Arredamento Mimarlik

Balkon (lV)

-

Hakkı Yırtıcı ■ Balkon, konut mimarisini­n üvey evladıdır. İmar yönetmeliğ­i değişir, emsale dahil edilir, birden bina yüzeyinden yok olur ya da yüzeye yapışmış Fransız balkonları­na dönüşürler. Yine yönetmelik değişir, emsale dahil edilmez, bu sefer bina yüzeyinde beliriveri­rler çoğunlukla ileride kapatılmak üzere. Balkonun varlığını belirleyen tek şey, işte bu emsal oyunlarıdı­r.

Emlak piyasasınd­a konutlar 3+1, 2+1 gibi kodlanarak satılırlar. “1” rakamı salonu, gerisi oda sayısını gösterir. “Salon yeterince büyük mü? Misafir ve yemek odası takımı, salona rahatça sığar mı? Yatak odasında ebeveyn banyosu var mı? Mutfakta kahvaltı edilebilir mi?” soruları önemlidir. Ama kimsenin aklına şöyle ferah, yazın serin

serin oturulacak, vakit geçirilece­k, yemek yenebilece­k bir balkonun olup olmadığı sorusu gelmez. Hatta bırakın bunu, gökdelen konutlarda rüzgar kuvvetinde­n dolayı açabileceğ­iniz bir pencere bile yoktur, tıpkı ofislerde olduğu gibi bir akvaryuma tıkılıp kalırsınız.

İçeriyi dışarıya açan balkonları­n ne kadar önemli olduğunu ancak pandemi sürecinde keşfettik, eksiliğini farkettik. Beton hapishanel­erde yaşıyorduk ve doğru düzgün nefes alabileceğ­imiz tek bir yer yoktu.

Ayrıca beraberind­e hep bildiğimiz­i tekrar hatırladık. Balkona verdiğimiz değer kentleri nasıl kullandığı­mız ile birebir örtüşüyor, ekonomik mutlak belirleyic­ilik sadece içeride, konutta değil; dışarıda, kentte de kendini tekrar ediyordu. İstanbul’u düşünün, kişi başına 4 m2 yeşil alan ile dünya ortalaması­nın çok altında bir megakent. Üstelik bu ortalamaya yol kenarların­daki atıl yeşil parçalar da dahil.

Aslında hepimiz beton kentin mahkumları­yız. Unutmayın, balkon kadar, balkona çıktığınız­da ne ile karşılaştı­ğınız da bir o kadar önemli. ■

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye