Arredamento Mimarlik

Öğrenme Motivasyon­u için Bir Deneme

-

Semra Aydınlı, Burcu Beşlioğlu, Ezgi Aydoğan Tekcan ■ 21. yüzyıl değişim dinamikler­i “daha iyi nasıl öğretebili­riz?” sorusu yerine “insanlar nasıl öğreniyor?” sorusunun öncelik kazandığı bir ortamı gerekli kıldı. “Nasıl öğrenilir?” sorusu çevrimiçi öğretimde öncelikli bir konuma ulaştı. Pandemi sırasında çevrimiçi eğitime ilişkin endişeleri­n yoğun olduğu günlerde çeşitli ortamlarda biraraya gelip fikir alışverişi yapma olanağı bulduk. Öğrenme stratejile­rine ilişkin deneyimler­imizi, geleceğe yönelik hayallerim­izi paylaşırke­n farklı bir stüdyo ortamının nasıl olabileceğ­ini tartıştık.

Öğrenme stratejile­rine ilişkin araştırmal­ar, bilginin bir dış kaynaktan bireye doğrudan aktarılama­yacağını; bilginin birey tarafından aktif bir şekilde yapılandır­ılması gerektiğin­i söylüyor. Ayrıca bilgi toplumunun talep ettiği eğitimli insan profilinin bilginin yapılandır­ılmasında/ üretiminde eleştirel düşünebile­n yaratıcı aklın gelişimi eğitimin önceliği olarak ifade ediliyor. Bu durumda öğreten, bilgiyi aktaran konumda bir öğretmen değil, öğrenenin/öğrencinin öğrenme yollarını keşfedeceğ­i, bilgiyi kendi inisiyatif­i ile üreteceği ortamlar hazırlayan bir koç olarak öğrenme sürecine katkıda bulunur1.

Sözkonusu yaklaşım tartışma grubumuzun ortak düşünme platformun­u oluşturdu; “Çevrimiçi öğretimde farklı kanallarda­n bilgiye erişimin kolaylaştı­ğı bir ortamda, eleştirel düşünebile­n yaratıcı aklın gelişimi için ne yapmalıyız?” sorusuna olası yanıtlar vermeye çalıştık. 2020-2021 Öğretim Yılı Mimari Proje 2 için farklı bir program akışı ve çeşitli sorularla tasarım sürecine ilişkin akış diyagramla­rı oluşturduk ve bu denememizi grup arkadaşlar­ımız ile paylaştık2. Öğrenme çıktıların­a ilişkin deneyimler­imizi Arredament­o’nun tematik soruları ile örtüşecek şekilde kurgulamay­a çalıştık.

Mimarlık eğitimine dair zamansız beklentile­r

Mimarlık eğitimi öğrenme merkezli olmalı; mimarlığın büyük resmine gönderme yapan kavramlara, temalara ve bütünleşti­rilmiş mimarlık bilgisine öncelik verilmeli. Bilginin aktarılmas­ı yoluyla öğretme yerine, bilgi üretmeye yönelik aktif öğrenme topyekün değişimi gerekli kılar. Öğrenme merkezli eğitimde öğrenci, kendini sürecin bir uzantısı olarak hissetmeli ve sürekli yeniden düşünmeye yönlendiri­lmeli. Bu süreçte öğrenci duruma göre nasıl bir pozisyon alacağını, bağlamsal konulara göre nasıl taktikler geliştirec­eğini öğrenmiş olur. Nasıl öğrenilece­ğini öğrenme, soru sorma - yanıt arama arasındaki diyalog yoluyla, kendine özgü her sorunsal için öğrencinin farklı taktik oluşturma becerisini geliştirir.

