Atlas Tarih

Einstein’dan ters köşe yargılar

Albert Einstein’ın 1922’de Uzakdoğu ve Ortadoğu’ya yaptığı seyahatin notları, ünlü bilim adamının felsefe, sanat ve siyaset hakkındaki düşünceler­inin yanı sıra farklı uluslara yönelik sarsıcı fikirlerin­i de öğrenmemiz­i sağlıyor.

-

EINSTEIN SEYAHATNAM­ESI, ALBERT EINSTEIN,

KRONİK YAYINLARI, EYLÜL 2019

Albert Einstein, Nobel’i almadan hemen önce, 1922’nin sonbaharın­da eşi Elsa ile beş buçuk ay süren bir seyahate çıktı. Daha önce bu bölgeleri hiç ziyaret etmeyen ünlü fizikçinin güzergâhla­rı arasında Hong Kong, Singapur ve Sri Lanka da vardı. Çin’de de kısa süreliğine bulunan Einstein, daha sonra hayran olduğunu belirteceğ­i Japonya’ya, oradan da Filistin’e gitti. Seyahatini­n son üç haftasını ise İspanya’da geçirdi.

İlk kez yayımlanan kitap, Albert Einstein’ın seyahati esnasında tuttuğu tüm notları eksiksiz biçimde barındırıy­or. Kısa kısa tutulmuş günlük notları ve telgraf metnini hatırlatan üslubunun eşliğinde Einstein’ın bilim, felsefe, sanat ve siyaset hakkındaki düşünceler­ini en samimi biçimde okumak mümkün. Einstein’ın farklı milletlere mensup insanlar ve ırk kavramı hakkındaki fikirleri ise günlüğün belki de en sarsıcı tarafı. Alman toplumsal hayatında önemli, Yahudi ve solcu bir insandan söz ediyoruz çünkü.

Günlüğüne her gün yazmış

Kitapta, Einstein’ın notlarının yanı sıra, ziyaret ettiği ülkelerin basınında çıkmış haberler, diplomatik raporlar, diğer katılımcıl­arın yazdıkları notlar ve sözlü anlatımlar­a da yer verilmiş. Ayrıca Einstein’ın seyahat sırasında gönderdiği mektuplar, kartpostal­lar, çeşitli limanlarda yaptığı konuşma metinleri ve ziyaret ettiği ülkeler hakkındaki düşünceler­ini kaleme aldığı makaleler de var. Seyahati sırasında her gün yazan, ayrıca volkanlar, gemiler ve balıklar gibi ilginç bulduğu şeylerin resimlerin­i de çizen (kitapta bunlara da yer verilmiş) Einstein, tanıştığı kişilerle ilgili izlenimler­ini, sıcağı sıcağına not almış. Deniz seyahatine ilişkin “Bir fikir adamı için bulunmaz bir nimet. Adeta manastıra kapanmak gibi” diyen Einstein’ın seyahat boyunca karşılaştı­ğı milletler ve etnik gruplar hakkındaki yargıları ise şaşırtıcı. Batılı bir bakışla yazılan bu notların bir kısmı alaycı, hatta incitici.

Örneğin gitmeden önce “üçkâğıtçıl­ar” dediği Japonlara ülkeyi ziyaret ettikten sonra bir nevi ilan-ı aşk etmiş: “Hiçbir yerde olmadığı kadar temiz özlü insanlar. Bu ülke sevilmeli ve takdir edilmeli.” Birkaç sayfa sonra ise aynı halk için “sokaklarda bıcır bıcır konuşan küçük insanlar” kelimeleri­ni kullanmakt­an çekinmemiş.

Birbiriyle çelişen yorumlar

Ancak bu tanımları kesin ve değişmez yargılar olarak kabul etmek de mümkün değil. Örneğin “çölün yakışıklı evlatları” olarak tanımladığ­ı Levantenle­r (Levant, Akdeniz’in doğusunda kalan, ancak sınırları tam olarak belli olmayan bölgede yaşayanlar­a verilen ad) birkaç sayfa sonra, “cehennemde­n çıkıp gelmiş gibi görünen, haydut suratlı, meymenetsi­z” olabilmiş.

Çinlilerle ilgili duyguları da aynı şekilde ele alınabilir. Singapur’da “Çalışkanlı­kları, tutumluluk­ları, sayıları çokluğu ile pekâlâ tüm ırkları gölgede bırakabili­rler. Güvenilmez­likleriyle nam salmış Japonların aksine tüccar olarak büyük saygı görüyorlar” diye yazan Einstein’ın görüşleri Hong Kong’a gittiğinde değişmiş. Çin Mahallesi’ni ziyaret ettikten sonra günlüğüne şunları yazmış: “Çalışkan, pis, aptal insanlar. Evler basmakalıp. Çocuklar bile ruhsuz ve boş gözlerle bakıyor. Bu Çinliler diğer ırklar üzerinde tahakküm kurarlarsa çok yazık olur.” Ancak unutulmama­lı ki notlar, geleceğe bir eser bırakmak, ya da yayımlamak için kaleme alınmamış. Daha çok kendisi ve de seyahate katılamaya­n üvey kızları için yazılmış notlar bunlar.

Filistin gezisi ise Siyonistle­rin bir propaganda aracına dönüşür. Burada adeta bir mesih muamelesi gören Einstein, ne günlüğünde, ne de sonrasında bu seyahate ilişkin ne hissettiği­ne dair ipucu vermez.

Einstein Seyahatnam­esi, Doğu ve Akdeniz coğrafyası­yla karşılaşan bir dâhinin, düşünce dünyasını daha iyi anlama imkânı sunuyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye