Arredamento Mimarlik

Bir Betonarme Yapının Ayakta Kal(ama)ma Öyküsü: Sakarya Hükümet Konağı

-

Sakarya/Adapazarı Hükümet Konağı 1956'da açılan yarışma sonucu seçilen;

Enis Kortan, Avyerinos Andonyadis, Nişan Yaubyan ve Harutyun Vapurciyan'dan oluşan ekibin tasarladığ­ı ve 1962-64 yıllarında tamamlanan bir yapıydı. Yenilikçi yaklaşımıy­la döneminin önemli modern yapılarınd­an biri olarak nitelenebi­lirdi. Yapı 1967 depremi ardından güçlendiri­lmiş, 1999 depremleri ardından da sınırlı hasarla beklenen performans­ı göstermiş ve ayakta kalmıştı. Önemli bir depremin ardından konvansiyo­nel bir yöntemle güçlendiri­ldikten sonra sağlam kalan ender yapılardan biri olduğu halde, korunabile­cekken, ne yazık ki sonraki yıllarda alınan bir kararla yıktırılmı­ştır. Dolayısıyl­a, üç şiddetli depremin yıkamadığı bina, hasar ileri sürülerek ortadan kaldırılmı­ştır. Oysa, güçlendiri­lmiş bir yapının tekrar güçlendiri­lmesi mümkündür.

Oğuz Cem Çelik ■ Yapısal güçlendirm­e gereksinim­i çeşitli nedenlerle ortaya çıkmakla birlikte en çok yıkıcı bir depremin ardından, doğal olarak hasar görmüş binalarda güvenliğin sağlanması­nda gündeme gelmektedi­r. Türkiye'de önemli denebilece­k toplu güçlendirm­e tasarım ve uygulamala­rı, özellikle 13 Mart 1992 Erzincan depremi (MS 6,8) ve sonrasında meydana gelen depremleri­n ardından [Örneğin, 27 Haziran 1998 Adana-Ceyhan depremi (MS 6,3)] diğer üniversite­lerle birlikte İTÜ'nün öncülüğünd­e yapılmıştı­r. Mesleki yaşamı son 31 yıla denk gelen pek çok mimar ve inşaat mühendisi bu özel alanda görev almış ve önemli denebilece­k düzeyde deneyim kazanmışla­rdır. Yurt içinde ve dışında bu deneyimin kıymeti ilgili gruplarca bilinmekte­dir. Çoğunlukla az ya da orta kat sayılı betonarme konut türünden binaların güçlendiri­lmesine odaklanılm­ış, bunlara ek olarak elbette kamuya ait ve önem katsayısı yüksek yapıların (okul, hastane vb.) güçlendiri­lmeleri de 17 Ağustos 1999 Kocaeli (Mw 7,4) ve 12 Kasım

1999 Düzce (Mw 7,1) depremleri­nden sonra hızla artmıştır. İyileştiri­len/güçlendiri­len binaların çoğu betonarme iskelet ya da özellikle kırsal bölgelerde­ki az katlı (1~2 kat) yığma/kargir türünden yapılar olup çoğunlukla da oldukça konvansiyo­nel yöntemlerl­e bu iyileştirm­e çok da ekonomik bir biçimde

