“Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara”
Pera Müzesi’nde gerçekleştirilen, İtalyan sanatçı Nicola Lorini’nin “Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara” adlı video yerleştirmesi, 5 Eylül’de ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Müzenin Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan esinlenen çalışma, 24 Kasım 2019’a kadar gezilebilecek.
Nicola Lorini’nin, Pera Müzesi koleksiyonları arasında yer alan Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan esinlenen “Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara” (For All the Time, for All the Sad Stones) video yerleştirmesi sanatseverlerle buluşmaya başladı. Arkeolojik ve kültürel simgeleri çalışmalarını güçlendirmek için kullanan Nicola Lorini’nin videosu, yakın zamanda bilim ve teknoloji dünyasında yaşanan gelişmelere sanatsal bir yorum getiriyor. Eserin adı, felsefeci Marquis de Condorcet’nin metrik sisteme ithafen kullandığı “tüm insanlara, tüm zamanlara” ifadesinden alınıyor.
Müze arşivlerindeki nesneler, internet araştırmaları ve tarihle olan ilişkiyi sorgulayan okumalarla başladığı araştırmalarının sonucunda; koleksiyona ait görüntülerden, kitaplardaki ve internetteki görsellerden, çeşitli video kayıtlarından ve kişisel olarak yazdığı metinlerden oluşan geniş bir arşiv malzemesi elde etti sanatçı.
Kum, silikon, kemik gibi farklı materyallerle üretilmiş bir dizi heykelden oluşan, video ve sesi odağına alan yerleştirmedeyse süregelen düşünce modellerini sorguluyor. Bunun yanı sıra, zaman ve tarih anlayışına yakından bakmayı hedefliyor. Dijitalin yükselişiyle birer standart haline gelen gündelik nesne ve maddelerin artık soyut kavramlar üzerinden tanımlandığı tespitinden yola çıkan sanatçı, ziyaretçileri Pera Müzesi Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’nda çizgisel olmayan bir yolculuğa çıkarıyor.
Çalışma kapsamında, video yerleştirmesi sona ermeden önceki akşam olan 23 Kasım’da saat 17.30’da özel bir film gösterimi gerçekleştirilecek. Bent Hamer’in ağırlık ve ölçekler enstitüsünde çalışan bir bilim insanının yaşamını konu edinen 1001 Gram filmi gösterilecek. Film, bilim ile insan duyguları arasındaki gri alanda gezinirken, yine hafifliği elden bırakmayarak, birbirimize duyduğumuz ihtiyacı, insan olmanın tuhaflıklarını irdeliyor.