Yarışmalar: Kamusal Mekan Tasarımında Katılımcılık
Yakın tarihte kamusal mekanın tasarımı, kullanımı ve dönüşümü konuları gündemde önemli bir başlık oluşturdu. Tetikleyici etmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Taksim, Kadıköy, Salacak, Bakırköy gibi kentin
merkezi odaklarını tasarlamak amacıyla bir dizi yarışmanın açılmasıydı. Konu yoğun ilgi derledi. Jüri değerlendirmeleri ile finale kalan projeler halk oylamasına açıldı; coşkulu denebilecek kolokyumlarda tartışıldı. Bu süreçte eleştiriye en çok konu olan başlıklar arasında şartname esasları, müdahalenin ölçeği, katılım ve “seçmeme hakkı” gibi meseleler yer aldı.
Bu dosya katılımcılık iddiası olan yakın tarihli bu deneyimlerin ve dünyadan benzer iddiadaki eşdeğerlerinin, kentin biçimlenişinde karar alıcı pozisyonundaki aktörler ve “olağan” kentlilerce yeniden değerlendirilmesini amaçlıyor.
Yakın tarihte kamusal mekanın tasarımı, kullanımı ve dönüşümü konuları gündemde önemli bir başlık oluşturdu. Tetikleyici etmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Taksim, Kadıköy, Salacak, Bakırköy gibi kentin merkezi odaklarını tasarlamak amacıyla bir dizi yarışmanın açılmasıydı. Konu yoğun ilgi derledi. Jüri değerlendirmeleri ile finale kalan projeler halk oylamasına açıldı; coşkulu denebilecek kolokyumlarda tartışıldı. Bu süreçte eleştiriye en çok konu olan başlıklar arasında şartname esasları, müdahalenin ölçeği, katılım ve “seçmeme hakkı” gibi meseleler yer aldı. Bu dosya katılımcılık iddiası olan yakın tarihli bu deneyimlerin ve dünyadan benzer iddiadaki eşdeğerlerinin, kentin biçimlenişinde karar alıcı pozisyonundaki aktörler ve “olağan” kentlilerce yeniden değerlendirilmesini amaçlıyor.
Kamusal mekanın tasarlanması konusu yüzyıllar boyunca hiçbir yerde katılımcı bir siyasal tercih çerçevesinde ele alınmadı. Geçmişte mimarla karar verici otorite arasında yürütülen saydamlıktan uzak müzakere süreçlerinin egemenliğindeki bu alan yeni yeni dönüşüyor. Kentlinin, yani kamusal mekan kullanıcılarının tercihlerini dikkate alan bir yeniden tasarlama uygulaması çok güncel bir pratik. Kentlinin mimari anlamda mobilizasyonunu hedefleyen bu politik tercih kuşkusuz önemli bir demokratik açılım. Yarışmayı başat proje elde etme yöntemi olarak kullanmak da öyle. Ne var ki tüm olumluluklar gibi bu da artıları ve eksileri olan ve hepsinden önemlisi zor yönetilir bir süreç. Tüm demokratik süreçler gibi yarışma da sadece oy kullanmakla başlayıp biten bir beğeni beyanından ibaret değil. Konuyu son iki onyılda dünya genelinde yaygınlaşan demokrasilerin aşındırılması olgusu bağlamında da tartışmak gerekiyor. Seçiciler ister jüri üyeleri gibi uzman, ister oy kullanan kentli yurttaş kimliğini taşısınlar çok karmaşık bir sorumluluk üstleniyorlar. Hemen hiçbir yerde bunun kolayca üretilir bir sorumluluk kavrayışı olmadığı aşikar. Her seçme ediminde en bildik tehlike, çoğu zaman en mediokr olanın ve popüler imgeleme en hızlı eklemlenenlerin yeğlenmesi biçiminde somutlaşıyor. Demokrasileri aşındıran da bu belki. Ufuk açıcı olanı, geleceğin dünyasına işaret edenleri, zorlu tartışmalara yol açanları değil, kolay kabul görebilecek harcıalem nitelikleri tercih etmek gibi bir olasılık var. Bugünkü ortamda genel oylamaya çıkarılsaydı Paris’teki Beaubourg Merkezi tasarımının uygulanmak üzere seçilip seçilmeyeceği sorulması gereken bir sorudur. Seçme imkanı belli ki dünyayı cennet kılmanın garantili aracı değil. Bu Tema dosyası böylesi zor soruları sormak ve masaya yatırmak amacıyla biçimlendirildi.