“Yük taşımak özgürlük, fırtına varlık habercisi”
Bu yorumlar, Konstantinopolis patriği Nikephoros’a ait. Steven M. Oberhelman’ın Nikephoros’un da dahil Bizans’ta yazılan altı rüya tabirnamesini karşılaştırdığı kitabı, meraklılarına çok şey vaat ediyor.
BIZANS’TA RÜYA TABIRNAMELERI, STEVEN M. OBERHELMAN, YAPI KREDİ YAYINLARI, EYLÜL 2019
Geleceği bilme arzusu insanın doğasında var. Bilinmeyeni öğrenmenin en kolay yolu ise rüyalar. Herkes rüya görür ve rüyalar binlerce yıldır bazen gelecekten haber almak, bazen de içinde bulunulan durumu anlamak için başvurulan kaynaklardan biri olmuş. Rüya görenin bütün ihtiyacı, anahtar bir rüya kılavuzudur.
Anahtar rüya kılavuzları, ya da rüya tabirnamelerinin (Yunanca oneirokritika) geçmişi çok gerilere uzanıyor. Süryanice Mezopotamya rüya ritüellerinin kayıtları mevcut. Daha sonra Yunanlar ve Romalılar da rüya tabirnameleri yazmış ve bunlar kuşaklar boyu aktarılmış. Prof. Steven M. Oberhelman, “Bizans’ta Rüya Tabirnameleri” kitabında, İS 9-10’uncu yüzyılda yazılmış altı adet tabirnameyi inceliyor. Alfabetik olarak yazılan bu tabirnamelerin kimileri günümüzde de geçerliliğini koruyan yorumları içeriyor.
Tamamının hatırlanması gerek
Antik tabirciler rüyayı basit ve karmaşık (allegorik, sembolik) olarak ikiye ayırıyor. Basit rüyalar sembolizmden tamamen yoksundur. Yorumlanması için profesyonel bir yardım almaya gerek yoktur ve kısa sürede gerçekleşir. Kehanet rüyalarının büyük çoğunluğu ise, geleceğe işeret eden semboller ve bilmeceler içerir. Dolayısıyla bir tabirci aracılığıyla yorumlanması gerekir. Bir tabircinin ilk işi rüyayı altı unsura göre analiz etmekti: Doğa, gelenek, alışkanlık, meslek, isim ve zaman. Tabirci özellikle rüyayla ve rüyayı gören kişiyle ilgili bilgileri nasıl toplayıp değerlendirdiği konusunda dikkati olmalı. Tamamı hatırlanmayan hiçbir rüya tabir edilmemeli, rüyanın yeri ve zamanı mutlaka dikkate alınmalıdır. Bütün yorumlar için mutlak surette önemli olan şudur: Rüyadaki görüntülerin rüyayı gören kişinin cinsiyet, çocuk sayısı, medeni durumu, toplumsal konumu, ekonomik gelirleri gibi verilerle karşılaştırılması gerektiği için yorumcu o kişinin hayatını ve alışkanlıklarını bilmelidir.
Gelelim örneklere... Kadının biri tabirci Sereim’e danışır: “Rüyamda evin kapısının üst pervazı alttakinin üzerine düştü ve kapılardan biri dışarıya, diğerisi ise içeriye devrildi.” Sereim kadına sorar: “Kocan, çocukların var mı?” Kadın cevap verir: “Var, ama kocam oğlumla birlikte yabancı bir ülkede yaşıyor, kızımsa evde benimle birlikte.” Bunun üzerine Sereim: “Kapının kasasının üstü düştüğü için kocan yakın zamanda dönecek ve oğlun yeni eşiyle birlikte ona eşlik edecek, çünkü kapın içeri düşüyor; diğer yandan kızın bir adama bağlanacak ve gidecek, çünkü diğer kapı dışarı düşüyor.” Ve rüya kısa sürede kehanette bulunduğu gibi gerçekleşir.
Doğa ile uyumluluk ölçütü
Basit rüyalara ise kimi günümüzde de geçerliliğini koruyan örnekler verilebilir: “Rüyanda kız kardeşinin, erkek kardeşinin, ya da başka bir akrabanın öldüğünü görmek, ömrünün artacağına işaret eder.” Karşıtlık içiren rüyalar da bu kategoride değerlendirilebilir: “Gülmek keder anlamına gelir. Ağlamak neşe demektir. Tatlı yemek acı haber alacağına, rüyanda zengin olduğunu görmek ise fakir olacağına işaret eder.”
Genel olarak Bizans tabirnamelerinde rüyalar doğa ve geleneklerle uyumluysa iyi, doğaya ve geleneklere karşıysa kötüdür. Yük taşımak özgürlük, kuş yuvası kazanç olarak yorumlanıyor. Rüyada fırtına görmenin kısa zamanda varlık sahibi olunacağını gösterdiğini belirtiliyor. Kişinin kendini çıplak ayaklı olarak görmesi ise kayıplara işaret ediyor.
Kimi rüyalar sağlıkla doğrudan ilişkili, “Biber, ya da hardal tutmak, hastalık, üzüntü ve gözyaşı demektir.” Kimi rüyalarsa metaforiktir: “Bilmediğin bir ata binmek, başka bir erkeğin karısıyla mutluluk demektir. Çünkü ata binmek cinsel ilişki için kullanılan bir metafordur.”