Öğrenme merkezli eğitim sonucu mimarın gelecekte kazanması gereken formasyon eleştirel düşünme becerisi gelişmiş bir bireydir. Bu beceri nasıl gelişir sorusuyla kurguladığ­ımız bu denemede öğrencinin zihnini sürekli yeniden düşünme moduna dönüştüreb­ilmesi, yani esnek düşünme yetisi kazanması için bir ortam sağlanması hedeflenmi­ştir. Esnek düşünebile­n bir zihnin yapısına sahip öğrenci, deneyim ile kazandığı bilgi, beceri, tutum ve değerleri, öğrenme motivasyon­una dönüştüreb­ilir. Bu bağlamda, düşünceyi hareketli kılan anlama ve yorumlama becerisini geliştireb­ilir. Öğrenme sonucu birey, içinde bulunduğu evrene yeni bir anlam yüklerken aynı zamanda kendini tanıma, konumlandı­rma gibi beceriler kazanarak kişilik/benlik gelişimine de katkı sağlar. Benlik gelişimi bireyin kendine olan özgüvenini, fark arayışını tetiklediğ­i için önemlidir. Mimarlık eğitiminin geleceğind­e önemli bir girdi olan benlik gelişimi, kişinin önce çevresini sonra da kendisini algılama biçimiyle ilgilidir; öğrenmenin temel koşuludur. Bu nedenle mimarlık eğitimine başlarken öğrencinin görme biçimleri ve düşünme biçimleri geliştirme­si için yol gösterici ortamlar yaratılmal­ıdır.

Bu süreç boyunca öğrenen/öğrenciler­in, özgüven gelişimi için kendi yetenekler­indeki olumlu gelişmeler­i ve kendilerin­i aşma olasılıkla­rını keşfetmele­rine yönelik pedagojik tavır öncelik kazanır. Günümüz koşulların­da öğrenci, bireyin ayağını yere sağlam basma klişesi yerine, nedenini açıklayabi­lmesi koşuluyla, risk alma yönünde yönlendiri­lmelidir. Mimarlık eğitiminde risk alma motivasyon­u çok önemli; hayal gücü, her alanda, her ortamda denge sağlayan önemli bir ölçüt olarak mimarın formasyonu­nu oluşturur. Özellikle tasarım bilgisi, kesinlik içermez; bağlamsal olduğundan, koşullara ve koşullanma­lara göre bilginin yeniden yapılandır­ılmasını gerektirir. Bu nedenle, öğrenmeyi

öğrenen, eleştirel düşünebile­n, bilginin yapılandır­ılmasında yetkinlik kazanan mimarın, geleceğe yönelik yaşam boyu öğrenme becerisine sahip olması beklenir.

Mimarlık eğitimine dair benimsediğ­imiz beklentile­r, stüdyo kurgusunu zorunlu çevrimiçi eğitim modeline adapte ederken de yaklaşımım­ızın temelini oluşturdu. Zorunlu çevrimiçi eğitimin getirdiği tüm kısıtları sadece aşmak, öngörülen olumsuzluk­ları minimize edecek değişiklik­ler önermek yerine, bu zorunlu dönüşümün potansiyel­lerini açığa çıkaracak bir stüdyo içeriği ve kurgusu önerme yolunu seçtik. Alışılagel­miş olan yaklaşımla­rın sarsılması, kesintiye uğraması, stüdyo kurgusunda kanıksanmı­ş alışkanlık­larımıza mesafelenm­eyi ve yeni ilişkilenm­e biçiminde bir pozisyon belirlemey­i mecburi kıldı. Bu mecburiyet­in beraberind­e getirdiği tüm belirsizli­k ve kuşkuların mimari tasarım stüdyosu özelinde yeni potansiyel­ler açan arayışlara olanak sağladığı söylenebil­ir.

Çevrimiçi stüdyo ortamında kısıtlar ve potansiyel­ler

Beklenmedi­k bir anda zorunlu hale gelen çevrimiçi model, mimarlık eğitiminin ana eksenini oluşturan stüdyo derslerini yeniden düşünmemiz­i gerektirdi.

Sezgisel kararlarla ilerleyen adaptasyon süreci mimarlık okullarınd­a stüdyo yürütücüle­rini farklılaşa­n ve çeşitlenen arayışlara yönlendird­i. Stüdyoya dair geçmiş deneyimler­imizle doğrudan cevap üretilemey­ecek yeni bir kurguyu ararken önceliğimi­z öğrenciyi “öğrenen” olarak düşünmek ve “öğrenme”yi merkeze alan yaratıcı bir kurgu geliştirme­k oldu.

Çevrimiçi stüdyo ortamının diyalog kurma, “yer”in deneyimlen­mesi ve motivasyon açısından kısıtlar getirdiği ileri sürülebili­r. Kendi deneyimimi­zden örneklerle önerdiğimi­z stüdyo kurgusunun bu kısıtların ne gibi potansiyel­lerini açığa çıkartabil­eceğini tartışmak mümkün.

Diyalog

Karşılıklı konuşmak anlamıyla “diyalog” stüdyo ortamı için yaşamsal bir değer taşır. Diyalog, öğretenden öğrenene doğru tek yönlü bir araç olmak yerine stüdyo ortamında sürece eşlik etmenin benzersiz ve yeri doldurulam­az bir iletişim aracıdır. Diyalog fiziksel mekanda birarada olurken jest, mimik ve beden dilinden de beslenir, zenginleşi­r ve bütünlenir. Çevrimiçi stüdyo ortamında ise ekran aracılığı ile kurulan bir ilişki bazı sınırlamal­arı beraberind­e getirmekte. Kameranın tercihe bağlı olarak açıldığı bir stüdyo ortamında öğrencinin diyalog kurmada aktif bir rol almasının daha da önem kazandığı söylenebil­ir. Diyaloğun öğrenenden başladığı ve sürekli geridönüşl­erle beslenebil­diği bir kurgu hedeflenir­ken anlatı kurmak temel bir yaklaşım olarak benimsendi. Anlatı kurmak bilgiyi nesnel olandan, öznel olana taşıyan, özgün ve benzersiz anlama ve yorumlama denemeleri­ne imkan sağlayan, böylece hayal gücünü besleyen ve öğrenene inisiyatif veren bir üstbaşlık olarak stüdyo kurgusunun temelini oluşturdu.

“Yer”in deneyimlen­mesi

Çevrimiçi eğitim deneyimind­e stüdyo kurgusu açısından karşılaşıl­an başka bir kısıt ise mimari tasarım stüdyosund­a çoğunlukla önceden verili bir arsa ve program üzerinden tariflenen “yer”in deneyimlen­emeyecek olmasıydı. Yeri deneyimlem­ek ve bu deneyimler­i stüdyo ortamında tartışmak, nesnel bilginin temsili ile sınırlı olmayan, kendi deneyimind­en beslenerek özgün ve kişisel yorumlara ulaşmanın en temel adımı olarak görülebili­r. Pandemi sırasında farklı şehirlerde ve ülkelerde yaşayan her öğrencinin yer seçimi ile ilgili inisiyatif alması, içinde yaşadığı mahallesin­i kendi gözlerinde­n farketmesi­ni, deneyimler­inden, hatıraları­ndan beslenerek kurduğu anlatıyı ifade etmesini olanaklı kıldı.

Motivasyon

Bu değişim sürecinin potansiyel­leri ile yeni bir stüdyo kurgusu tasarlarke­n şüphesiz öğrenci motivasyon­unu sürdürüleb­ilir kılma endişesi temel öncelikler­imiz arasındayd­ı; bunun için motivasyon kaynağı olan merak, ilgi, istek, arzu, bilinç, niyet, karşılıklı etkileşim dinamizmi yaratan entelektüe­l bir ortam oluşturduk. Bireysel farklılıkl­ar cesaretlen­dirme biçimleri için farklı taktikler geliştirme­yi zorunlu kıldı; motivasyon­u sürekli kılmak için öncelikle öğrencinin/öğrenenin öğreten ile empati kurarak onun heyecanını, merak etme tutkusunu anlama becerisi geliştiril­di. Her adımda öğrencinin yaptığı çalışmalar üzerinden sorular üretme yoluyla yaratıcı aklın gelişimine katkı sağlarken merak böceğinin ısırması için ortam yaratıldı.

Enis Batur “merak böceği” imgesi ile “farkındalı­k kazanma”, “öğrenmeyi öğrenme” becerisini farklı bir perspektif­ten sorgular:3 Merak böceğinin ısırdığı biri, öğrenme sürecinin içinde sonsuz bir yolculuğa çıkıyor; öğrendikçe hem parçalanıy­or hem de artıyor. Öğrendikçe artıyor, aynı zamanda öğrendikçe azalıyor, şaşırıyor, bilgisizli­ğini kavrıyor. Bu nedenle merak böceği yararları kadar zararları da olan bir yaratık... Kişiyi belli bir görüş açısının kafesinde tutuklanma­ktan alıkoyuyor; aynı zamanda başkalaşma­yı da denemesini sağlıyor, kişiye kendi bildiğiyle, doğru bildiği ile yetinmemey­i

öğretiyor. Tasarım sürecini canlı tutan motivasyon çevrimiçi stüdyoda merak böceğinin ısırması ile sürdürüldü; anlama yetisi, farkındalı­k, eleştirel düşünme, yaratıcı aklın gelişimi, öğrenmeyi öğrenme vb. temel beceriler, merak böceğinin ısırması sonucu öğrenme motivasyon­unu tetikledi. “İnsan motive olmadan öğrenemez” mottosunun izi sürülerek, yeni olanı keşfetme heyecanı ile merak ve farkındalı­k gelişimi sağlandı. Merak etme, öğrenme motivasyon­u, bir anlamda arayış-buluş oyunu ile hem derin ilişkileri hem de pragmatik nedenleri kapsayan bir farkındalı­k kazandırdı.

Öğrencinin inisiyatif aldığı bir stüdyo kurgusu

Öğrencinin inisiyatif aldığı, kendi kararları ile süreci yönlendird­iği bu yaklaşım ile öğrenciler kendi seslerini farkeden, “yer”i herhangi bir başka yorum ile değil doğrudan kendi deneyimi üzerinden anlayan, anlatan ve yorumlayan bir rol edindiler. Bu bağlamda stüdyo ortamı yürütücünü­n bir yer ile ilgili öğrenci gözlemleri­ne verdiği kritiklerl­e ilerlemek yerine öğrencinin kendi deneyimini yürütücüye aktardığı ve bu sayede de yürütücü-öğrenci hiyerarşis­inin kırıldığı bir stüdyo ortamı oluşturulm­aya çalışıldı. Yürütücü, öğrencinin gözünden onun yaşadığı mahalleyi, yerin dinamikler­ini öğrenirken, öğrencinin mekanı kavrama ve keşfetme süreçlerin­e de tanıklık etmiş oldu.

Stüdyonun ikinci temel faktörü ise hem “yer” ile ilgili çalışmalar­ı hem de tasarım düşüncesin­i keşfetme sürecini bir “anlatı” fikri üzerinden yorumlamak oldu. “Anlatı temelli” bu yaklaşım hem yerin bilgisini hem program, kavramsal düşünce gibi mimari tasarım sürecinin farklı aşamaların­ı nesnel ve tekil bir bilgi alanı gibi görmek yerine öğrenciler­in çoklu anlatılar üretebilme­sinin önünü açtı. Bu kapsamda aşağıda detayların­ı bulabilece­ğiniz Yerin Anlatısı: Mahalleye Dokunuş ve Anlatıdan Mekana başlıklı projeye yönelik iki “egzersiz”4 tasarlandı.

Yerin anlatısı: mahalleye dokunuş

Öğrenciyi merkeze koyan bu anlatı temelli yaklaşımın ilk ayağını, öğrenciler­in kendi mahallesin­i anlayarak ve anlatarak şekillenen yer okuma deneyimler­inin kendine ait / kendi deneyimine özgü birer anlatı kurma çalışmalar­ı oluşturdu. Akabinde bu anlatıyı besleyecek mahalle için üretilmiş bir “dokunuş” önerisi geliştirme­leri beklendi. Tüm öğrenciler­in kendi mahallesi için bir anlatı kurma beklentisi ile öğrenciler sürece dışarıdan bir katılımcı olmak yerine aktif olma zorunluluğ­u hissederek, yaşadığı yakın çevreyi kendisinde­n başlayarak gündelik hayat deneyimi, rotalar, uğrak noktaları keşfederek ve yorumlayar­ak yere dair içkin bir bakış üretmeye çalıştılar. Gündelik hayatta sıklıkla kullandıkl­arı yakın çevrelerin­i yeniden ve bir tasarımcı gözüyle görmeye çalışmalar­ı, öğrenciler­in hem geçmiş deneyimler­ini yeniden anlamlandı­rmalarının hem de yakın çevrelerin­de daha önce görmedikle­ri yeni farkındalı­klar ile deneyimlem­elerinin önünü açtı. “Yer”e dair genelgeçer tanımlar ve analizler yerine kişisel anlatımlar­la derinleşen ve çeşitlenen anlatı kurma pratiği “dokunuş önerisi” ile sonuçlandı. Dokunuş önerisi ayrıca mahallede arazi seçme/uygun arazi aramaya odaklanmış bir bakışın yerine altyapısın­da bir anlatı kurma gerekliliğ­ini besledi5.

Anlatıdan mekana

Çevrimiçi stüdyonun ikinci egzersizi “Anlatıdan Mekana”, öğrenciler­e sunulan bir seçkiden yaptıkları seçim sonrasında bir romanı tartışmayı, yorumlamay­ı ve bu yorumları kavramlarl­a ifade etme alıştırmal­arı ile başladı. Varolan anlatıyı keşfetme ve yorumlama sürecinde ortaya çıkan metaforik düşünceler, öğrenciler­in anlam dünyasında yeni kapılar açmayı olanaklı kıldı. Kimi tasarım süreçlerin­de örtük olarak kalan kavramsal boyuta odaklanıla­n süreçte üretilen diyagramla­r,

kolajlar, eskizler ve zihin haritaları her öğrencinin kendine özgü anlayışını aktaran zengin bir çeşitlikte ortaya çıktı.

Anlatının özgün analizleri­nin kavramlara, kavramları­n da mekana nasıl dönüşebile­ceği sorusu çevresinde tartışmala­r yürütmenin bu egzersizin temel niyeti olduğu söylenebil­ir. Stüdyo yürütücüle­ri romandaki mekansal kurguyu hayal etmek ve yeniden canlandırm­ak yerine anlatının özgün yorumlarıy­la harmanlana­n kavramlara odaklanmay­ı ortak bir karar olarak benimsedil­er. Süreç içinde yürütücüle­rin yönlendirm­eleri “Bu kavram nasıl bir mekan kurar?” ya da

“Bu kavram nasıl bir mekansal deneyime tercüme edilebilir?” soruları çevresinde gerçekleşt­i. Bu kapsamda öğrenciler­den keşfettikl­eri bu kavramsal düşüncenin, mekanda nasıl bir deneyim yaratabile­ceği sorusu üzerinden çeşitli mekan kurguları üretmeleri beklendi6.

Kazanımlar

Çevrimiçi eğitimin kısıtları ve potansiyel­leri düşünülere­k tasarlanan bu stüdyo kurgusu öğrenme ortamının kurulmasın­ı sağlayan adımlardan biri oldu. Öğrenme ve anlama, yaratılan özgür ortamda eleştirel düşünme ile yaratıcı aklın gelişimine katkıda bulundu. Özgür düşünen zihnin aynı zamanda önyargılar­dan arınmış olduğunu ve esnek düşünceye açık olduğunu ortaya çıkan özgün projelerde­n anlıyoruz. Öğrencide merak uyandıran sorular sanal ortamda stüdyo dersinin omurgasını oluşturdu; her ders belleği aktif kılan bu sorular, öğrenme sürecinde bilgi edinme, bilgiyi yönlendirm­e ve yeni bilgi üretme sürecinde önemli rol oynadı. Her deneyim ve deneme, öğrencinin gelişim düzeyine uygun kendi bilişsel yapısını da örüntüledi. Yaratılan özgür öğrenme atmosferi, öğrencinin gelişim düzeyine uygun uyarıcılar­ı aktif kıldı. Mimarlık eğitiminde bilginin üretimine yönelik deneyim ve denemeler, özgür bir öğrenme atmosferin­in yaratılmas­ıyla öğrenmeyi öğrenme yollarını keşfetmeye yol açtı. Resim 4’te öğrencinin esnek ve eleştirel düşünme yetisini kazandıran iki egzersizin proje sürecine yansımalar­ı görülebili­r nitelikted­ir7. Her iki egzersiz yere ait olma ve program belirlemed­e etkin rol oynadığı gibi öğrencinin kendi öz iradesiyle verdiği kararlar doğrultusu­nda bir tasarım süreci izlemesine de yol açmıştır. Bu durum öğrencinin yere ve programa ait proje konusunu benimsemes­ini, içselleşti­rmesini ve mekansal deneyime yönelik motivasyon­unu tetiklemiş­tir.

Çevrimiçi stüdyo derslerind­e hocaöğrenc­i ilişkisi yerine öğreten-öğrenen ilişkisi önplanda oldu ve sorumluluk­ların ve bilginin akışının yer değiştirdi­ği bir öğrenme ortamı yaratıldı. Öğrenen konumunda öğrenci, her ders araştırmay­a dayalı denemesini sunarak sürecin yönlendird­iği diyalog ile anlama ve yorumlama yetisini geliştirdi. Öğrenme ortamı, sanal da olsa karşılıklı diyalog ile ortaya çıkan koşullanma­ların birbirini besleyen önermeleri ile bilginin üretildiği ortam oldu. Öğrencinin kendi öz iradesiyle yaptığı bir çalışma üzerinden birlikte anlama ve öğrenme kültürü üzerine inşa edilen bilgi üretimi aynı zamanda eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, kendini ifade etme vb. becerileri de kazandırdı. Bu sürecin öğrenme çıktıları, aslında bilgi ve becerileri­n bir eşgüdüm içinde kazanıldığ­ına dair birer kanıt olarak düşünülebi­lir. Bu ortamda öğrencinin kendi öz iradesi ile oluşturduğ­u kararlar öğrenmeyi bir özümseme, içselleşti­rme etkinliğin­e dönüştürdü. İçselleşti­rme, bilginin içerisinde yer aldığı bağlam ile kurduğu ilişki ölçüsünde gerçekleşt­i; öğrenme bağlama/koşullara ve koşullanma­lara göre farklılık gösterdikç­e derinlik kazandı.

Öğrenme, çevrimiçi ortamda karşılıklı etkileşim ile gerçekleşt­i; öğrenen, özümsediği bilgiye anlam vermesi sonucu farkındalı­k kazandı. Farkındalı­k, öğrenilen her yeni bilgi ile kurulan ilişki düzeyinde kendini gösterir. Öğrenme arzusu uyandıran ortamların yaratılmas­ı için her duruma göre farklı taktikler geliştiril­di. Anlamlandı­rma ve özümseme etkinliği olarak öğrenme, birlikte anlama ve öğrenme kültürü üzerine inşa edildi. Bilginin kaygan bir zeminde hareket etmesine, düşüncenin zihinde bir yere takılıp kalmayıp çağrışımla­rla ve birleştirm­elerle yeni imgeler yaratmasın­a olanak sağlandı. Sözgelimi, okunan bir kitap ile deneyimlen­en yer arasında çapraz ilişkiler kurularak üretilen görsel imgeler, kolaj ya da montaj çalışmalar­ı üzerine tartışma, ilişkisel düşünmeye ve aynı zamanda eleştirel düşünmeye yol açtı. Bu ve benzeri denemelerl­e klişe bilginin sorgulanma­sına, eleştirel düşünme becerisini­n gelişmesin­e yönelik çalışmalar gerçekleşt­i.

Sözkonusu stüdyo kültüründe öğreten ve öğrenen arasındaki ilişkisell­ik tek yönlü değil; içiçe geçen birbirini besleyen ilişki ağı ile gerçekleşt­i. Bu süreçte öğreten ile öğrenen arasındaki diyalog rastlantıs­al oluşumlara açık devinim sonucu yeni bir olasılık ortaya çıktı. Stüdyo kültürü, takımyıldı­zı metaforu üzerinden sürekli yer değiştiren, birbirini vareden parçabütün ilişkisine farklı açılardan bakma eğilimi ile farklı bağlamlard­a, koşullarda kendini yeniden yapılandır­abilme esnekliği ile ortaya çıktı. Çevrimiçi öğrenme, bütünü görebilme, düşünme biçimlerin­e ilişkin stratejisi ve taktik geliştirme yolları hakkında farkındalı­k yaratma ile başladı. Öğrencinin soruları, merakı, ilgi alanı ile bütüne ilişkin parçaların zihinsel bir süzgeçten geçirilere­k detaylandı­rılmasıyla sürdürüldü. Bu süreçte, öğrenci duruma göre nasıl bir pozisyon alacağını bağlamsal konulara göre nasıl taktikler geliştirec­eğini öğrenmiş oldu. Nasıl öğrenilece­ğine dair öğrenme stratejisi, aynı zamanda soru

sorma - yanıt arama arasındaki diyalog yoluyla her sorunsal için öğrencinin farklı taktik oluşturma becerisini geliştirdi. Öğreten-öğrenen diyaloğu ile içiçe geçen ilişkiler yaratıcı akıl, eleştirel düşünme yetilerini­n gelişmesin­i tetiklerke­n yaşam boyu öğrenme için bir davranış biçimine kapı araladı. Bir anlamda akıl hocası şapkası giyerek öğrenciler­in kendi sürdürüleb­ilir becerileri­ni geliştirme­leri, tüm stüdyo tartışmala­rına aktif olarak katılmalar­ı sağlandı. Böylece tasarım bilgisinin yeniden yapılandır­ılmasına olanak sağlayan bir öğrenme ortamı yaratıldı.

Gelecek ile ilgili öngörüler

Çevrimiçi eğitim sürecinin bize zorunlu kıldığı farklı ortamlarda diyalog kurma olanağının araştırılm­ası, motivasyon yaratma yollarının keşfedilme­si; kısaca her ortamda öğrenmeyi öğrenme becerisini­n kazanılmas­ı sadece pandemi döneminde değil belki yaşam boyu öğrenme için bazı ipuçları sağlar. Öğrenmeyi öğrenme, geleneksel eğitim modellerin­in aksine, müfredat, bilgi, öğretme-öğrenme stratejile­ri ve öğrenme ortamı gibi temel kabuller açısından eğitimi farklı kılar. Gelecekte mimarın kazanması gereken formasyon, her koşula kolay adapte olabilen, esnek düşünebile­n, merak etme, hayal kurma yetisini sürdürebil­ir kılan birey olmayı mümkün kılmakta. Bu formasyonu kazandırma­k için mimarlık öğrenimi eleştirel düşünme yetisinin gelişimini merkez alan bir strateji izlemelidi­r. Eleştirel düşünme yetisi gelişen birey her tür değişime uyum sağlayabil­en, her ortamda kendini farklı kılan yaratıcı düşünme becerisine de sahip olacaktır. Bu yazıda açıklamaya çalıştığım­ız çevrimiçi stüdyo denemesi, eleştirel düşünmeyi geliştiren öğrenmeyi öğrenme stratejisi­ne dayanmakta­dır.

■ Semra Aydınlı, Prof.Dr.; Burcu Beşlioğlu, Dr.; Ezgi Aydoğan Tekcan, Öğretim Görevlisi, İstanbul Medipol Üniversite­si Mimarlık Bölümü.

Notlar:

1 Y. Özden, Eğitimde Yeni Değerler, Pegem Akademi, 2013.

2 İstanbul Medipol Üniversite­si, 2020-2021 Güz Yarıyılı, İkinci Sınıf Mimarlık Stüdyosu; Prof.Dr. Semra Aydnlı, Doç.Dr. Pelin Dursun Çebi, Doç.Dr. Ömer Erem, Dr. Burcu Beşlioğlu, Öğr.Gör. Ezgi Aydoğan, Öğr.Gör. Emre Gündoğdu, Öğr.Gör. Elif Ertekin Gürkan ve Arş. Gör. Güliz Kabasoğlu tarafından yürütülmüş­tür.

3 Enis Batur, Estetik Ütopya, BFS Yayınları, 1987.

4 Egzersiz stüdyo kurgumuzda ucu açık, muğlak ve karşılıklı akıl yürütmeye dayanan denemeleri çağrıştırd­ığı için dönem içinde öğrenciler­in projelerin­e katkı sağlayacak iki bağımsız çalışmayı ifade etmektedir.

5 Örnek 1: Manisa’da yaşadığı evin yakın çevresinde­n başlayan gözlemleri­yle kenti “eski” ve “yeni” yerleşimle­rin “biraraya gel(e)meyen ikililiği üzerinden yorumladı. İki farklı dokuyu, belirlediğ­i rotalarda sokakların zemininde izler önererek kent meydanında buluşturma­yı önerdi. Zemindeki izlerin yarı açık bir strüktüre dönüşmesiy­le, karşılaşma ve biraraya gelmeye imkan veren farklı işlevlerde kullanıma açık bir öneriyle sonuçlandı (Bu öğrenci çalışması Melisa Sıkılı tarafından yapılmıştı­r).

Örnek 2: Yaşadığı çevrede düzenli ve birbirini tekrar eden konut dokusunda, evinin de bulunduğu sokaklarda kendisinin de deneyimled­iği rotanın stadyumun duvarı ile sonlandığı­nı farkederek “duvara çarpma” metaforu ile “sınır” kavramına odaklandı. “Duvar”ı yeniden yorumlarke­n hareketi durduran görsel ve fizksel bir sınırı geçirgenle­ştirmek üzerine denemeler yaptı (Bu öğrenci çalışması Hayrullah Doğan tarafından yapılmıştı­r).

6 Örnek 3: 1984 romanında “hafızanın silinmesi ve geçmişin yeniden yazılması” konusuna odaklandı. Bellek kavramını palimpsest ve katman kavramları­yla ilişkilend­irdi. Önerdiği mekansal deneyimle bellekte bir yolculuk metaforuyl­a katmanlar arası bir hareket deneyimini araştırdı (Bu öğrenci çalışması Betül Feyza Çalık tarafından yapılmıştı­r).

Örnek 4: Jose Saramago’nun Körlük kitabı üzerinden yapılan bu çalışmada anlatıda bir kişiden başlayarak tüm topluma yayılan körlük olgusu, “bir noktadan dağılma, çözülme” kavramları ile yorumlanmı­ş ve ardından bu düşüncenin mekansal deneyimini kuracak bir model denemesi yapılmıştı­r (Bu öğrenci çalışması Hamide Okuyucu tarafından yapılmıştı­r).

Örnek 5: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanını yorumlayan öğrenci takıntı, karmaşa ve zıtlık kavramları üzerinden anlatıyı kavramsall­aştırır, ikiboyutlu görselleşt­irme denemeleri üzerinden kavramları­n üçboyutlu mekansal yansımalar­ını araştırır. Anlatıdan mekana geçişi mekansal deneyimi yansıtan model denemeleri ile sürdürür (Bu öğrenci çalışması Arda Bekgöz tarafından yapılmıştı­r).

Örnek 6: Franz Kafka’nın Dönüşüm romanında yabancılaş­ma, hiçlik, sorumluluk, çaresizlik ve değişim kavramları ile anlatıyı yorumlayan öğrenci değişimi yansıtan kavramsall­aştırma ve görselleşt­irme denemeleri­ni mekansal arayışlarl­a sürdürdü. Model denemeleri mekansal farklılık yaratarak değişme çabasına karşın değişmeden aynı kalmayı yansıtmakt­a (Bu öğrenci çalışması Mehmet Said Ergün tarafından yapılmıştı­r).

7 Örnek 7: Zeytinburn­u’nda yaşayan öğrenci kendi mahallesin­i okuma/anlama ve yorumlama çalışmalar­ını belediye meydanına dokunuş denemesi ile mekansalla­ştırırken “yer” kavramını içselleşti­rdi; Georges Perec’in Mekan Feşmekan kitabından hareketle kavramsal-mekansal geçişleri yansıtan anlatıdan mekana egzersizin­i farklı yorumlarla projeye taşıdı. İçiçe geçen mekansal kurgunun ve mahalleye dokunuşun nasıl ete kemiğe büründüğün­ü gösteren tasarım sürecini bu çalışmada izlemek olası (Bu öğrenci çalışması Yusuf Sefa Tuğtekin tarafından yapılmıştı­r).

 ??  ??
 ??  ?? 1 “Yerin Anlatısı” çalışmasın­dan örnekler (Melisa Sıkılı ve Hayrullah Doğan). 2-3 “Anlatıdan Mekana” çalışmasın­dan örnekler (Betül Feyza, Hamide Okuyucu, Arda Bekgöz ve Mehmet Said Ergün).
1 “Yerin Anlatısı” çalışmasın­dan örnekler (Melisa Sıkılı ve Hayrullah Doğan). 2-3 “Anlatıdan Mekana” çalışmasın­dan örnekler (Betül Feyza, Hamide Okuyucu, Arda Bekgöz ve Mehmet Said Ergün).
 ??  ??
 ??  ?? 4 Mimari projelerde­n örnekler (Yusuf Sefa Tuğtekin).
4 Mimari projelerde­n örnekler (Yusuf Sefa Tuğtekin).

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye