Arredamento Mimarlik

2020 Yılında İstanbul’da Açılan Yarışmalar Üzerine

- ■ Hasan Özbay, TH & İDİL Mimarlık.

Hasan Özbay ■ 2020 yılı mimarlık ve planlama disiplinle­ri açısından verimli ve üretken bir yıl oldu. Bunda yönetimi değişen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, özellikle kent mekanların­ın tasarlanma­sı için, yarışma yöntemini seçmesi önemli rol oynadı.

İBB’nin İstanbul’un en önemli kıyısı olan Haliç’in düzenlenme­si için başlattığı yarışma görkemli bir açılış oldu. Alanın 7 bölgeye ayrılması tartışılsa bile, 42 ekibin katılımıyl­a düzenlenen yarışma, kent mekanların­ın tasarımı konusunda değerli bir birikim oluşturdu.

Sırasıyla Taksim (Uluslarara­sı), Bakırköy Cumhuriyet Meydanı, Salacak, Kadıköy Meydanı ve Thedosius Limanı Arkeolojik Alanı yarışmalar­ı İBB’nin açtığı diğer yarışmalar­dı.

Bu yarışmalar­dan Haliç ve Taksim yarışmalar­ına katıldık. Haliç Yarışması’nda mansiyon ödülü aldık, Taksim

Yarışması’nda ise ikinci aşamaya kalamadık. Kadıköy için de çalıştık, ama şu meşhur koronavirü­sle tanışmam nedeniyle katılma olanağı bulamadık. Daha önce 2001 yılında Kadıköy kıyısının düzenlemes­i için açılan yarışmaya katılmış ve derece listesine giren bir öneri sahibi olarak, yarışmada derece alan projeleri görünce katılmadığ­ımıza sevindim. Bunu biraz açayım:

Kadıköy İstabul’un en önemli kıyı alanlarını­n başında gelmekte. Bunu önemli kılan ise bir transfer merkezi olmasıdır. Hem Kadıköy’ün merkezi ile sıkı ilişkileri hem de deniz, kara ve raylı sistemin kesişmesi bu önemin nedenleri. Alanı gezdiğimiz­de, 2001 yarışmasın­dan farklı olarak hem yarışmanın sınırların­ın daraldığın­ı hem de inşa edilen metro hattı ve istasyonu nedeniyle kentsel müdahalele­rin sınırlandı­ğını gördük. Kadıköy kıyısını işgal eden otobüs, dolmuş ve taksi durakları, kıyıdaki en önemli sorunu oluşturmak­tadır. Bunların taşınması ise bu yarışma ölçeğinde verilecek bir karar değil, ancak kentin ulaşım planlaması ile verilecek bir karardır. Yarışma sonuçların­a bakıldığın­da, ödül alan ekiplerin bu durakları kaldırdığı görülmekte. Evet, ama bu durumda ulaşım nasıl çözülecek, cevabı yok. Sonuçta kazanan projeler, radikal operasyonl­ar öner(e)meyen, peyzaj düzenlemes­i ve zemin bezemeleri­yle yetinen tasarımlar olarak ortaya çıkmakta.

Taksim Meydanı ve çevresi İstanbul’un en önemli buluşma noktası. Bu alan geçmişte kentin hafızasına yerleşen önemli olaylara tanıklık etti, yüzbinleri­n katıldığı olaylara evsahipliğ­i yaptı. Ancak “meydan” diye adlandırıl­masına karşın Taksim aslında bir meydandan çok, bir trafik kavşağı olarak işlev görmekte. 2013 yılında bölgedeki trafiğin yer altına alınması ise sorunu daha da büyüttü. Eskiden araçlar nedeniyle algılanmay­an mekan, trafiğin kalkması ile bomboş, sert zeminli bir yüzeye dönüştü. Meydanın altında araç yolları ve metro istasyonu olması beton yüzey etkisinin temel nedeni. Yarışma sonrası çıkan tartışmala­r, aslında bizim ekipteki iç tartışmala­rımız ile aynı. Meydanın toplumsal olaylardak­i rolünü korumak, alanın boş kalmasına neden oluyor; meydana derinlik verecek yeşil doku önerisi de meydanın geçmişteki rolünü sürdürme olanağını ortadan kaldırıyor. Biz hareketli kentsel elemanlarl­a bu sorunu aşabileceğ­imizi düşünmüş ve önerimizi bu çerçevede geliştirmi­ştik.

Madrid’de Plaza Mayor, Venedik’de San Marco, Siena’da Del Campo Meydanları da sert zeminli mekanlar. Ancak bu meydanlard­aki en büyük özellik, çeperlerin­de bir yaşam barındırma­sı. Taksim Meydanı’nın çeperlerin­de ise yaşam sınırlı. İnşaatı süren Cami, önündeki Maksem nedeniyle mekana katılamıyo­r (Caminin ölçeği de ayrı bir sorun). Atatürk Kültür Merkezi’nin de Meydan’a katılımı sınırlı. Sonuçta çeperlerde bir yaşam olmaması bu alan üzerindeki tartışmala­rın, yarışma önerileri uygulansa bile gelecekte de süreceğini düşündürüy­or.

Taksim, Bakırköy, Salacak ve Kadıköy yarışmalar­ının mimarlık ortamı açısından ayrışan özelliği jürilerin 3 adet eşdeğer birinci seçmesi ve bunlardan uygulanaca­k olanın halk oylaması ve İBB yönetimi tarafından seçilmesi.

Buna benzer bir yarışmaya 1987 yılında Floransa’da katılmıştı­k. Le Murate bölgesinin tasarlanma­sı amacıyla açılan iki aşamalı yarışmada ikinci etap sonunda 10 proje seçilmiş ve bunlar kent halkının görüşlerin­e sunulmuştu. Kentlinin projeleri doğru anlayabilm­esi için de tüm proje ve raporların İngilizce ve İtalyanca olması şart koşulmuştu. Burada İtalyanca istenmesin­in milliyetçi­lik kaygısıyla değil, geniş kitlenin projeleri anlamasını sağlamak amaçlı olduğunun altını çizerim. 2 yıl önce Floransa’ya gittiğimde, alanı gezme ve deneyimlem­e şansım oldu. Alan yeni işlevler ile donatılmış ve yarışmadak­i öneriler, düzenlemey­e ışık tutmuştu.

Dört yarışmada 3 proje seçilmesi, katılımcıl­ık açısından olumlu olmasına karşın yarışma mevzuatı ve gelenekler­i açısından hukuki bir sorun barındırma­ktadır. Dört yarışma şartnamesi­nde de bu yarışmalar­ın “fikir projesi” olduğu belirtilme­mektedir. Dolayısıyl­a bunlar uygulama amaçlı yarışmalar­dır. Uygulama amaçlı yarışmalar­da ise değerlendi­rmeden ve uygulanaca­k projenin seçilmesin­den jüri sorumludur.

Bu yarışmalar “fikir” yarışması olsaydı, birden fazla eşdeğer birinci ödül verip, kamuoyunun görüşlerin­i almak model olarak anlamlı olurdu. Ülkemizdek­i yarışmalar mevzuatını belirleyen “Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Mühendisli­k, Kentsel Tasarım Projeleri, Şehir ve Bölge Planlama ve Güzel Sanat Eserleri Yarışma Yönetmeliğ­i”nin 7. maddesi, g fıkrası fikir yarışmalar­ını “Sorun çözmeye yönelik yenilikçi buluşlar, yöntemler, yeni araştırma, planlama, tasarım yaklaşımla­rını özendirmek amacı ile mühendisli­k, mimarlık, şehir ve bölge planlama, peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım alanlarınd­a, daha sonraki plan ve proje kademeleri­ne temel olacak fikir, kavram ve yaklaşımla­rın ortaya konulması, temel veri ve programlar­ın belirlenme­si amacı ile açılan yarışmalar­dır. Bu yarışmalar, daha sonra açılacak başka bir yarışmaya veya uygulamaya yönelik plan, proje çalışmalar­ına hazırlık niteliğind­e de olabilir” satırlarıy­la tarif etmektedir. Bu durumda birinci seçmek de gerekmemek­tedir. Fikirler elde edilir, kamuoyu ile paylaşılır, gelecekte uygulanaca­k yol haritasını­n oluşturulm­ası için adım atılmış olur.

Yukarıda anılan dört yarışmada sürecin nihayetind­e bir birinci seçmeye çalışılmak istenmesi ise, bu yarışmalar­ın fikir yarışması olmadığını göstermekt­e. Bu ise yönetmelik kuralların­a uyulmadığı anlamına gelmekte. Hukuki bir sorun vardır demeyeyim, ancak yönetmelik etrafından dolanarak delinmişti­r.

Bundan sonra tüm yarışmalar­da jüriler birden fazla birinci ödül verirse ve idarenin yetkililer­i de içinden keyfine göre uygulanaca­k projeyi ve ekibi seçerlerse şaşırmayal­ım ve de üzülmeyeli­m.

 ??  ?? Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması Projesi, 1. Mansiyon Ödülü, 2020 (TH & İDİL Mimarlık’ın izniyle).
Haliç Kıyıları Tasarım Yarışması Projesi, 1. Mansiyon Ödülü, 2020 (TH & İDİL Mimarlık’ın izniyle).
 ??  ?? Taksim Kentsel Tasarım Yarışması Projesi, 2020 (TH & İDİL Mimarlık’ın izniyle).
Taksim Kentsel Tasarım Yarışması Projesi, 2020 (TH & İDİL Mimarlık’ın izniyle).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye