, s. 567-574.
Taş, E.F., Bulğan, J., Turkyılmaz, A.H., Bozdemir, S., Akarcalı, G.Z., Akin, F.D., Şimşek, E., Kızılkaya, Ş.B., “An Assesment of Lean and Agile Principles in Buildıng Life Cycle Phases”, 6th International Project and Construction Management Conference (IPCMC2020), İstanbul Teknik Üniversitesi, 12-14 Kasım 2020, İstanbul.
Tomek, R., Kalinichuk, S., “Agile PM and BIM:
A hybrid scheduling approach for a technological construction project”, Creative Construction Conference 2015 (CCC2015), Procedia Engineering, 123, 2015, s. 557- 564.