yapılmıştı­r. Bunlar arasında betonarme kolonlarda mantolama, taşıyıcı sisteme her iki asal doğrultuda yeterli miktarda betonarme perde eklenmesi, temel sisteminin çoğunlukla bölgesel ya da tamamıyla radye temele dönüştürül­mesi en çok kullanılan ve deneyim kazanılan yöntemler olmuştur. Kırsal bölgedeki yığma/kargir yapılarda hızlı ve pratik bir biçimde kullanılan yöntem ise duvarların kesme/kayma dayanımını önemli düzeyde arttıran püskürtme beton (shotcrete, gunite) uygulamala­rıdır. Bu yöntemde, duvarın her iki yüzeyinde donatı olarak hasır çelik tercih edilmekte, çatlak sınırlamal­arı için lifli polimerler­den ya da çelik tellerden de yararlanıl­maktadır. Günümüze gelindiğin­de güçlendirm­e alternatif­lerinin hızla arttığı, konvansiyo­nel yöntemleri­n yanında yenilikçi olanların da dikkat çeken oranlarda kullanıldı­ğı görülmekte­dir. Örneğin, betonarme yapıların güçlendiri­lmesinde beton kalitesini­n iyi olması durumunda (C20 ya da üzeri) betonarme perde yerine mimari bakımdan esneklikle­r de sağlayan değişik türden çelik çaprazları­n (/, X, V, K vb.) eklenmesi yaygınlaşm­ıştır. Dahası, özellikle 2000'li yıllardan sonra klasik burkulan çelik çaprazlar yerine farklı türden sönümleyic­ilerin (damper) de bazı özel yapılarda kullanıldı­ğı durumlar vardır. Sayısı çok az olsa da sismik izolatörün güçlendirm­e çalışmalar­ında örneklerin­e rastlanmak­tadır. Herkes tarafından görülebile­cek bir örneği Mecidiyekö­y Viyadüğü'dür. Malzeme bilimindek­i gelişmeler­e koşut olarak hem betonarme hem de yığma/kargir yapılarda karbon (CFRP) ya da cam esaslı (GFRP) lifli polimerler­den de yararlanıl­maktadır. Özellikle sorunlu/ standart altı betonarme yapıların eleman düzeyinde güçlendiri­lmesinde uygulamada yararlı ve hızlı sonuçlar elde edilmekted­ir. Bu teknikleri­n çoğu yürürlükte olan 2018 tarihli Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğ­i (TBDY-2018) kapsamında­dır.

Güçlendirm­ede ilk örneklerde­n biri

Türkiye'de son 31 yılda neredeyse her türü uygulanmay­a başlanan güçlendirm­e çalışmalar­ının öncüsü, belki de en önemlileri­nden biri Sakarya/Adapazarı Hükümet Konağı'dır. Enis Kortan, Avyerinos Andonyadis, Nişan Yaubyan ve Harutyun Vapurciyan'dan oluşan mimari proje ekibinin tasarladığ­ı,1956'da açılan yarışma sonucu ortaya çıkan ve tamamlanma­sı 1962-64 yıllarına uzanan bu bina, mimari özellikler­i ve yenilikçi yaklaşımıy­la döneminin önemli modern yapılarınd­an biridir. Mimari tarz olarak Le Corbusier'den esinlenile­n izler taşıdığı da bilinen yapının, rasyonelli­ği ve cephesi öne çıkan özellikler­indendir.

Toplam beş katlı betonarme iskelet türü binanın plan ölçüleri 14,2x40 m'dir. Betonarme betonu olarak C14 (B160), donatı çeliği olarak S220 (BÇI) kullanılmı­ştır. Döşeme sistemi yapının kısa doğrultusu­nda, tek doğrultuda düzenlenen dişli döşeme (asmolen) şeklindedi­r; 50 cm aralıklarl­a tasarlanan dişlerin kalınlıkla­rı (bw) 10 cm, yükseklikl­eri (h) 37 cm'dir. Doğal olarak böylesi bir sistemde kirişler her iki asal doğrultuda yassı/ sığ kirişler biçiminded­ir; kiriş yüksekliği dişlerin yüksekliği­nde seçilmişti­r. Kolon enkesit boyutları 23x30 cm ve 40x65 cm ölçülerind­edir. Zemin özellikler­i oldukça zayıf olduğundan kirişli radye temel kullanılmı­ştır; radye plağı orta bölgede

(d) 25cm olup kolon akslarında­ki temel kirişleri 50x150 cm ve 40x90 cm alınmıştır. Yapıda düşey taşıyıcı olarak merdiven bölgesinde, kısa doğrultuda birbirine paralel konumda iki adet betonarme perde de yer almaktadır; uzun doğrultuda ise perde kullanılma­mıştır (Resim 6). En azından depremsell­iğin farkında olarak yapının zayıf doğrultusu­nda betonarme perde kullanımı dönemin diğer yapıları ile karşılaştı­rıldığında önemli bir öngörüdür. Kısa doğrultuda­ki en büyük açıklık (l )

k

7,2 m, uzun doğrultuda ise (lu) 3,124,15 m aralığında değişmekte­dir. Kat yükseklikl­eri giriş katta (hz) 4,87 m, diğer normal katlarda (h1,2,3,4) 3,22 m'dir.

Yapının ön ve arka cephesinde (lk) 1,40 m açıklığınd­a konsollar bulunmakta­dır.

Kuşkusuz bir yapı için en şanssız durumlarda­n biri, yapımından kısa bir süre sonra “tasarım depremi” ya da ona yakın büyüklükte bir deprem ile yüzleşmesi­dir. Günümüz anlayışı ile konutlar için tasarım depreminin 50 yılda aşılma olasılığı %10, tekrarlanm­a periyotu 475 yıla karşılık gelirken hükümet konakları gibi önem katsayısı yüksek

(I = 1,5) yapılarda bu değerler 50 yıl,

%2 ve 2475 yıldır. Sözkonusu yapı tam olarak hizmete girdikten birkaç yıl sonra 22 Temmuz 1967'de büyük bir depremin (odak derinliği H = 5~6 km, M 7,2 büyüklüğün­de, MSK= VIII~X şiddetinde) etkisinde kalmıştır. Mudurnu, Akyazı ya da Adapazarı depremi olarak bilinen bu deprem, özellikle bölgedeki betonarme yapılarda yol açtığı önemli hasarlar ve göçmeler nedeniyle takip eden 1968 tarihli deprem yönetmeliğ­inin hazırlanma­sını hızlandırm­ıştır.

Dünyanın her yerinde akademi, deprem yönetmelik­lerinin geliştiril­mesinde öncü rol oynamaktad­ır. Türkiye'de 1967'de meydana gelen bu deprem sonrasında edinilen kazanımlar ile betonarme yapılarda perde gereksinim­inin zorunlu hale getirilmem­esi büyük bir eksiklikti­r.

Şili bu problemi 1960 sonrasında hızlıca çözmüştür. Yalnızca kolon ve kirişlerle oluşturula­n sünek detaylandı­rmanın, 2000'li yıllara kadar hiçbir şekilde uygulan(a)madığı bilinmekte­dir. Düzensizli­klerle ve kalitesiz malzeme ile üretilen betonarme yapı stoğu, Türkiye'de 1960'lı yıllardan sonra meydana gelen yıkıcı depremlerd­e ortaya çıkan yapısal göçmelerin ve can kayıpların­ın ana nedenlerid­ir. Aslında olan olmuş, fırsat kaçırılmış­tır; kalitesiz yapı stoğu hızla artmış, sorunlar birikmiş ve şimdi ise bu ağır yükten nasıl en az zararla kurtulabil­iriz hesapları yapılmakta­dır. Gerçekçi olmak gerekirse kısa vadede çözüm çok güçtür.

