Yıkım (ll)
Murat Sönmez ■ Yıkım sözlük tanımı olarak yıkma eyleminin karşılığıdır. Kavramın diğer anlamlarının “Yok olmaya sebep olabilecek şey, büyük zarar ve felaket” olduğu söylenebilir. Yıkım kavramı genelde olumsuz anlamlar barındırsa da bu kavrama “yenilenmek” ve yenilik yapmanın kaçınılmaz hale geldiği “bilinçle bir eyleme geçiş” gibi anlamlar yüklemek mümkündür. Aslında yıkım sonrasında ister tamir etmeyi veya baştan yapmayı isterse de başka bir şey yapmayı barındırsa da sonucun yeni bir durum doğmasını kaçınılmaz kılan çeşitli eylemler ve üretimler barındırdığı söylenebilir. Bu kapsamda, yıkım kavramı bir uyanış ya da aydınlanma olarak da tarif edilebilir. Sıradan ve alışılagelmiş şeylerin farkedilmesi, varolan değerlerin kaçınılmaz biçimde değişmesi gerekliliğinin anlaşılması, yeni bir şeyin tasarlanabilmesine yönelik yeni yöntemlerin aranması isteğinin doğması bu aydınlanmanın özünü oluşturur. Bu anlamları ile “yıkım”ın; yeni yolların, anlamların, zamanların, kişilerin, düşüncelerin, değerlerin olduğuna yönelik bir yola çıkma anını tanımladığı söylenebilir. Bu nedenle de “yıkım” aslında bir eyleme geçiştir.
Yıkım kavramı mimarlıkta, mimarın kendini, toplumu ve mimarlığın kendi iç yapısını anlama sürecinin başlatıcısı olarak tarif etmek mümkündür. Mimarın, bir taraftan gündelik hayatı oluşturan her katmanın içinde süregelen tutum, yönelim, yöntem ve tahakkümleri keşfetmesi öte taraftan sonuçta bunları göz ardı etmeye varacak bir bilinçlilik haline ulaşması veya böylesi bir bilinçliliğe adım atması yıkım kavramının mimari içeriğini oluşturur. Mimar için, yıkım, Platon’un mağara benzetmesinde mağara içindeki mahkumlardan biri gibi, akıl ve bilgiyi keşfederek mağara dışına çıkmayı başarmanın ve asıl olanla tanışılmasının aracı veya süreci olabilir. Diğer bir ifade ile mimar için yıkım, Pierre Bourdieu’nün sosyolojik yaklaşımı ve toplum okuması bağlamında, tahakkümlerin işlemez hale getirilmesi için bir önşarttır. Mimar yıkımın oluşturduğu yüzyüze gelme anlarında, hem toplumsal koşulların hem de süregiden mimari düşünce ve uygulamaların veya dayatmalarının dışına çıkabilir. Bu nedenlerle, yıkım sıradanlaşan, arayışı olmayan, yeniliğe izin vermeyen ve tekrarın güven veren alanın ötesine gidebilme isteğinin doğmasına aracılık eden bir sürecin tanımı ve bu süreç içinde aydınlanmalara yol açan eylemlerin bütünüdür. Tüm bu anlamlar bağlamında yıkım aslında bir özgürleşme ve yeniden varlığa gelme sürecidir. ■