Açık Kaynak (l)
Murat Germen ■ AÇIK KAYNAK havuzu oluşturabilmek için, devlet tarafından üretilen resmi kayıtlara ve belgelere alternatif olarak bireyler tarafından kendi inisiyatifleri ile üretilen sivil BİLGİ ve belge ARŞİVleri zaruri. Bunları biraraya getirmek için MÜŞTEREKLİKten beslenen bağımsız bir AĞ oluşturmak kaçınılmaz görünüyor. Bağımsız ağlar ile oluşturulan KOLEKTİVİZM zemini ise HAFIZA, GELENEK, KÜLTÜREL MİRAS mefhumlarının çoğulcu bir şekilde KORU(n)MAsı ve KAMU YARARIna ORTAK ÜRETİM yapılabilmesi için gerekiyor. TOPLUMSAL ADALETi
hedeflemesi gereken bu ağların SÜRDÜRÜLEBİLİRliğini sağlayabilmek üzere İŞBİRLİĞİ esaslı DAYANIŞMA,
dayanışmanın ikna edici ve etkin olabilmesi için de AKTİVİZM şart. ■
sürekliliğini garanti ettiği ve oluşumlarını harekete geçirdiği, açık+anlaşılır bir sistem üzerine araştırma/deney önerir. Bu sistem, stratejik ve performatif bir mekanizma olarak; biraraya getirici, ilişki kurucu olarak tanımladığımız müşterek mekanı; tanımlı ve tanımsız, statik ve dinamik öğelerin bir bütün olarak ilişkilendirildiği, kentle ağ kuracak şekilde kurgulandığı ortak zemini/ dünyayı oluşturur.
4.
Açık sistemde eylem: Buradaki açıklık 1960-70’lerdeki “esnek” mimarlık örneklerinden farklı olarak, ürünlerin hazır verilip ürün seçiminin bireye bırakıldığı bir tasarım olmaktan ziyade, kültür üretim mekanı olan kamusal alanı tanımlayıp, üzerinde oluşacak eylemlerin tetikleyicilerini belirledikten sonra, eylem kurgusunu bireye bırakmayı amaçlamaktadır. Çünkü bir eylemin başlattığı bir hikaye, bu eylemin doğurguları olan edim ve katlanmalardan oluşur. Bu doğurguların bir sınırı yoktur. Çünkü eylem, her reaksiyonun zincirleme tepki yarattığı ve her sürecin yeni süreçlere sebep olduğu bir ortamda geçer.
Bu tip bir plan üretim stratejisi, sistemin belirlediği yüzeylerin plandaki her bir katmanın değişen verilerine cevap vererek, çevresiyle birlikte değişeceği ve zaman içerisinde toplumla beraber evrimleşen bir kamusal alan kurgulanmasına yardımcı olur.
Dolayısıyla açık sistem, bir tasarım nesnesi olarak kendisine odaklanmak ve tasarımın kendisine ait özerk bir alanı vurgulamaktan öte, bu özerkliğin imkansızlığından hareketle kendisini her türlü müdahale ve kullanıma açarak, açık bir araştırmanın cereyan ettiği yer olmayı seçer; davetkar bir şablon olarak kendisini kontrolcü değil, tetikleyici konuma almayı yeğler. ■
Not:
Hannah Arendt, İnsanlık Durumu, çev.: Bahadır Sina Şener, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003.