Kral saklayınca dünyaca ünlendi
Eugène Delacroix (1798-1863), bu tablo- yu yapmaya karar verdiğinde aklında ne cumhuriyetçilik, ne de romantizm akımı vardı. Sadece Paris’te yaşayan ve ayaklanmayı yaşayan biri olarak o gün gördüklerini tuvale aktarmak istemişti. Kardeşi General Delacroix’ya yazdığı 28 Ekim 1830 tarihli mektubunda şöyle diyordu: “Modern bir konuyu ele alarak barikatları yaptım ve eğer ülkem için savaşmadıysam en azından onun için resim yapabilirim. Bu fikir beni yeniden keyiflendirdi.”
Bugün Louvre Müzesi’nin 22 başeserinden biri olarak kabul edilen “Halka Önderlik Eden Özgürlük” tablosu romantizm ruhunu ve devrim ateşini uyandıran önemli bir eser olarak sanat tarihine geçti. Eser, Fransızların devrim ve demokrasisinin sembolü olarak Abd’den Japonya’ya kadar birçok ülkede sergilendi. Tedavülden kalkana kadar kullanılan 100 franklık banknotların arka yüzüne basıldı. Tablonun konusu, Fransız tarihinde “Şanlı Üç Gün” diye anılan 27, 28, 29 Temmuz 1830 günlerinde Paris halkının Kral X. Charles’ı tahttan indirmek üzere ayaklanmasıdır. Kral basına ağır sansür uygulamış, seçim kanunu değiştirmiş ve bir daha cumhuriyetin ilan edilmemesi için kralcı bir hükümet atamıştı. 1789’da büyük bir devrim yapmış halka kralım bu uygulamaları ağır gelince, her kesimden insanlar Paris’in merkezine yürüyüşe geçtiler. Kraliyet muhafızları tarafından yapılan barikatların aşılarak belediye binasının ele geçirilmesiyle X. Charles ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Onun yerine tahta Orléans dükü I. Louis-philippe çıktı.
Şahit olduğu isyanı resimlemek isteyen Delacroix, 3 ay içinde tablosunu bitirir ve 1831 yılı Paris Salonu’nda eser “28 Temmuz 1830” adıyla kaydedilerek sergilenir. Tablonun şaşırtıcı büyük ebatlarında (260 x 325 cm) normal insan ölçüleriyle yapılmış figürlerinden çok etkilenen insanlar, yaklaşık bin kişinin öldüğü ayaklanmada zaferin nelere mal olduğunu bir kez daha görme fırsatı buldular. Tabloyu salonun açılışını yapan Kral Louis-philippe, Luxembourg Kraliyet Müzesi için satın alır. Kısa bir müddet sergilendikten sonra ortadan kaldırılan eseri 20 yıl kimse göremez. Politik açıdan rahatsız edici olduğu kadar, özgürlüğün yarı çıplak bir halk kızıyla temsil edilmiş olması da çok eleştirilir. Ancak ortadan kaldırılması daha çok dikkatleri çektiği
için gravürleri elden ele dolaşır ve tablo efsaneleşir. Ressam eserinin L’exposition Universelle’de tekrar sergilenmesi için, 1855 yılında III. Napoléon’dan izin almayı başarır. Ne yazık ki tablonun Louvre Müzesi’ne girmesi Eugène Delacroix’nın ölümünden 11 yıl sonra gerçekleşebilir. Eserin yeniden doğuşu ise 1871 yılında İkinci İmparatorluk’un yıkılıp Üçüncü Cumhuriyet’in kurulması sayesindedir. Adı “Halka Yol Gösteren Eden Özgürlük” olarak değiştirilir. Fransız Devrimi’nin sembolü olarak kabul edilen tablodaki kadın New York’taki Özgürlük Anıtı’nda da model olarak kullanıldı.l