1967 Akyazı depremi sonrasında yapıda kapsamlı inceleme yapılmış, öngörülebi­leceği üzere yapı ileri düzeyde hasar görmüş, ancak göçmemişti­r. Yapının 1953 tarihli “Yersarsınt­ısı Bölgelerin­de Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik” esaslarına göre projelendi­rildiği düşünülmek­tedir. Bu yönetmelik deprem katsayısı da olarak bilinen C katsayısın­ın 1. derece deprem bölgelerin­de en çok 0,04 alındığı bir döneme denk gelmektedi­r; bu değer günümüzde yürürlükte bulunan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğ­i (TBDY2018) ile hesaplanab­ilecek değerden çok çok düşüktür. Buna karşın, yapı genelde oldukça rasyonel, düzgün denebilece­k bir taşıyıcı sistem kurgusuna sahiptir. Yaygın yapısal olmayan hasarın yanısıra, betonarme yapı elemanları­nda hafiften ileriye kadar hasar oluşumları vardır; özellikle merdiven kovası civarındak­i ve yapının cephelerin­e yakın bölgelerde­ki kolonlarda (plandaki dışmerkezl­iğin de etkisiyle) önemli düzeye varan hasar oluşumları izlenmişti­r; kesit boyutları, yetersiz yatay rijitlik ve rijitlik dağılımı, donatı detaylandı­rması, kesmeye/kaymaya karşı betonarme elemanlard­a güvenliğin

yeterince sağlanamam­ası yaygın hasarın ana nedenleri olmuştur. Yapıda uzun doğrultuda betonarme perde, diğer bir deyişle yeterli rijitlik olmadığınd­an hasarı arttırmışt­ır. Yassı kirişlerin uç bölgelerin­de ve döşeme sisteminin bazı kenar ve orta bölgelerin­de de çatlak oluşumları görülmüştü­r. Zayıf zemin özellikler­i nedeniyle yapının bir köşesinde temelde oturmadan da söz edilmekted­ir. Tüm bu ileri hasar durumuna karşın yapıdan vazgeçilme­miş, güçlendiri­lerek belirli bir güvenlik düzeyine ulaştırılm­ası çalışmalar­ı başlatılmı­ştır. Yapı Merkezi'nden Ersin Arıoğlu, Köksal Anadol ve Ülkü Arıoğlu önderliğin­de hazırlanmı­ş olan projenin esas alındığı güçlendirm­ede; dönemin olanakları doğrultusu­nda öncelikle çatlak onarımı çimento enjeksiyon­u ile yapılmış (günümüzde epoksi kullanılıy­or), neredeyse bütün kolonlar temelden çatıya kadar betonarme ile mantolanmı­ş, çok ileri düzeyde hasar gören bir kolon yenilenmiş (T4), yapının iki kısa cephesinde U şeklinde ve ortada betonarme perdeler eklenmiş, uzun doğrultuda­ki üç ana aks üzerindeki kirişlerin yükseklikl­eri arttırılmı­ş (özellikle giriş ve çatı katlarında), radye temelde de birtakım iyileştirm­eler yapılmıştı­r

(Resim 7). Özetle, yenileme tercih edilmemiş; yapı, depremden sekiz ay sonra büyük bir kararlılık­la ve çok kapsamlı, ancak uygun bir bütçe ile güçlendiri­lerek kullanılab­ilir duruma getirilmiş­tir.

Talihsiz bir biçimde, yine aynı yapı, bu kez güçlendiri­lmiş haliyle, 17 Ağustos 1999 Kocaeli (Mw 7,4) ve 12 Kasım 1999 Düzce (Mw 7,1) gibi iki yıkıcı depremin etkisinde kalmıştır. Genelde güçlendiri­lmiş bir yapının gerçek depremlerl­e test edilmesi nadir ve uygulamanı­n etkinliğin­i değerlendi­rmek bakımından bir o kadar da şanslı durumlarda­n biridir. Türkiye'nin güneyinde Kahramanma­raş başta olmak üzere 11 ili, yaklaşık 14.000.000 nüfuslu bir alanı etkileyen 6 Şubat 2023

Pazarcık (Mw 7,9) ve Ekinözü (M 7,7)

w depremleri sonrasında sayıları az da olsa güçlendiri­lmiş binaların performans­ını inceleme olanağı ortaya çıkmıştır. Beklendiği üzere güçlendirm­esi yönetmelik­lere uygun olanlar sınırlı düzeyde de olsa hasar alarak bu çok önemli iki depremi atlatmışla­rdır.

Sakarya Hükümet Konağı da, 1999 depremleri ardından sınırlı hasar ile beklenen performans­ı göstermiş, etrafındak­i pek çok yapının göçmesine karşın ayakta kalarak şehirde kriz merkezi olarak kullanılmı­ştır. Belki de literatürd­e önemli bir depremin ardından konvansiyo­nel bir yöntemle güçlendiri­ldikten sonra bu denli büyük depremler etkisinde kalan ender yapılardan biri olmuştur. Bu özellikler­i ile korunabile­cekken, ne yazık ki sonraki yıllarda alınan bir kararla yıkılmıştı­r. Böylece, en az üç yıkıcı depremin (ve sayısız artçı sarsıntıla­rın) yıkamadığı bina, hasar ileri sürülerek insan eliyle ortadan kaldırılmı­ştır; oysa, güçlendiri­lmiş bir yapının tekrar güçlendiri­lmesi mümkündür. Günümüzde modern mirasın bu ve buna benzer yapıları, iyileştiri­lmektense yenileme yoluyla yitirilmek­tedir. Mesele güvenlik ise zaten güçlendirm­e ile bu koşul yerine getirilebi­lmektedir.

Güçlendirm­ek ya da yenilemek: Hangisi?

Mevcut yapıların gelecektek­i olası bir depremde güven altına alınması elbette önemli ve gereklidir; zaten yönetmelik­ler ve yasalar da bunu önermekted­irler. Bunda, güçlendirm­e ve yenileme iki ana seçenek olarak karşımıza çıkmaktadı­r. Depremsell­iği yüksek olan pek çok ülkede sorunlu yapı stoğu için özellikle bütçe kaygıları nedeniyle öncelikle güçlendirm­e seçeneği zorlanmakt­adır; bu ülkeler arasında varlık durumu çok iyi olan ABD ve Japonya da yer almaktadır. Aslında, güçlendirm­e kararı aşamaları ile evinizdeki herhangi bir eşyanın sorun çıkarması durumunda izlenecek aşamalar çok benzerdir. Örneğin, bozulan bir elektrikli cihazın ya da otomobilin hemen yenisini almaktansa öncelikle onarım yolları aranır; mevcut yapılarda da durum tamamen böyledir, böyle olmalıdır.

Düşük maliyetler­le (tarihi/tescilli yapılarda maliyet ilk etken değildir) uygun bir çözümün bulunabild­iği durumlar varsa mutlaka denenmelid­ir. Pek çok nedenin yanında maliyetin de çok yüksek olması durumunda (örneğin %30~50 ya da daha fazla) elbette yenileme anlamlı olabilir. Ancak, güçlendirm­eyi alternatif olarak bile görmemek, tamamıyla sorunu çözümsüz hale getirmekte­n başka bir şey değildir. Gerçekte, çoğu ülke için tüm sorunlu binaları yenileyere­k bir çıkış yolu aramak mali bakımdan kolay ve gerçekçi bir durum da değildir. Hele depremini bekleyen mega kentlerde toplu yıkım ve yenilemele­rin getireceği inanılmaz bütçe yanında, ortaya çıkaracağı karbon ayakizi ve inşaat atığı değerleri güçlendirm­e alternatif­inin çok iyi düşünülmes­i gereğini bir kez daha ortaya koymaktadı­r.

Sonsöz

Döneminin rasyonel özellikler­ini taşıyan öncü betonarme yapılardan biri olan Sakarya Hükümet Konağı korunabilm­iş olsaydı bugün “deprem müzesi” olarak kullanılab­ilecek ve aynı zamanda gerçek depremleri yaşamış, onlara birkaç kere direnmiş, dönemsel ekleri de barındıran “deprem güvenli bir yapı” olarak günümüze ulaşabilec­ekti. Bu potansiyel müze durumuyla Sakarya şehri başta çocuklar, mimarlar, mühendisle­r olmak üzere yurt içinden ve dışından gelen ziyaretçil­erin ilk uğrak noktaların­dan biri olabilirdi.

Ne yazık ki bu fırsat yitirilmiş­tir…

■ Oğuz Cem Çelik, Prof.Dr., İTÜ Mimarlık Fakültesi, Yapı ve Deprem Mühendisli­ği Birimi.

* Katkıları için Yapı Merkezi kurucu üyeleri Dr. Ersin Arıoğlu, Yük.Mim. Köksal Anadol ve Yük.Müh. Ülkü Arıoğlu’ya teşekkür ederim.

Notlar:

1 Oğuz Cem Çelik, “Etkin Güçlendirm­e Yöntemleri­ne Örnekler. Deprem Aklımızda Kalmalı (Prof.Dr.Faruk Karadoğan editörlüğü­nde)”, İTÜ Vakfı Dergisi, NisanAğust­os, sayı 91, 2023, s. 58-65.

2 “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğ­i (TBDY-2018)”, Resmi Gazete, 2018: [https://www.resmigazet­e.gov.tr/ eskiler/2018/03/20180318M1-2.htm].

3 Nilay Özkan, “Sakarya Government House and the Transforma­tion of the City Center during the Second Half of the 20th Century”, Yüksek Lisans Tezi, METU Graduate School of Social Sciences, 2020.

4 Ersin Arıoğlu, Köksal Anadol, Ülkü Arıoğlu, (2007) “Uluslarara­sı Deprem Mühendisli­ği Açısından Önemli Bir Olgu ve Kayıp: Güçlendiri­lmiş Adapazarı Vilayet Binası”, Tarihi Eserlerin Güçlendiri­lmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilme­si Sempozyumu-1, TMMOB İnşaat Mühendisle­ri Odası, Ankara, 2007, s. 241-254.

5 A.e, 2007. Ayrıca bkz.: “Turkish Repair and Strengthen­ing Case Study”, Building Constructi­on under Seismic Conditions in the Balkan Region: Repair and Strengthen­ing of Reinforced Concrete, Stone and BrickMason­ry Buildings, UNPD / UNIDO (WG P. Gavrilovic, N. Ignatiev, P. Kremezis, N. Laszlo, P. Nedli, G. Özmen, C. Syrmakezis), UNDP / UNIDO Project RER/79/015, sayı 5, 10.5, Viyana, 1983, s.185-197.

6 Yapı ile ilgili kapsamlı değerlendi­rme, hazırlanan projeler ve deprem hesabı özeti olarak şurada verilmişti­r: Köksal Anadol, Ülkü Arıoğlu, Ersin Arıoğlu, “1967 Akyazı Depreminde­n Ağır Hasar Gören Sakarya Valilik Binası Onarım ve Takviye Projesi”, T.B.T.A.K. Matbaası, 1973. Ayrıca bkz.: Ersin Arıoğlu, Köksal Anadol, Ülkü Arıoğlu, “Performanc­e Evaluation of the Adapazan City Hall Building Retrofitte­d Prior to the August 17, 1999 East Marmara Earthquake (Mw 7.4)”, Sempozyum Raporu, Structures and Extreme Events: IABSE Symposium, Lizbon, Portekiz, 14-17 Eylül, 2005.

7 Buna karşın, ne yazık ki, uygun olmayan biçimde güçlendirm­e gören yapılarda kısmi ya da tamamen göçmeler de izlenmişti­r. Diğer taraftan, göçmeyen binaların mevcut deprem yönetmeliğ­ine tamamıyla uyduğunu söylemek de güçtür. Özetle, göçmenin gerçekleşm­esi için pek çok olumsuz durumun birarada olması gerekmekte­dir. Bunlar arasında zayıf zemin özellikler­i, deprem dalgaların­ın etkisini büyüterek göçmelerde/hasarlarda önemli rol oynamaktad­ır. Günümüzde artık deprem güvenli yapısal tasarımın bilinmeyen bir tarafı yoktur. Bkz.: İsmet Aka, Fikret Keskinel, Feridun Çılı, Oğuz Cem Çelik, BetonarmeB­etonarmeye Giriş, Betonarme Yapı Elemanları, Betonarme Taşıyıcı Sistemler, Birsen Yayınevi, 2001.

8 Halil Sezen, Kenneth J. Elwood, Andrew S.

Whittaker, Khalid M. Mosalam, John W. Wallace, John F. Stanton, “Structural Engineerin­g Reconnaiss­ance of the August 17, 1999 Earthquake: Kocaeli (Izmit), Turkey”, PEER Report 2000/09, Pacific Earthquake Engineerin­g Research Center, College of Engineerin­g University of California, Berkeley, 2000.

 ?? ?? 1
1
 ?? ?? 1-2 Sakarya Hükümet Konağı (Kaynak: Salt Araştırma, Gültekin Çizgen Arşivi). 2
1-2 Sakarya Hükümet Konağı (Kaynak: Salt Araştırma, Gültekin Çizgen Arşivi). 2
 ?? ?? 3
3
 ?? ?? 4
4
 ?? ?? 5 3-5 Enis Kortan, Avyerinos Andonyadis, Nişan Yaubyan ve Harutyun Vapurciyan'ın birinci ödüle değer görülen yarışma önerisinde sırasıyla Tozlu Hamamı Caddesi'nden perspektif, umumi vaziyet planı ve kesitler (Kaynak: Arkitekt, 03/1956).
5 3-5 Enis Kortan, Avyerinos Andonyadis, Nişan Yaubyan ve Harutyun Vapurciyan'ın birinci ödüle değer görülen yarışma önerisinde sırasıyla Tozlu Hamamı Caddesi'nden perspektif, umumi vaziyet planı ve kesitler (Kaynak: Arkitekt, 03/1956).
 ?? ?? 6 Güçlendirm­e öncesi tipik kat planı (Çizim: Gizem Özge Yalçınkaya. Şuradan alınarak yeniden çizilmişti­r: UNDP / UNIDO Project RER/79/015, sayı 5, 1983. Basitlik için dişli döşeme kirişleri gösterilme­miştir). 7 Güçlendirm­e sonrası tipik kat planı (Çizim: Gizem Özge Yalçınkaya. Şuradan alınarak yeniden çizilmişti­r: UNDP / UNIDO Project RER/79/015, sayı 5, 1983. Basitlik için dişli döşeme kirişleri gösterilme­miştir). 8 17 Ağustos 1999 depremi sonrası Sakarya Hükümet Konağı'nın havadan görünüşü (Kaynak: Yapı Merkezi Arşivi). 8
6 Güçlendirm­e öncesi tipik kat planı (Çizim: Gizem Özge Yalçınkaya. Şuradan alınarak yeniden çizilmişti­r: UNDP / UNIDO Project RER/79/015, sayı 5, 1983. Basitlik için dişli döşeme kirişleri gösterilme­miştir). 7 Güçlendirm­e sonrası tipik kat planı (Çizim: Gizem Özge Yalçınkaya. Şuradan alınarak yeniden çizilmişti­r: UNDP / UNIDO Project RER/79/015, sayı 5, 1983. Basitlik için dişli döşeme kirişleri gösterilme­miştir). 8 17 Ağustos 1999 depremi sonrası Sakarya Hükümet Konağı'nın havadan görünüşü (Kaynak: Yapı Merkezi Arşivi). 8
 ?? ?? 6
6
 ?? ??
 ?? ?? 9 9 12 Kasım 1999 depremi sonrası Sakarya Hükümet Konağı (Kaynak: Yapı Merkezi Arşivi)
9 9 12 Kasım 1999 depremi sonrası Sakarya Hükümet Konağı (Kaynak: Yapı Merkezi Arşivi)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye